Cumhuriyetin ilanından itibaren günümüze kadar gelen süreçte Türkiye topraklarında yaşayan Müslümanlar bir çok defa büyük bedeller ödeyerek bir dizi imtihanlardan geçtiler. Kimileri bunlara ilahi bir sınav dedi. Kimileri ise bu başımıza gelenleri idare edicilerin basiretsizliklerine yada bir takım zümrelerin islam' a karşı besledikleri büyük bir kinin dışa vurumu olarak yorumladılar.
Türkiye müslümanları için süreç cumhuriyetin ilanından sonra filli olarak kendini göstermeye başladı diyebiliriz. Halifeliğin kaldırılmasıyla öncelikle ilahi bir temsil ifade eden bu güzel makama muhabbet besleyen müslümanlar bir nevi başsız bırakılmış oldular. Halifeliğin dünyadaki tüm Müslümanlar nezninde tartışmasız bir liderlik makamı olduğunu düşünür ve halifenin cihad - ı ekber ilan etme yetkisi olduğunu varsayarsak müslümanların aslında savunmasız da bırakılmış olduklarını söyleyebiliriz. Halifeliğin o yıllarda ne kadar güçlü bir makam olduğu tartışılabilir . Devirde yaşayan müslümanların ne kadar güçlü oldukları yada cihad - ı ekber ilan edilse dahi bu çağrıya ne surette cevap verebilecekleri de tartışılabilir bir durumdur. Fakat burada tartışmaya açık olmayan gerçeklik ise şüphesiz ki halifelik makamının müslümanlar üzerinde uhrevi bir yeri olduğu ve bir nevi ümmetin başında duran ve biat edilmesi mecburi olan bir makam olduğudur.
Devam eden süreçte ise dünyadaki ulus devletleşme moda akımının bir tezahürü olarak Türkiye Cumhuriyetinde de bir ulus devletleşme politikası başlatılmıştır. İnsanları devlet etrafında çevrelemek , diktatörlük imajının dışında bir yönetim algısı ortaya çıkarmak adına toplum değerleri değiştirilmek istenmiş ve toplumun değer yargıları yerine yenileri ikame edilmeye çalışılarak devlet etrafında devletten nemalanan bir çıkar grubu meydana getirilmiştir. Dolayısıyla, meşruiyeti tartışmaya son derece açık bir reformlar bütünü, seçkin çıkar grubu üzerinden lansmanı ve korumacılığı yapılarak meşru bir zemin üzerine oturtulmak istenmiştir.
Müslümanlığın yerine ise ikame edilen ''laiklik'' kavramı oldu. Dini alet ederek devlet üzerinde baskı oluşturulmasına mani olmak ve devletin dini toplum baskılarından koruyarak kendi alanında özerk olarak kalmasını sağlamak işlevi üzerine ikame edilen bu model, zamanla kendini devlet eliyle topluma yeni bir din olarak dayatmış ve yine devlet etrafında çemberleşen çıkar grubu tarafından kabul edilmiş ve toplumsal hayata dikta edilmeye çalışılmıştır.
Tüm bu aslından uzaklaştırma çabaları ve ikame politikalarına karşı müslümanlar bu süreci dinlerini muahafaza ederek dışardan gelen bir düşman tehdidine karşı içerde birlik olarak muaffak olmuşlardır.
Günümüzde ise müslümanlarpara , güç ve makam ile imtihan olunuyorlar. Yeni yeni ortaya çıkan müslümanzenginler , devlet içerisindeki dindar makam sahipleri bu yeni neslin çile çekmiş temsilcileri olarak güçlü bir şekilde cemiyet hayatında kendilerine yer ediniyorlar. Bu yeni imtihan modelinde , evrimleşme sürecine dahil olmayan genç nesil ise bir bedel ödemeden sahip oldukları bu imtiyazlar ile olan imtihanlarında büyük zorluklar yaşıyorlar. Kılık kıyafet ile başlayan kendilerine göre modernleşme süreci , lüks tutkusu ve müslümanlar arasında yeni bir seçkici zümre oluşturma arzusu ile birleşince bu durum içinden iyice içinden çıkılmaz bir kördüğüm halini alıyor. Fakir ve orta sınıf müslümanlar ile gelir düzeyi yüksek makam sahibi müslümanlar arasında son dönemde açılmaya başlayan gedik gittikçe daha da kapanmaz bir hal almaya başlayan süreç , araya yeni kuşakların girmesi ve farklı yorumlamalar suretiyle çok daha farklı bir boyuta taşınıyor. Bedel ödemeyen yeni kuşağın getirdiği yorumlama biçiminin de kendilerini haklı göstermeye dayalı olması durumun farklı bir boyutu olarak karşımıza çıkıyor.
Tüm bu yaşayış , seçkici yeni bir zümre ortaya çıkarma karmaşasını bir kenara koyup işin yorumlama kısmına baktığımızda ise yeni neslin islam ruhuna çokta mübah olmayan bir algı içerisinde olduğunu söylemek zorunda kaldığımızıda ifade edebiliriz. Özetle müslümanlarınpara , güç ve makamla imtihanı , dini tahrif etmek isteyenler ile olan imtihanlarından çok daha çetin geçecek diyebiliriz.
Ne diyelim ? Allah yardımcımız olsun ...