Myanmar askerleri işkence yaptıklarını anlattı

Uluslararası Adalet Divanı, Gambiya'nın Myanmar'a karşı açtığı "Arakanlı Müslümanlara yönelik soykırımın soruşturulması" davasında, Myanmar'ın yaptığı itirazların tamamını reddetti. BBC'ye konuşan Myanmar askerleri ise, sivilleri öldürdüklerini ve köy yaktıklarını itiraf etti.

Askeri yönetim kontrolündeki Myanmar'da askerler, İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye verdikleri röportajlarda sivillere yönelik katliamlarını, işkenceleri ve köy yakmalarını itiraf etti.

BBC'de yer alan habere göre, güvenlik nedeniyle takma isim kullanılan 6 askerin tamamı baskın yaptıkları köylerdeki evleri yaktığını söyledi.

Askerler, dahil oldukları vahşet konusunda üstlerinden emir aldıklarını iddia etti.

Ordu, geçen yıl Aung San Suu Çii liderliğindeki seçilmiş hükümeti devirerek iktidarı ele geçirmesinin ardından, silahlı sivil ayaklanmaları bastırmaya çalışıyor.

20 Aralık 2021'de Myanmar'ın merkezindeki Yae Myet köyünü üç helikopterle kuşatan ordunun, erkek, kadın ve çocuk ayırt etmeden ateş açtığını en az 5 farklı kişi BBC'ye anlattı.

Onbaşı Aung, askerlerin köyün çevresindeki evleri ateşe verdiğini ve kendisinin de 4 ev yaktığını söyleyerek, "Emir, gördüğünüz her şeyi vurmaktı." dedi.

"Masum insanlara işkence etmemi emrettiler"

Mayısta bir manastırda saklanan sivilleri öldüren bir taburun parçası olduğunu belirten Maung Oo isimli asker, "Masum insanlara işkence etmemi, yağma yapmamı ve öldürmemi emrettiler." ifadelerini kullandı.

Oo, en üzücü şeyin ise yaşlı insanları ve kadınları öldürmek olduğunu itiraf etti.

BBC, köylülerle de konuştu

Söz konusu vahşete tanık olan köylülerle de görüşmeler yapıldı.

Olay yerinde bulunan ancak kurtulan Hla Hla, askerlerin, çocuğunu taşıyan genç bir kadını öldürdükten sonra kadının kişisel eşyalarını yağmaladığını söyledi.

Hla Hla, hayatta kalan çocuğa ise şu an akrabalarının baktığını belirtti.

Başka bir kadın ise kocasının öldürüldüğüne şahit olduğunu belirterek, "(Askerler) Onu uyluğundan vurdular, sonra yüz üstü yatmasını istediler ve kalçasından vurdular. En sonunda kafasına ateş ettiler." dedi.

Ordu, son 10 ayda 200'den fazla köyü yaktı

İnsan hakları ihlallerini takip eden bir grup olan Myanmar Witness, ordunun son 10 ayda 200'den fazla köyü yaktığını doğruladı.

Grup, söz konusu kundaklama saldırılarının ölçeğinin hızla arttığına işaret ederek, ocak ve şubat aylarında en az 40 saldırı, mart ve nisanda ise en az 66 saldırının olduğunu aktardı.

Myanmar'daki askeri darbe

Myanmar ordusu, 2020'deki genel seçimlerde hile yapıldığı iddialarının ortaya atılması ve ülkede siyasi gerilim yaşanmasının ardından 1 Şubat 2021'de yönetime el koymuştu.

Ordu, ülkenin fiili lideri ve Dışişleri Bakanı Aung San Suu Çii başta olmak üzere pek çok yetkili ve iktidar partisi yöneticisini gözaltına almış ve bir yıllığına olağanüstü hal ilan etmişti.

Myanmar ordusunun darbe karşıtı protestocu ve isyancı gruplara silahlı müdahalesi sonucu bugüne kadar 1800'ün üzerinde kişi hayatını kaybetti. Darbeden bu yana yaklaşık 13 bin kişi gözaltına alınırken, 10 binin üzerinde kişi ise halen içeride tutuluyor.

Öte yandan, ordu ile etnik silahlı gruplar arasındaki devam eden çatışmalar nedeniyle çok sayıda insan hayatını kaybederken, on binlerce kişi yerinden edildi.

Uluslararası Adalet Divanı, Myanmar'ın itirazlarını reddettiBirleşmiş Milletler'in yargı organı olan Uluslararası Adalet Divanı’ndan açıklanan kararda, Myanmar'ın, Divan'ın soykırım davasında "yetkisizlik" ve "kabul edilebilirlik" şartlarına yaptığı itirazların tamamının reddedildiği belirtildi.

Kararda, Mynamar'ın dört nedenle mahkemeye sunduğu itirazlardan üçünün oy birliğiyle bir itirazın ise Çinli hakimin karşı çıkması nedeniyle oy çokluğuyla reddedildiği aktarıldı.

Myanmar'ın, Gambiya'nın davayı kendi adına değil İslam İşbirliği Teşkilatı adına açtığı şeklindeki itirazını reddeden mahkeme, soykırım suçunun herkes tarafından ileri sürülebileceğini, doğrudan kendisine karşı işlenmese de her insanın ve devletin bu suçun mağduru olabileceğini bildirdi.

Myanmar'ın, 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi kapsamında Gambiya’nın kendisine dava açamayacağı şeklindeki ikinci itirazının da Divan tarafından kabul edilmediği vurgulandı.

Kararda, Soykırım Sözleşmesi'ne koyulan çekincenin dava açılmasına engel teşkil etmediğini belirterek, Myanmar'ın üçüncü itirazının da reddedildiği bildirildi.

Myanmar’ın, davanın açıldığı sırada Gambiya ile arasında uyuşmazlık olmadığına yönelik dördüncü itirazını da reddeden Divan, iki devlet arasındaki yazışmaların, BM araştırma komisyonlarının raporlarının ve BM Genel Kurul Kararlarının birçok kez Myanmar’dan Arakanlı Müslümanlara yönelik suçların araştırılması ve sorumluların cezalandırılmasına işaret ettiğine dikkati çekti.

Uluslararası Adalet Divanı, Gambiya'nın açtığı davada bugün verdiği ret kararıyla Myanmar'ın Arakanlı Müslümanlara yönelik fiillerinin 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi’ni ihlali olup olmadığına yönelip esasa ilişkin değerlendirmesine başlayacak.

Arakanlı Müslümanlara etnik temizlik

Arakan'da 2012'de Budistler ile Müslümanlar arasında çatışmalar çıkmış, olaylarda çoğu Müslüman binlerce kişi katledilmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmişti.

Arakan'daki sınır karakollarına 25 Ağustos 2017'de düzenlenen eş zamanlı saldırıları gerekçe gösteren Myanmar ordusu ve Budist milliyetçiler, kitlesel şiddet eylemleri başlatmıştı.

BM'ye göre Ağustos 2017'den sonra Arakan'daki baskı ve zulümden kaçıp Bangladeş'e sığınanların sayısı 900 bine ulaştı.

Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.

Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti "etnik temizlik" ya da "soykırım" olarak adlandırıyor.