Nazmi Bilgin'in 24 Saat gazetesinin "naylon" yayın yaptığı tespit edilmesi üzerine Basın İlan Kurumu, haksız kazanç elde eden gazetenin ilan yayınlama hakkını durdurdu.
Denetimlerle ilgili hazırlanan raporda, 30 yıldır Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığını ve Basın İlan Kurumu Genel Kurul Üyeliğini yürüten Nazmi Bilgin’in gazetesi 24 Saat’in sadece 250 adet basıldığı, baskı işleminin saat 17.00’dan önce gerçekleştirildiği, prova baskısı savunmasının yersiz olduğu çünkü bağlanarak balya haline getirilmiş gazetelerin üzerine bayi etiketinin yapıştırıldığının tespit edildiği belirtildi. Gazetenin, tutulması zorunlu olan defterleri tutmadığı ve kadrosunda çalışıyor gösterilen fikir işçilerinin aslında görev yapmadığı kaydedildi.
Whatsapp gruplarında açıklama yapmaya çalışan Bilgin şu ifadeleri kullandı:
"Değerli dostlarım, Sayın Nuri Kolaylı ve Mustafa Arslan'ın açıklamasını büyük bir övünçle okudum.
Her satırına imza koyarım. ( Bursa ve Konya için söyledikleri doğru ama Ankara da yayınlanan Cemiyetimiz 24 saat gazetemizde bir Anadolu gazetesi) Olay Basın ilan kurumu ve Anadolu basınını imha etmek üzere görevlendirilen kişilerden kaynaklanıyor.
Bir önceki genel kurulda basın ahlak ilkeleri değişikliği ve yönetmeliği yasa diline uydurmak yalanıyla önümüze getirilen yönetim kurulu teklifiyle başladı.
Bize zaten kısıtlı olan BİK resmi ilanlarının internet gazeteleri ile paylaşılması dayatması getirildi.
Bir * ve" " Veya" Kelimesini bir veya iki gibi değişiklik önergelerimiz bile dikkate alınmadı. Bizden Anadolu basınına ihanet etmemiz istendi. Kabul etmedik. 7 karşı oya karşı geçti. Son çaremiz TBMM de dezenformasyon yasa teklifinde bunu değiştirme çabamız oldu.
Bu konuda TGK ONUR DUYDUPUM bir çaba gösterdi. Alt komisyonda ve Adalet komisyonunda çaba gösterdiler. Adalet komisyonunda ben de konuştum. Ama kulislerde bize hak veren iktidar partisi üyeleri önergelerimizi reddettiler.
Daha sonra TGK nında katıldığı Ankara ulus meydanı Atatürk anıtı önünde çok geniş katılımlı bir eylem yaptık. Parti gruplarında da sorunu dile getirme imkanı doğunca en kıdemli olarak bu konuşmalarda bendenize görev verdiler.
CHP beş dakika süre tanıyınca be İYİ Parti gurubunu Tercih ettim ve 20 dakika konuştum. Konuşmamın hiçbir yerinde BİK'i hedef alan veya eleştiren bir kelime bile yer almadı.
Ayıp ve rezalet bundan sonra başladı. 2 gün sonra pazar günü İstanbuldan iki Konya dan 1 kişi gerevlendirilerek Gazetenin basıldığı matbaya baskın yapıldı ve prova baskısına tutanak tutuldu. Yalnız bize mi ? HAYIR Red oyu verenlerden gazete iktisabı olanlara. Asıl utanmazlık ise bunu BİK sitesinden servis ederek güya gözdağı verip itibar suikastı yapmak.
Kimin naylon kimin atık plastik olduğunu yakında göreceğiz. Şimdiye kadar etik ilkelerim nedeniyle kurum yapısı,yapılan hatalar , kurumun uğratıldığı zararlar konusunda kamu oyunda hiçbir tartışmaya girmedim. ARTIK YETER HODRİ MEYDAN Basın ilan gelirlerini peşkeş çektirmeyeceğim. İnternet için başka kaynak arasınlar.
Kurumda 30 yıldır görev yapıyorum.Hep seçilip gelerek. Bu kurumun kapatılıp görevini Birkaç bilindik reklam şirketine devredilmesi konusundaki hain düşünceye ömrüm boyunca EVET demiyeceğim. Ben hancıyım... hancı... Yolcuların ense traşını hep gördüm. Bana ne yaparlar diye endişelenmeyin... YEL KAYADAN NE KOPARIR..."
(İmla ve anlam yanlışları duayen gazeteci Nazmi Bilgin'e aittir.)