Ermenek'teki maden ocağında mahsur kalan işçilerin kurtarılması için yapılan çalışmaları incelemek üzere bakanlarla ocağa inen AA muhabiri Boztepe, içeride yaşadıkları 1 saati anlattı.
Ermenek'teki maden ocağında mahsur kalan işçilerin kurtarılması için yapılan çalışmaları incelemek üzere bakanlarla ocağa inen AA muhabiri Muhammed Boztepe, içeride kaldıkları yaklaşık 1 saatte yaşadıklarını anlattı.
Muhammed Boztepe'nin izlenimleri;
İlk önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile diğer ekiplerle, ocağa inilen tünelin ağzına kadar geldik.
Burada bize verilen baret ve çizmeleri giydikten sonra ocağa inmeye başladık. Belirli aralıklarda ceplerle karşılaşıyorsunuz. Vagonlarla sürekli aşağı tomruklar taşınırken, aşağıdan alınan çamurlar da yukarı çıkarılıyor. Vagonlar hareket ettiğinde ceplere girerek, vagonlara yol açtık. Yerin altına biraz daha yaklaştıkça, yerler gittikçe kayganlaşmaya başlıyor.
Etrafın çamur, yerlerin de kaygan olmasından dolayı yürümemiz daha da zorlaştı. Sonra dar basamaklardan meyilli bir şekilde aşağı doğru iniyorsunuz. Hala tavanın belirli yerlerinden sular damlıyor ve damlayan yerler toprakla bütünleşince, her yer kayganlaşmaya başlıyor.
Nefes almak gerçekten çok zor
İndiğimiz her metrede nefes almak, oksijen içlere doğru ilerledikçe nispeten azaldığı için biraz daha zorlaşıyordu. Orada bulunanların nefes alıp verişlerini duyabiliyorsunuz. Daha yolu yarılamamış olmamıza rağmen nefes nefese kaldık. Nefes almak gerçekten çok zordu. Bunun yanında hava sıcaklığı da git gide düşüyor. Bunu bariz şekilde hissedebiliyorsunuz.
Tahta merdivenlerden indiğimiz çamurlu, soğuk ve havasız o ortama bir de karanlık ekleniyor. Görüş mesafesi çok düşük. Arkadaşlarımızın yüzünü zor seçtik. Sadece baretlerdeki ışıklardan ancak önünüzü görebiliyorsunuz. Aşağı indikçe gruplar halinde işçilere rastlıyorsunuz. Her biri ayrı köşede, ellerinden geldiğince verilen görevi yapmaya çalışıyor. Kimileri tomruk taşıyor, kimileri çamuru temizliyor.
Metrelerce aşağı indiğimizde işçiler yanından geçenlere aldırmadan bir an önce mahsur kalanlara ulaşmak ve endişeyle bekleyen ailelere müjdeli bir haber vermek için hummalı bir şekilde çalışıyordu.
Bu sırada bakanlar Yıldız, Çelik ve Elvan da durduğumuz her cepte yetkililerden bilgi alarak talimatlar verdi. Bu zorlu yolculukta dinlenmek için ceplerde oturduk.
O anda rahat bir nefes alabildiğim için şükrettim
Tahkimat çalışmalarının tamamlandığı en son noktaya kadar ulaştık. Burada bir süre çalışmaları gözlemledikten sonra artık yukarı çıkmaya karar verildi. Bu sırada bize 4-5 kişilik ekipler eşlik etti. İndiğimiz dar ve çamurlu yoldan çıkmak daha da zordu. Nefes nefese kaldığınız o ocakta, bir an önce o ışığı görmek için çıkışa koşmak istiyorsunuz.
Yaklaşık 1 saat sürse de kendimi sanki saatlerce o havasız, çamurlu tünelde kalmış gibi hissettim. Nefes nefese, çamurlu ve balçıklı dar tünelden çıkmaya çalıştık. O anlar aklınıza, "Sadece 1 saat durduğumuz bu tünelde o insanlar her gün saatlerce nasıl durabiliyor?" sorusu geliyor.
Birkaç metrede bir ceplerde dinlenip nefes akışımızı düzene girdikçe tekrar çıkışa doğru yöneldik ve en sonunda dışarı çıktık. Gerçekten o an rahat bir nefes alabildiğim için şükrettim. Bakanlarımızla bir kenarda dinlendik. Daha sonra Bakan Elvan, Yıldız ve Çelik, aşağıdaki durumu ve çalışmaları anlatmak için kendilerini endişe ve merakla bekleyen ailelerin yanına gitti.
Kaynak: AA