​Nefis MÜLÂKATLAR

Erenköy Cemaati önderi Osman Nuri Topbaş hocaefendi'nin sohbetlerinden minik bir demetin toplandığı MÜLAKATLAR isimli kitap, müslümanların öncelikli konularına parmak basıyor. Kitapta amelî ve itikadî konuların yanı sıra sosyal hayata ve estetik mimariye de yer verilmiş.

SÜLEYMAN KARAKULLUK

YÜZAKI Yayıncılık'tan harika bir kitap geldi...

"Osman Nuri Topbaş Hocefendi ile MÜLÂKATLAR"

Baştan şunu belirteyim ki; Osman Nuri Topbaş Hocaefendi, Nakşibendilik istikameti içerisinde, esnaf ve işadamlarının kolu olarak bilinen Erenköy Cemaati'nin önderidir. Allah ondan ve onun hizmetlerinden razı olsun.

Gelelim kitabın muhtevasına... Bir kere kitabın kapak tasırımı bir harika.. Yüzakı Grafik'ten Abdullah Küçükaşçı'ya emeği için teşekkür ediyorum.

Kitaptaki hatlara emek veren Filibeli Arif, Halim Özyazıcı, Haşim El-Bağdâdi, M. Şefik Efendi ve Emre Özdemir'in de emeklerine sağlık..

171 sayfalık enfes baskıyla okuyucuların beğenisine sunulan kitapta; 9 ayrı konuda son derece faideli sohbetler yer alıyor.

VATAN EVLADI BİR GENÇLİK:

Din ve vatan yolunda yapılan savaşlarda hiçbir zaman sayı ve maddî kuvvet tek başına mühim olmamıştır. Asrı saadetteki mücadelelerin tamamında da mü'minlerin fazla bir sayısı yoktu. Fakat; o az sayıdaki mü'minlere, Cenab-ı Hakk'ın yardımı geldi...

KUR'AN VE SÜNNET EKSENİNDE BİR EĞİTİM HAKKINDA:

Allah'ın dinini yaşama ve yaşatma gayretlerimizde, aşkımız, vecdimiz ve heyecanımız ne kadar kuvvetli olursa, o yolda çekilecek çileler o nisbette unutulur, hissedilmez olur. Sahabe-i Kiram Çin'e gitti, Semerkant'a gitti. Yorulmadılar, üşenmediler. Of! Of! bile demediler. İşte onlar, göz nuru bir Kur'an nesliydi. Peygamberimizin göz nuru talebeleriydi.

GERÇEK İLİM TAHSİLİ VE MUHABBETLE TERBİYE HAKKINDA:

Her mü'min bu dünyaya arz-ı endam için gelmediğini, arz-ı hal için geldiğini düşünerek, daima bir abd-i aciz olduğunun idraki içinde olacak. Yani makam mevki, şehvet ve şöhret için değil, Allah'a kulluk için yaratıldığının şuuruna varacak.

BİR KUR'AN VE İRFAN MEKTEBİ:

Bu televizyon ve cep telefonları, bilhassa genç nesillerin yüreğini alıp söküp götürüyor. Selde akan kütükler gibi meçhul bir akıbete sürüklüyor. Bu halden kurtarabilmek için Kur'an kültürünü yaşatan bir neşriyat şart.

MANEVİ SEFERBERLİK ZAMANI:

Cenab-ı Hak, bütün mü'minleri birbirine zimmetlemiştir. Fakir zengine zimmetlidir, zengin de fakirin duasına muhtaçtır. Belki, zenginin fakirin duasına muhtaçlığı daha ziyadedir. Belki zengin, fakirin duası sebebiyle daha kârlı durumdadır.

İSTANBUL'UN SIRLARI:

İstanbul bizim için çok müstesna ve mûtenâ bir şehirdir. Peygamberimizin müjdesinin gerçekleştiği bir beldedir. Bu müjdeye nâil olabilmek için sahabe-i kiram zamanından başlayarak Fatih Sultan Mehmed Han'a kadar yapılan seferler, bir iman şeraresi halinde devam etmiştir.

MİMARİDEKİ ŞAHSİYET:

İslâm'ın başka bir kültürü taklit etmeye ihtiyacı yoktur. Zira İslâm kültürü kâbına varılmaz bir zirvedir. Bu şuurla ecdadımızın imar ettiği İstanbul, muhtemelen mazinin hatıralarıyla dolu...

MİRASI HAYRAT OLAN HANIMLAR:

Normalde kadınlar ziynet eşyalarını, takılarını ve mücevherlerini çok sever. Fakat bizim medeniyetimizdeki hanım sultanları görüyoruz ki, hayır hasenat işlerini, ziynetlerinden daha çok sevmişlerdir. Bilhassa vâlide sultanlar, hayır işlerinde her daim ön saflarda yer almış, örnek olmuşlardır.

ÇEŞMELERDEKİ ZARÂFET:

Osmanlı medeniyetinde çeşmelerin ayrı bir zarâfeti, ayrı bir inceliği var. Bu çeşmeler zarif bir mimari içinde inşa edilmiştir. Bu çeşmelerden su içen de, çeşmelerin güzelliğini izleyen de ayrı bir huzura kavuşur.