NASA, bu durumun aracın iletişim yeteneğini bozduğunu ve Dünya'daki görev ekibinden komut alamadığını açıkladı.
Şimdi Avustralya Canberra'daki dev çanak anteni Voyager 2'den başıboş bir sinyal avlamaya çalışıyor.
Voyager 2, yıldızlararası uzayın en derinlerine doğru bir yolculukta.
Ancak uçuş kontrolörleri, yaklaşık bir hafta önce uzay aracına antenini Dünya'dan uzaklaştıran yanlış bir komut gönderdi.
Voyager 2, o zamandan beri iletişimden koptu.
Uzay aracının anteni sadece yüzde 2 kaydı, ancak bu, iletişimi kesmeye yetti.
Uzak bir ihtimal olarak görülse de NASA Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Canberra'daki dev çanak anteninin, 19 milyar kilometre uzaktaki Voyager 2'den gelen herhangi bir başıboş sinyali aradığını söyledi.
Sinyalin dünyaya ulaşması 18 saati geçiyorBir sinyalin bu kadar uzaktan Dünya'ya ulaşması 18 saatten fazla sürüyor.
Voyager 2, dış güneş sisteminin yanı sıra Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'ü incelemek için 1977'de Florida'dan fırlatıldı ve tek yumurta ikizi Voyager 1'den sadece birkaç hafta önce gönderildi.
2018'de yıldızlararası uzaya girdi.
Uranüs'te ve Jüpiter'de bir dizi yeni ay keşfetti.
Voyager 1 ve Voyager 2Nasa'nın Voyager görevlerini yöneten Jet Propulsion Laboratuvarı'na göre , önümüzdeki hafta, NASA'nın Derin Uzay Ağı'nın bir parçası olan Canberra anteni, hedefine ulaşması umuduyla Voyager 2'nin çevresini de doğru komutla bombalayacak.
Aksi takdirde, NASA'nın iletişimi yeniden kurması gereken otomatik bir uzay aracı sıfırlaması için Ekim ayına kadar beklemesi gerekecek.
Hala Dünya ile temas halinde olan Voyager 1, şu anda yaklaşık 24 milyar km uzaklıkta ve bu da onu insanlığın en uzak uzay aracı yapıyor.
1977 yılında, Florida eyaletindeki Cape Canaveral Üssü'nden yalnızca 15 gün arayla uzaya fırlatıldılar. Uzay boşluğunda 61 bin kilometre hızla hareket ediyorlar. Uzay araçlarında, Dünya'dan sesli notların kayıtlı olduğu altın plaklar var. Uzaya gönderilen plaktaki 55 dilden biri de Türkçe. Mesajdaki ses, "Sayın Türkçe bilen arkadaşlarımız, sabah şerifleriniz hayrolsun" diyordu.
1970'lerin teknolojisiyle üretilen Voyager 1 ve Voyager 2, gezegenlerin nadir görülen diziliminin ortaya çıkarttığı itiş gücünü kullanıyor. Bu sayede Jüpiter, Satürn ve ötesini keşfediyor. Güneş sisteminin en büyük gezegeni Jüpiter'in eşsiz fotoğraflarını çeken Voyager 1 ve Voyager 2, Satürn'ün halkalarını fotoğraflayıp uydularını keşfetti.
Voyager 2, Neptün ve Uranüs'ün fotoğraflarını da Dünya'ya gönderdi. 1990 yılında Dünya'yı sonsuzluğun ortasında küçük bir nokta olarak gösteren unutulmaz kareyi çekti.
Voyager 1 ve Voyager 2 araçları, 2010’lu yıllarda Güneş’in etrafındaki heliosfer denilen sıcak gaz bölgesinden ayrılıp, diğer yıldızların yarattığı manyetik alan, toz ve parçacıkların yoğunlukta olduğu yıldızlararası ortama girerek tarih yazdılar. Voyager 1, 2013'te çevresindeki plazma çınlamalarını kaydetti.