NEOCONLARA İZİN VERMEMELİYİZ

Postmodern darbe 28 Şubat'ın yıldönümü dolayısıyla Siyasal Vakfı'nda gerçekleşen programa katılan AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı, "Bugün bir Neocon çetesine Başbakanımızın itibarını kırdırmaya çalışıyorlar. Buna izin vermemeliyiz, buna izin vermemelisiniz" diye konuştu.

ÖZLEM DOĞAN - İSTANBUL

Siyasal Vakfı'nda gerçekleşen 'İstanbul Üniversitesi 28 Şubatla yüzleşiyor' programı Necmettin Erbakan Hükümeti sırasında yaşanan postmodern darbe manşetlerinden oluşan sergiyle başladı. Açılış konuşmasının ardından gösterilen 28 Şubat belgeselinden sonra söz alan AK Parti MKYK Üyesi Prof. Dr. Mazhar Bağlı, gazeteci-yazar Aslan Değirmenci ve Avukat Fatma Benli döneme ve günümüz siyasetine dair önemli açıklamalarda bulundular.

Halkın iradesine karşı vesayet

Prof. Dr. Mazhar Bağlı, 28 Şubat döneminde toplumda, 'politikacı demek, yalancı demektir' algısı oluşturulduğunu, içinde siyaset ve siyasetçinin olmadığı bir sosyolojinin ön görüldüğünü söyledi. Bağlı, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in 'Ben denge unsuru olarak buradayım' açıklamasıyla cumhurbaşkanlığı makamını, halkın iradesine rağmen ihlal ettiğini kaydetti.

Aynı tezgah kuruldu

28 Şubat döneminde Başbakan Necmettin Erbakan'a yapılanların günümüzde Başbakan Erdoğan'a da yapıldığını ifade eden Bağlı şunları söyledi: "Çok korkunç bir mizansenin önümüzde olduğunu ve bu mizansenin içinde pek çok aktörün var olduğunu görüyoruz. Bugünlere çok benzediği için 28 Şubat dönemine ait şu hikayeyi anlatmak istiyorum. Batı Çalışma Grubu yaklaşık üç yüz kişilik kurşun asker grubunu, aktörlerini İstanbul'daki taksilere bindiriyor. Taksicilere, 'bu hükümet ülkeyi satıyor' diyorlar. Ama kimseyi inandıramıyorlar. Bunun üzerine 'bunlar hırsızlık yapıyor' söylemini yaymaya çalışıyorlar. Yine 'saçmalama kardeşim, görüyoruz yok böyle bir şey' tepkisi ile karşılaşıyorlar. En son olarak bu aktörler 'bunlarda kadın kız meseleleri var' söylentisini yaymak için aynı işleme devam ediyorlar ve kafalarda soru işaretleri oluşturduklarını anladıklarında 'burada malzeme var' deyip harekete geçiyorlar. İşte Fadime Şahin'in buradan üretilen bir aktör olduğunu unutmayın. 28 Şubatçılar Ali Kalkancı ve Fadime Şahin'i kullandı ama bunlar başkalarını kullanıyorlar. Daha başka şeylerde yapacaklar.

Encümen-i daniş bugün paralel yapıdır

Mazhar Bağlı'nın ardından söz alan gazeteci yazar Aslan Değirmenci ise MGK kararlarının taslağını hazırlayan Encümen-i Daniş'in masonik bir yapı olduğuna dikkat çekerek "bugün Encümen-i Daniş'in yerini paralel yapı almıştır" dedi. Degirmenci şunları söyledi: "Paralel yapının da kes, yapıştır, kopyala yöntemiyle 28 Şubatçılarla aynı şeyleri yaptıklarını görüyoruz. Yani 28 Şubat eşittir paralel yapı. Ben yine de bu yaşadığımız sürecin hayırlara vesile olacağını düşünüyorum. Çünkü paralel yapılar, paralel devletler, küresel Ergenekoncular çok kirli operasyonlara oyunlara başvursalar da, artık toplum ve toplum mühendisleri bunlara karşı aşılanmış durumda, yemiyor. Anlıyor ve görüyor. Biz millet iradesine sahip çıkacağız. Millet iradesine sahip çıkmak sadece AK Parti'ye oy vermek değildir. İstediğiniz partiye oy verebilirsiniz ama bunu da tırnak içinde söylüyorum; dün 28 Şubatçıların Mesut Yılmaz'ına verdiği görev bugün aynı küresel Ergenekoncular tarafından Kemal Kılıçdaroğlu'na verildi. Kılıçdaroğlu, Mesut Yılmaz'ın gömleğini giymek üzeredir. ABD'de Yahudi lobisiyle görüştükten sonraki değişimine bir bakın. ABD'den Türkiye'ye döndüğünde Kılıçdaroğlu'nun ilk hedefi neden İHH olmuştur?"Avukat Fatma Benli de Türkiye'de darbelerin olağandışı sayılmadığını, gelinen nokta ne olursa olsun bir daha asla olmaz deme imkanının bulunmadığını söyledi.