Sivas'ta dönemin eski Malatya karayolu üzerinde tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmese de yaklaşık 800 yıl önce Selçuklular zamanında İpekyolu üzerine yaptırılan eski adıyla 'Bağdat' köprüsü, yüzyıllardır gizemini koruyor. Kesme taştan yaptırılan ve 18 kemeri bulunan, 179 metre uzunluğa ve 4 metre 60 santim genişliğe sahip köprü Karayolları bünyesinde yıllarca Sivaslılara hizmet ettikten sonra, yanına yapılan yeni köprüyle birlikte trafiğe kapatıldı. Son olarak 2006 yılında restorasyonu yapılan köprü emekliye ayrılarak Kültür Bakanlığı envanter kayıtlarına geçti. Yapım kitabesi bulunmayan köprünün bir kaç kez restorasyondan geçtiği sadece 1802 yılına ait bir restorasyon kitabesinin bulunduğu biliniyor.
12'nci kemerden sonra eğriliyor
18 kemerli köprü 12'nci kemerden sonra sola doğru eğrilerek devam ediyor. Köprünün neden eğri olduğuna dair çeşitli rivayetler bulunmasına karşın, kesin nedenini bilen yok. Geçmişte suların çok fazla akması nedeni ile köprünün yarıdan sonra bir dalgakıran görevi görerek suyun şiddetini kırması ve yıkılmayı önleme adına böyle yapıldığını düşünüyor. Ancak köprünün tüm kemerlerinde ayrıca dalgakıran bulunması bu ihtimali düşürüyor. Kültür Müdürlüğü envanter kayıtlarında da, eğrilik nedeni olarak sadece eski rivayetlere ilişkin ifadeler yer alıyor.
Mimarlar Odası 'Kesin bilgi yok' Sivas Mimarlar Odası Başkanı Serdar İnce, "Eğri Köprü hakkında 3-4 tane rivayet var. Rivayetlerin birisi efsanevi olanı. Bu rivayette usta-çırak ilişkisinden bahsediliyor. Ustasından ayrılan çırağın, ustasının önüne geçmemek adına ona saygıdan dolayı eğri yaptığı söyleniyor. Bir başka rivayette ise bu köprünün Roma döneminden kalan bir köprü olduğu ve bu köprünü üzerine yapıldığı söyleniyor. Diğer köprünün izini takip ettiği için böyle bir kavis verildiği söyleniyor. Teknik açıdan olan diğer bir rivayet ise, o dönemde bölgeden aşırı yoğun bir su geldiği için köprünün yıkılmaması amacıyla dalgakıran şeklinde bir açı verilerek suyun yoğunluğunu azaltılmasının amaçlandığı ifade ediliyor. Bu tür rivayetler var. Ama kesin bir bilgi yok" dedi. Bu konuda, tarihçilere de danıştıklarını ifade eden İnce, onlardan da bu rivayetlerin dışında başka bir bilgi edinemediklerini ifade etti.