Müslüman'a oynanan oyun!

Araştırmacı Yazar İlhan Tosun, Taksim Gezi Parkı ile başlayan olayları değerlendirerek, "Bu karmaşa ABD'nin Ortadoğu'yu kontrol altında tutma politikasının bir parçasıdır" dedi.

Araştırmacı Yazar İlhan Tosun, Taksim Gezi Parkı ile başlayan olayları değerlendirerek, "Bu karmaşa ABD'nin Ortadoğu'yu kontrol altında tutma politikasının bir parçasıdır" dedi. Tosun, "Müslüman'ın sosyal meseleler hakkındaki bilgisi, hissinden önde olmalıdır. Çünkü yaklaşık yüz yıldır başına ne geldi ise konuya, duygusal yaklaşımından gelmiştir" diye konuştu.

SEMA BAYRAM/ ANKARA-

Araştırmacı Yazar İlhan Tosun, Taksim Gezi Parkı ile başlayan olayları değerlendirerek, karışıklıkların, ABD eli ile malum iş adamlarının finanse edilmesi ve sol kesimin legal-illegal odaklarının gençleri yönlendirmesi aracılığıyla gerçekleştiğini ileri sürdü. Tosun, "Bu karmaşa ABD'nin Ortadoğu'yu kontrol altında tutma politikasının bir parçasıdır" dedi.

"ABD Ortadoğu'yu ülkemiz aracılığı ile kontrol etmek istiyor"

Bu kargaşa ülkemizde nihai neticeye ulaşınca, Ortadoğu'daki yetkililerin Türkiye'ye siyasal ve ticari olarak iltihakları olacağını vurgulayan Tosun, "ABD ancak bu sayede Ortadoğu'yu istediği gibi kontrol altına alabilir ve tutabilir. Kimse kendi kontrolüne almadığı gruba, aşırı güç vermez" diye konuştu.

Müslümanları partileştirme çabası

Geçen süreç içerisinde ve yaşanan olaylar sonucunda Müslümanları partileştirilmeye çalışıldığına dikkat çeken Tosun, "Bu şekilde gruplaşma devam ederse iki tarafta kaybedecek ve Müslümanlar meramlarını, düşüncelerini, gayelerini ve ibadetlerini parti üzerinden izah etmeye mahku00fbm bırakılmış olacaklar. Siz Müslümansınızu2026 Değil bir parti, gezegen size hizmet üzere yaratıldı. Vermek istiyorsan git oyunu ver, sonra bırak unut gitsin. Dön ve inancını yaşa. Kimseye de hiçbir şekilde inancını verme" uyarısında bulundu.

Geçmişin zihniyeti devam ediyor

Geçmişte de benzer örneklerin uygulandığını anlatan Tosun, "Bu sözlerimi orta yaşın üzerinde ki insanlar, 12 Eylül zamanında bir Tercüman veya Milliyet gazetesinin ne kadar çok şey ifade ettiğini hatırlayarak, anlayabilirler. Bunlar gazete olmaktan ziyade, okuyucunun siyasi kimliklerini ortaya koyuyordu. O zaman işleri gazeteye odaklayan zihniyet, şimdi ise partiye dayamaya uğraşıyor" dedi.

Tepki de aşırılık, bireysel ve toplumsal zarara davet olur

Müslümanlara oyuna gelmeyin çağrısında bulunan Tosun, tepki verenlere de sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Tepki verenlerin anlayışına göre soruyorum. Neden pankartlarınız da hiçbir şekilde istek ve arzularınız yok. Oysaki 18.yy'dan bu yana Özgürlük, Eşitlik, Kardeşlik gibi asla içi dolmayan kelimeler ile sürekli olarak hak arayışı içerisinde olduğunuzu beyan eden eskimez sözleriniz mevcuttu. Ve siz Gençler için, en azından İskenderun'da PKK ya alet edilen çocukların ebeveynlerine uyarı da bulundukları kadar uyarı neden yok acaba? Ne istediğinizi bile net olarak belirleyemediğiniz gibi ne istemediğinizi gayet sarih olarak dillerinize tespih taneleri gibi dizilmiş durumda. Demek ki birileri, sizin hisleriniz üzerinden gayelerini hedef edinmiş bulunmaktadırlar. Bu nedenle tepki de aşırılık, öncelikle devleti karşınıza almanın neticesi olarak bireysel zarara uğramanıza sonrasında ise kendi içimizde kutuplaşma da net tavırlar içerisine girmekte ısrar ederek, toplumsal zarara uğramamıza davetiye çıkarmak demektir."

Birliğin tarifi, tahribata yol açmakta

"Devletimize ve Ülkemize sahip çıkın" çağrılarının hemen hepsinin içinin boş olduğuna dikkat çeken Yazar, "Müslümanlara, kendi hissiyatı ve gayesi üzerinde yön verme çabası içinde olanlar var. Kimsenin yönlendirmelerine gelmemelidir. Eğer dindarsanız, dini duygularınız kinli duygularınızı örtsün büyümesine vesile olmasın diyorum. İslam'ı bilin, duyun, anlayın, davranışlarınızı ona göre yönlendirin. Yok, eğer dindar değilseniz, sizler de ABD'ye karşı olduğunuz için tepkinizi kutuplaşmaya yol açmayacak şekilde ayarlayarak veriniz" dedi.

Satranç, Siyaset kurallarından müteşekkil bir oyundur

Araştırmacı Yazar İlhan Tosun,sözlerine şu şekilde son verdi: "Satranç'ın siyaset gayesi ile kurallaştırılmış bir tabiatı bulunmaktadır. AT'ı sürerseniz eğer piyon geri kalır muhatap da onu çoğu zaman önemsemez. Piyonu öne sürerseniz eğer hangi taşın önünü açmış iseniz muhatap tarafından genellikle o kısım kontrol edilir, hamle yapan da bunu bilir fakat farkında değilmiş gibi sezdirmez. En önemlisi ise her zaman hareket edebilir durumda olan AT hiçbir zaman hesap içerisine dahil edilmez, önemsenmez. Lütfen Türkiye,"At"mayınız, "önem"seyiniz..."