Ankara Merasim Sokak'ta 29 kişinin hayatını kaybettiği bombalı terör saldırısıyla ilgili PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerinin de aralarında olduğu 68 kişinin yargılandığı davada, sanıklardan terör örgütü PKK'nın Suriye'deki kolu PYD'nin eski eş başkanı Salih Müslüm hakkında yeni bir "kırmızı bülten" talepnamesi düzenlenmesine karar verildi.
Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanıklar Kutbettin Onur, Hayrettin Tomak ve Ahmet Karaman, tutuksuz sanık Serdar Bulut ve sanık avukatları katıldı. Müştekiler Milli Savunma Bakanlığı ile olayda yaralanan bazı kişilerin avukatlarının da hazır bulunduğu duruşmada, diğer tutuklu sanıklarla bulundukları cezaevlerinden telekonferans sistemiyle bağlantı kuruldu.
Duruşmada dosyaya giren evrakın tutanağa geçirilmesinin ardından sanıklardan Tomak'ın "silahlı terör örgütü üyesi olmak" ve "nitelikli mala zarar verme" suçlarından ek savunması alındı.
Tomak, Kürtçe savunmasında tercüman aracılığıyla, "Tekrar tekrar söyleyeceğim bir şey yok. Herhangi bir kanıt yok. Neden 25 aydır tutukluyum?" ifadelerini kullandı.
Yine tercüman aracılığıyla konuşan sanık Karaman ise "Ben sıradan bir köylüyüm. Örgütle bağlantım, köyde bulunmam nedeniyle oldu. Bağım, bahçem var. Bana verdikleri pakette ne olduğunu bilmiyordum. Bir toz olduğunu söylediler. Adını ve nerede kullanıldığını bilmiyordum. Böyle bir afete yol açacağını bilsem yanıma almazdım. Almasam bana zarar vereceklerini düşündüm. Bunu bilinçli olarak yapmadım." diye konuştu.
Kutbettin Onur da tercüman aracılığıyla alınan beyanında okuma yazma bilmediğini ifade etti. Soruşturma aşamasında görevlendirilen avukatın kendi tuttuğu avukat olmadığını anlatan Onur, o aşamada alınan ifadelerini kabul etmedi.
Duruşmada, tutuklu sanıklardan Bahri Deniz'i tanıyan üç kişi de "tanık" olarak ifade verdi.
Tanıklardan ikisi Deniz ile inşaat işleri için görüştüklerini anlatırken, biri, gittikleri kahvede Deniz'in sorusu üzerine kalması için Ulus'ta bir otel önerdiğini aktardı.
İstanbul'da cezaevinde bulunan sanık Sinem Oğuz, sağlıklı savunma yapamadığını belirterek, mahkeme huzuruna gelmek istediğini bildirdi.
Oğuz'un avukatı Alişan Şahin ise müvekkilinin, bir piknikte, saldırıyı gerçekleştiren kişiyle çekilmiş fotoğraf nedeniyle suçlandığını savundu. Müvekkilinin, silahlı terör örgütü üyesi olmak suçundan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinden ceza aldığını anlatan Şahin, "Örgüt üyeliğinden karar verilecekse, bu mükerrer olacaktır. Müvekkilim bu vahim olaydan iki ay önce İstanbul'da tutuklanmış. Bu olaya katkı sunacak vaziyette değil. Dosyasının ayrılarak, beraatını istiyorum." dedi.
Diğer tutuklu sanıklar da tahliye talebinde bulunurken, müşteki avukatları sanıkların cezalandırılmalarını istedi.
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Manga, tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamını, sanıklardan Çekya'da yakalanan Salih Müslüm'ün iade işlemleri ile ilgili evrakın Adalet Bakanlığına gönderilmesini talep etti.
Mahkeme, daha önce haklarında "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan yakalama kararı bulunan, terör örgütünün üst düzey yöneticisi 34 sanık hakkında, iddianamedeki "silahlı terör örgütü yöneticisi veya üyesi olmak", "kasten öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "patlayıcı madde bulundurmak" ve "mala zarar verme" gibi bütün suçlardan ayrıca yakalama kararı düzenlenmesine hükmetti.
Sanıklardan Sinem Oğuz'un tahliyesini de kararlaştıran mahkeme, diğer sanıkların tutukluluklarının devamına karar verererek duruşmayı erteledi.
Müslüm hakkında "kırmızı bülten"
Öte yandan mahkeme heyeti, dosya üzerinden yaptığı değerlendirme sonucunda Çekya'da yakalanan sanık Salih Müslüm hakkında "kırmızı bülten" çıkarılması için talepname düzenlenmesine de karar verdi.
İddianame
Devlet Mahallesi Merasim Sokak'ın İnönü Bulvarı'na yakın kısmında, 17 Şubat 2016'da askeri ve sivil servis araçları kırmızı ışıkta beklerken, bomba yüklü otomobilin patlatılması sonucu 29 kişi hayatını kaybetmiş, 87 kişi yaralanmış, birçok araç ve bina zarar görmüştü.
Soruşturma sonucunda saldırganın "Zinar-Raperin" kod adlı Abdulbaki Sömer olduğu belirlenmişti.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, PKK'nın sözde üst düzey yöneticileri Zübeyir Aydar, Remzi Kartal, Cemil Bayık, Murat Karayılan, Fehman Hüseyin ile PYD'nin elebaşı Salih Müslüm'ün de arasında yer aldığı 68 kişi hakkında "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak" suçundan bir, hayatını kaybeden kişiler için ise 29 kez olmak üzere toplam 30'ar kez hapis cezası isemiyle dava açmıştı.
İddianamede PKK/KCK ile iltisaklı yayın yapan basın yayın organlarında eylemi TAK adında örgütün üstlendiği haberleri yer alsa da TAK'ın, PKK/KCK tarafından 2004'te kurulan paravan örgütlenme olduğu ve üstlendiği eylemlerin PKK/KCK üst yönetiminin talimatıyla ve terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirildiği kaydedilmişti.