Nazlı Ilıcak hakkında, "Askeri İstihbarat ve Tahşiyeciler" başlıklı yazısına ilişkin "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama" suçundan, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 330/1. maddesi uyarınca müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanarak Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, Ilıcak'ın, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişiminden sonra kapatılan Bugün gazetesinde 2 Ocak 2015'te "Askeri İstihbarat ve Tahşiyeciler" başlıklı yazısının yayımlandığı belirtildi.
NAZLI ILICAK CASUSLUK SUÇLAMASIYLA MÜEBBETLER İSTENDİ
İddianamede Ilıcak'ın, bu yazı nedeniyle, TCK'nın 330/1. maddesinde düzenlenen, "devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama" suçundan müebbet hapisle cezalandırılması istendi.
İddianameyi kabul eden Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesi, "yetkisizlik" kararı vererek, dosyayı İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.
Mahkemenin kararında, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 12/3. maddesinde, "Suç, ülkede yayınlanan bir basılı eser ile düzenlenmiş ise yetki, eserin yayın merkezi olan yer mahkemesine aittir" düzenlemesi bulunduğuna işaret edildi.
NAZLI ILICAK İÇİN FETÖ'NÜN MEDYA YAPILANMASINDA MÜEBBET İSTENMİŞTİ
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Aralıkta görülen duruşmada Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu FETÖ'nün medya yapılanmasına ilişkin 6'sı tutuklu 7 sanığın yargılandığı davada Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı, Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın aralarında bulunduğu 6 tutuklu sanığın "Anayasayı ihlal" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsini talep etti.
Kararda, "Olay tarihinde ulusal düzeyde faaliyet gösteren FETÖ/PDY'ye müzahir Bugün gazetesinin genel merkezinin İstanbul'da bulunduğu" belirtilerek, suç yönünden yargılama görev ve yetkisinin İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu kaydedildi.
Savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunmasını yapan Gazeteci Nazlı Ilıcak, "Önceden bildiğim darbeyi desteklediğim iddia ediliyor. Ben zaten terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanmıştım. Bu davaya konu program ortaya çıkınca darbeci de ilan edildim" diyerek savunmasına başladı. Terör örgütü FETÖ'nün amacını bilmediğini söyleyen Ilıcak, kendisini 20-30 yıldır tanıyan arkadaşlarının da 'Nazlı Ilıcak'tan darbeci çıkmaz' diyerek kendisi hakkında tanıklık yaptığını anlattı. Firari eski savcı Zekeriya Öz ile yaptığı röportaja da değinen sanık Ilıcak, "Röportaj yaptığımda Zekeriya Öz HSK tarafından açığa alınmıştı. Öz'ün, Dubai gezisini bir işadamının finanse ettiği iddia ediliyordu. Bunun FETÖ'ye ilgisi yok" ifadelerini kullandı. "Ben yolsuzluk yapanların hesap vermesini istedim" diyen Nazlı Ilıcak, 17-25 Aralık ile ilgili gazetelerin attığı manşetleri tek tek duruşma salonunda okudu.
"AK PARTİYE OY VERDİM, DESTEKLEDİM"
Ilıcak, "Yargıya beslediğim güvenden dolayı, dosyaların kapanmasını istemediğim için FETÖ'ye hizmet mi etmiş oluyorum? Bugün ABD'de bulunan Reza Sarraf Davası'yla ilgili gazeteler ve köşe yazarları benzer konuları işliyor. 'Dosyalar kapatılmasın' dedim. Vatanımı sevdiğim için söyledim. Dürüst bir gazeteci olduğum için bunu yazdım. Ben Ak Partiyi destekledim. Ak partiye oy verdim. Sonra yolsuzluk iddiaları ortaya çıktı. Konu yargıya intikal etsin istedim. Hakkında iddialar bulunan kişiler yargılansın istedim. Demokrasiler de hesap vermek doğal bir hadisedir" ifadelerini kullandı.
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜ FETÖ'YE TERCİH EDERİM"
Ilıcak, "FETÖ'yü terör örgütü olarak görüyorum. 15 Temmuzdan önce bilmiyordum. Ama terör örgütü devleti ele geçirmeye çalışmaz. Oysa FETÖ devleti ele geçirmeyi amaçlamıştır. Terör örgütünü, FETÖ'ye tercih ederim. Bu çok tehlikeli bir şey. Hukukta iddialar somut iddialara dayanır. Niyet okumaya değil. FETÖ üyesi değilim. FETÖ'nün amacının devleti ele geçirmek olduğunu bilmiyordum. Benim gazetede yazdığım yazı ile attığım tweetlerin FETÖ'nün amacıyla ne ilgisi olabilir" diye konuştu.
"BEN ERDOĞAN'NDAN NEFRET ETMEDİM"
Ilıcak, "FETÖ hükümete öfke duyuyor. İşi darbe teşebbüsüne kadar getirdi. Ben Recep Tayyip Erdoğan'dan nefret etmedim. Yazdığım yazılarda hakaret yok. Hakkımda bir tek hakaret davası yok. Benim amacım siyasi iktidarın yanlışlarını söylemek, yanlıştan döndürmek, ikaz etmektir, kamuoyu adına denetim yapmaktır" şeklinde konuştu.
"BEN SİNSİCE HAREKET EDEN BU ÖRGÜTÜ DOĞRU TEŞHİS EDEMEDİM"
Darbeyi önceden bilmediğini, örgütten talimat almadığını buna ilişkin de delil olmadığını kaydeden sanık Ilıcak şunları söyledi: "Ben bir suç işlemedim. Sadece yazı yazdım, tweet attım. Onların bilmediğim amaçlarına hizmet etmedim. Bana 'FETÖ'nün amacını 17-25 Aralık'ta da mı anlamadın?' diye sora bilirsiniz. Hayır anlamadım. Bülent Arınç bile attığı tweetinde "Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz' diyor. Ahmet Davutoğlu da ' Kim rüşvet almışsa hesap verme yeri Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleridir" şeklinde beyanı var. O dönem bakanlar istifa ettiler. Bakanlar suçsuzsa niye istifa ettiler. Yargı önünde hesap versinler' dedim. Ben sadece yolsuzluk konusuyla ilgilendim. Ben sinsice hareket eden bu örgütü doğru teşhis edemedim"
TAHLİYESİNİ VE BERAATİNİ İSTEDİ
15 Temmuz'dan önce kendisiyle ilgili kaçacağına yönelik yazılar yazıldığı anlatan Ilıcak, "Ben burdayım Türkiye'deyim. Vatanımı çok seviyorum' dedim. Bu bir gazeteci polemiğiydi. Şimdi de kaçacağım iddiası var. Suçun sübut bulmadığı için beraatimi talep ediyorum. 70 yaşındaki 40 yıllık bir gazetecinin tutuklu bulunmasının zorlukları da gözönüne alınarak tahliye mi talep ederim" dedi.
GAZETECİ NAZLI ILICAK KİMDİR?
Demokrat Parti döneminde Nafia (Bayındırlık) sonra da Münakalat (Ulaştırma) bakanlıkları yapmış olan Muammer Çavuşoğlu'nun kızıdır. Notre Dame de Sion Fransız Lisesi (1963) ve Lozan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde (Ecole de Sciences Sociales et Politiques, 1967) eğitim gördü.
Tercüman gazetesinde başyazar oldu. 1988'e kadar Tercüman grubunun ikinci gazetesi olan Bulvar gazetesinin imtiyaz sahipliğini üstlendi. 1992 ile 1994 arasında TRT'de Söz Meclisten İçeri adlı programı yaptı. Tercüman dışında Meydan, Hürriyet, Akşam, Yeni Şafak, Dünden Bugüne Tercüman, Bugün ve Takvim gazetelerinde yazarlık yapmış, sonrasında Sabah gazetesinde yazarlık yapmıştır. 17 Aralık 2013 tarihinde yapılan yolsuzluk operasyonu sonrasında adı yolsuzluk iddialarına karışan bakanların istifa etmesi gerektiğini savunmuş, bir gün sonra fikir ayrılığı gerekçesi ile Sabah gazetesi ile yolları ayrılmıştır. 2014 yılında Bugün gazetesine geri dönmüştür.
Bugün gazetesine 26 Ekim 2015'te kayyum atanmasıyla buradaki işine son verildi. Ardından 30 Ekim u2013 13 Kasım tarihleri arasında 'konuk yazar' sıfatıyla T24 gazetesinde yazdı.Daha sonra, 17 Kasım'dan itibaren Bugün'den gelen ekibiyle beraber Özgür Düşünce gazetesini kurdu ve burada yazmaya başladı.
1999 Türkiye genel seçimleri'nde Fazilet Partisi'nden İstanbul milletvekili seçildi, yemin töreni sırasında İstanbul milletvekili Merve Kavakçı'nın meclis salonuna türbanlı olarak girmesine koluna girerek eşlik etmiştir. 22 Haziran 2001'de, Anayasa Mahkemesi'nin Fazilet Partisi'ni kapatılmasına karar verdiği dava sonucunda milletvekilliği düşürüldü ve 5 yıl siyaset yasağı getirildi. 2011 genel seçimlerinde AK Parti'den milletvekili aday adayı oldu ancak aday gösterilmedi.
2 Mart 2014'te Kanal D'de yayına başlayan "Pazar Gezmesi" programını sundu. Bu programda her pazar günü ünlü kişilerin evini ziyaret etti. Ancak program 1 Kasım 2015 Türkiye genel seçimleri sonrası 24 Aralık 2015'te kanal yöneticileri tarafından alınan kararla sonlandırılmış, Nazlı Ilıcak ve Kanal D'deki ekibinin işine son verildi.
Fethullah Gülen ve Gülen Hareketine karşı Türkiye hükumetlerine darbe teşebbüsünde bulunmaktan başlatılan Paralel Devlet Yapılanması operasyonlarına karşı çıkan Ilıcak, 2015 yılında köşe yazarlığı yaptığı Bugün gazetesinde kaleme aldığı "Murat Sancak'a suikast ve Star" başlıklı yazısında AKP Hükümeti döneminde başlatılan 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının darbe teşebbüsü olmadığını, MİT tırlarında silah taşındığını ve bunu ortaya çıkaran savcıların casus ilan edildiğini savunmuş, AK Parti iktidarının 1 Kasım seçimleri öncesinde mağdur rolünü oynadığını savunmuş, 2016 Ankara saldırısı sonrası twitter hesabından hükumetin istifa etmesi ve AKP-CHP koalisyonu kurulmasını isteyen Ilıcak'a oğlu Mehmet Ali Ilıcak tepki gösterdi.
2016 Türkiye askeru00ee darbe girişimi sonrasında 42 gazeteciyle birlikte hakkında gözaltı kararı çıkarılan Ilıcak, 26 Temmuz 2016 tarihinde Bodrum' da gözaltına alındı. 29 Temmuz 2016 tarihinde çıkarıldığı Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla tutuklandı[9]. 14 Nisan 2017'de tamamlanan 'FETÖ'nün darbe girişimine iştirak eden medya unsurları soruşturması' sonucunda Nazlı Ilıcak hakkında, "Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet cezası talep edildi.
21. ve 22. Hükumetlerde bakanlık yapmış Muammer Çavuşoğlu'nun kızıdır. Valilik, 29., 31., 32., 39. ve 41. hükumetlerde bakanlık yapmış olan Turhan Kapanlı dayısıdır. 1969'da ilk eşi Tercüman gazetesi sahibi Kemal Ilıcak'la evlendi, bu evliliğinden Mehmet Ali Ilıcak (d. 1970) ve Aslı Ilıcak (d. 1972) adında iki çocuk annesi oldu. Kemal Ilıcak'ı 7 Nisan 1993'te kaybeden Ilıcak, işadamı ve siyasetçi Emin Şirin'le 1994'te evlendi. 9 yıl süren evlilikten sonra 2003 yılında çift boşandı.