Nerede ‘Aile Şerefi’ nerede ‘Koca Koca Yalanlar’

Acımasız reyting rekabeti yeni sezonla birlikte başlıyor. Birbirinden kopya çekilmiş gibi senaryolarla önümüze sunulan dizilerin birçoğu yayından kaldırılıyor bazıları da iddiasını sürdürerek yoluna devam ediyor. Pekiyi bu dizilerde topluma verilen veyahut belki de toplumdan alınan ne?

ÖZLEM DOĞAN

İçimizde Adile Naşit ve Münir Özkul’un başrollerinde oynadığı ‘Aile Şerefi’, ‘Neşeli Günler’, ‘Gülen Gözler’, ‘Bizim Aile’, filmlerin izlemeyen kaldı mı bilmiyorum! Bu filmlerin ortak özelliği; aile dayanışması, emek, paylaşma, zorluklara karşı hep beraber direnme, temiz bir sevgi, saygı, sadakat, yapılan hatalardan ders çıkarma, zenginin karşısında yıkılmama, yoklukta bile dimdik ayakta durabilmek. Bahsettiğim filmlerde sülale içi ilişki, birilerinden hamile kalıp başkasına çocuğu kabul ettirme, anne veyahut babaların yasak aşkı, para hırsı ve bu hırs uğruna çevrilen bin bir entrika yok. Zaten günümüzde tüm dizi ve filmlerin ana konusu bu samimiyetsizlik yüzünden eski Türk filmleri hala izlenme oranları içinde o gece yüksek sıralarda yer alıyor.

Bunları kim izliyor? Sorsan hiç kimse!

Sürekli Türk toplumunun aile kurumuna verdiği değerden bahsederiz. Bizim birlikte geçirdiğimiz ramazanımız, kandilimiz bayramımız vardır. Büyüklerin ellerinden öperiz, telefon açar hal hatır sorarız. Fakat bu hasletler bir şekilde bozulmaya yüz tuttu. Burada ahlaki değerlerimiz diye başlayan ve nasihat dolu bir yazı yazmayacağım ve fakat biri bana reyting rekorları kıran dizilerin içeriğini açıklasın. Kime sorsam ‘ben izlemiyorum ‘ diyor ama herkes de olan bitenden haberdar.

Biz ne ara böyle olduk?

Star’da final yapan ve reytingi yüksek olan bir dizi vardı: ‘Fazilet Hanım ve Kızları. Başroldeki kız hamile, annesi tam bir paragöz, kız zengin ve yaşlı bir adama çocuğunu kabul ettirip aileye gelin gidiyor. Karnı burnunda gelin gittiği ailenin kızıyla da bebeğinin asıl babası evleniyor. Sonra ev içinde bir aşk çıkmazı başlıyor. Zamanın Dallas dizisi bizim ekranlarımızda bizim oyuncularımızla çevriliyor. Şu sıralar da Kanal D’de ‘Koca Koca Yalanlar’ adlı dizide başroldeki erkek karısını aldatıyor. Ailenin iki küçük kızı metres nedir diye konuşurlarken 16 yaşlarındaki kız ‘babam annemi aldattı ya işte o kadın metres’ diye açıklama yapıyor.

Bir dizi topluma ne verebilir?

Kimse itiraz etmesin! Maalesef bu dizilerin reytinginde en yüksek pay evde oturan annelerimiz ve ablalarımız. Artık bunun farkına varalım. Onları bu bataklığa benzeyen dizilerden kurtarmanın tek yolu içkiyi sigarayı blurlamak değil, toplum yapımıza ters konuları işleyen yapımları tümden ekrandan kaldırmak. ‘Diriliş Ertuğrul’, Vatanım Sensin gibi diziler de çok reyting aldı. Demek ki entrika, ahlaksızlık olmadan da bir şeyler başarılabiliyor. Eğer Kanal D’de yayınlanan ve zamanında rekorlar kıran Aşk-ı Memnu’nun tekrarları bile hâlâ yüksek reyting alabiliyorsa diziler üzerinden de bir şeyler yapılabilir. Bir dönemi anlatan ya da tarihten esinlenerek kurgulanan dizilerden tarih öğrenilmese de bahsi geçen yıllarda yaşananlar üzerinde hem fikir sahibi olunabilir hem de insanlar araştırmaya yönlenir”. Bunu Muhteşem Yüzyıl’da gördük, yaşadık. Dizi yayınlanırken Kanuni dönemini anlatan kitap satışlarında gözle görülür bir satış grafiği elde edilmişti.

‘Halk bunu istiyor’ demek işin kolayı

Bu RTÜK ne işe yarar? Her şey reyting mi? Zahmet olacak ama bir harekete geçen bulunur mu? Neden herkesin hayran olduğu eski Türk sinemalarındaki o samimiyet ve sadakat yeni yapımlarda yok? Neden şikâyetçilerinin çok olduğu diziler izlenme rekorları kırıyor? Halk bunu istiyor demek işin kolayına kaçmaktır. Önce eğitim diyorsak ilk olarak günümüzün özellikle akşamımızın önemli bir vaktini işgal eden televizyonlardan başlayalım. Senaryolara belli kıstaslar getirilmeli. Bu kesinlikle tekelcilik değildir; insan zekâsı ve onuruyla dalga geçen evlilik programları nasıl yayından kaldırıldıysa, dayanışma, sadakat, ahlakın yerine entrika, güç ve aldatmayı koyan yapımlara da bir dur denmeli.