Mursi'yi ansızın idam edebilirler

İslam düşmanlarının desteği ile Mısır'ın tek seçilmiş Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi'yi deviren son firavun Sisi, Mısır'da kan dökmeye devam ediyor.

Meydanlarda on binden fazla kişiyi katleden Sisi, aileleri ve avukatlarının bile haberi olmadan, idama mahku00fbm edilen 81 kişinin infazını gerçekleştirmişti. İdama mahku00fbm edilen Muhammed Mursi ve Muhammed Biltaci gibi isimlerin de ansızın idam edileceği, bunun için seçimlerin yapılmasının beklendiği iddia ediliyor. İslam dünyasından vicdan sahibi kimseler ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İTT ve BM'yi harekete geçirmesini bekliyor.

SİSİ SEÇİMLERİ Mİ BEKLİYOR?

30 Haziran 2012'de Mısır'ın seçimle başa gelen ilk Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mürsu00ee u00cesa el-Eyyat, ABD, İsrail, AB, BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin desteği ile son firavun General Sisi tarafından 3 Temmuz 2013'te yapılan askeri darbe sonucunda görevinden azledilerek tutuklanmıştı. Halen gizli bir askeri cezaevinde, her türlü haktan mahrum bir şekilde esir olarak yaşan Mursi'nin 16 Mart'ta yapılacak ve Sisi'nin tek başına aday olduğu seçimlerin neticesine göre ansızın idam edilebileceğinden endişe duyuluyor.

MURSİ'NİN İDAMI İÇİN YEMİN ETMİŞTİ

Mısır darbe yönetiminin sözde Adalet Bakanı Ahmed Zind, 2016'da yaptığı açıklamada askeri darbe ile görevden uzaklaştırılan ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Mursi ve İhvan liderleri hakkında idamın uygulanacağına dair yemin etmişti. Daha sonra "Hz Muhammed bile olsa, hata yapan kim olursa olsun fark etmez. Yargıçlar bile hapse atıldı. Peygamber bile olsa bana karşı hata yaparsa onu sorgularım" diyen bu alçak, tepkiler üzerine görevden alınmıştı.

ÖNCE LİDERLERDEN BAŞLAYABİLİRLER

Sisi tarafından, kızı Esma alnında vurularak şehid edilen, Özgürlük ve Adalet Partisi'nin genel sekreteri ve eski milletvekili Muhammed el Biltaci, geçtiğimiz hafta duruşmada tebessüm ettiği gerekçesiyle bir yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. 2015'te idam cezasına çarptırılan ve idamı da onaylanan Biltacı da Mursi gibi ansızın idam edilebilecek İhvan liderleri arasında gösteriliyor.

ÖNCE LİDERLERDEN BAŞLAYABİLİRLER

Müslüman Kardeşler'in Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii, teşkilatın ikinci adamı Hayrat Şatır, Hürriyet ve Adalet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Isam el-Aryan, eski Meclis Başkanı Saad el-Ketatni, Mursi'nin dış ilişkiler danışmanı İsam el Hattat'ın oğlu olan Cihad el Hattat, İhvan'ın Arapça medya sözcüsü olan diş hekimi Ahmet Arif, Rehberlik Konseyi üyelerinden Abdülrahman el Bar gibi isimler hakkında da verilmiş idam cezaları bulunuyor.

BİNLERCESİ ZİNDANDA ÖLDÜRÜLDÜ

İşkencelere maruz kalan, yiyecek ve sağlık imkanlarından mahrum bırakılan, aileleri ile görüşmelerine izin verilmeyen bine yakın İhvan mensubu Sisi'nin zindanlarında vefat etmişlerdi. Sisi'nin sindanlarda katlettiklerinden ikisi de, İhvan'ın üst düzey yöneticilerin Muhammed el- Fellahci ile İhvan'ın bir önceki lideri Muhammed Mehdi Akif idi.

İDAMLARI ANCAK ERDOĞAN DURDURABİLİR

Bir yılı hariç son yarım asrını askeri yönetim altında geçiren Mısır'da, ülkenin omurgası durumundaki İhvan-ı Müslimin teşkilatı her devrin en çok zulme maruz kalmış topluluğu durumunda. Kurucusu Hasan el Benna, sonraki liderleri Seyyid Kutup, Abdulkadir Udeh gibi pek çok liderini firavunlara kurban veren İhvan, 2013 askeri darbesi sonrasında tarihinin en büyük soykırımı ile karşı karşıya. Mısır'da yaşayan hiçbir İhvan lideri bırakmak istemeyen Sisi ve küresel destekçilerinin büyük bir katliama daha imza atmasından endişe ediliyor. Bu kapsamda Müslüman liderler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a İslam İşbirliği Teşkilatı, Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletleri harekete geçirmesi için çağrı yapıyor. İnfazları, Erdoğan'dan başka kimsenin durduramayacağına inanılıyor.

İŞTE ÇOK SAYIDA SİVİL TOPLUM ÖRGÜTÜ VE DÜŞÜNCE ADAMININ İMZALADIĞI MISIR İDAMLARINI DURDURMA BİLDİRİSİ

1981-2011 arasında 30 yıl süren Hüsnü Mübarek yönetimi de oldukça baskıcı ve sistematik ihlaller ile anılan bir yönetim olmuş, yoksulluk ve zor hayat şartları da eklenince ezilmiş olan halk ayağa kalkmış ve sokaklar, meydanlar Arap Baharı rüzgarının verdiği motivasyonla hareketlenmiştir.

Çok farklı siyasi, ideolojik grupların ve geniş halk kitlelerinin Tahrir Meydanı'nda sembolleşen ortak eylemleri sonucunda 25 Ocak 2011'de Hüsnü Mübarek görevi bırakmak zorunda kalmıştır. Mısır'daki Halk Devriminden sonra 1,5 yıl süren Yüksek Askeri Konsey yönetimi sonrasında Mısır tarihinde ilk defa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması kararı alınmıştır.

30.06.2012 tarihinde Muhammed Mursi, seçimle göreve gelen ilk Cumhurbaşkanı olmuştur. Seçilen ilk cumhurbaşkanı olarak ilk yılını henüz dolduran Mursi, ABD ve İsrail'in desteklediği General Sisi'nin komutasındaki Mısır ordusu tarafından, yapılan bir darbeyle iktidardan düşürülmüştür. Böylece Mısır halkı, kendini yeniden bir cunta rejiminin yönetimi altında bulmuştur.

Sisi Rejiminin darbe süreci oldukça kanlı olmuştur. Darbe karşıtı sivil gruplara yönelik toplu katliamlar, yargısız infazlar korkunç bir dönemin başladığını göstermiştir.

2013 yılında gerçekleşen Cumhuriyet Muhafızları Katliamı, Manassa Katliamı, Rabia Katliamı, Ramses Meydanı Katliamı bu katliamlara verilebilecek örneklerden yalnızca birkaçıdır. Bu katliamlarda sayısı henüz tam tespit edilememiş yüzlerce insan katledilmiştir.

Yoğun gözaltılar, gözaltında ve cezaevlerinde işkence, işkence ile alınan ifadelerle Sisi Rejiminin askerlerinin ve Baltacılar isimli silahlı çetelerin suçları, şiddet karşıtı sivillere yüklenmiştir. Çoğunlukla Avukat yardımı dahi alamayan siyasi mahpuslar Askeri ve sivil Mahkemelerde yargılanmaktadır. Siyasiler, alimler, aydınlar, hukukçular, sivil toplum yöneticileri, akademisyenler, gençler, gazeteciler ve aktivistler adil yargılanma imkanı sağlanmadan çok ağır suçlarla yargılanmışlardır. Bu yargılamalarda idam cezaları verilmiştir.

2013 yılında 109, 2014 yılında 509, 2015 yılında 538 ve 2016 yılında 237 kişiye, bazılarına birkaç kez idam cezası verilmiştir. Son olarak Mısır'da 26 Aralık 2017'de 15 kişi ve 2 Ocak 2018'de İhvan-ı Müslimin üyesi oldukları bilinen 4 kişi (Ahmed Abdulhadi es-Suhaymi (29), Ahmed Abdulmunim Selame (42), Samih Abdullah Yusuf (32) ve Lutfi İbrahim İsmail (25) ) haklarındaki terör saldırıları suçlamasıyla idam edilmiştir.

Şahısların avukatlarının ve insan hakları kuruluşlarının açıklamalarına göre söz konusu kişiler Mısır güvenlik güçleri tarafından cebren kaçırılmış, kendilerinden uzun süre haber alınamamış ve işkence altında verdikleri ifadelerle askeri mahkemelerde söz konusu suçlamalar kabul ettirilmiştir. Muhammed Mursi ve Muhammed Biltaci gibi birçok siyasi önder kişi de şu an cezaevlerinde idam mahkumu olarak gayriinsani ve hukuksuz olarak tutulmaktadır.

Verilen idam cezalarının çoğunluğu siyasi davalarla ilgili olup, bunların arasında son dört yılda 81 kişinin infazı gerçekleşmiştir. İnfazlar, avukatlar ve ailelere haber vermeden gerçekleşmekte ve yakınları aranarak cenazelerin alınıp sessiz sedasız tören yapmadan defnetmeleri söylenmektedir.

Alınan son bilgiye göre önümüzdeki günlerde Müftülük onayı dahil tüm süreçleri tamamlanmış infazı beklenen yada her an infaz edilecek 25 siyasi mahkum söz konusudur. Çoğu genç siyasi mahku00fbm olan bu kişilerin idam cezalarının infaz edilmesini önlemek herkesin sorumluluğudur.

Türkiyeli STK'lar olarak sesimizin ulaştığı herkesi, sadece muhalif oldukları, birçoğunun şiddete bulaşmamış sivil barışçı aktivistler ve alim ya da gazeteciler olduğu bilinen bu kişiler hakkında hukuksuz bir şekilde verilen idam cezası kararlarının infazını durdurmaya ve Mısır'daki insan hakları ihlallerinin son bulması için göreve davet ediyoruz.

Ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı, Afrika Birliği İnsan Hakları Komitesi, Arap Birliği İnsan Hakları Komitesi, BM İnsan Hakları Komitesi, BM İnsan Hakları Konseyi ve Bağımsız ve Daimi İnsan Hakları Komisyonu gibi Mısır'ın da üyesi olduğu uluslararası teşkilatlarının Mısır'a insan hakları heyetleri göndermelerini, bu idamların infazını durdurmak için derhal açıklama da yaparak etkili diplomatik temaslar kullanmalarını talep ediyoruz.

Başta ABD ve İsrail olmak üzere Sisi Rejimini destekleyenleri de tüm idamlar ve insan hakları ihlallerinden hukuk önünde hesap vermek üzere sorumlu tuttuğumuzu beyan ediyor ve derhal bu desteği kesmeleri için çağrı yapıyoruz. Yeryüzünde dini, dili, ırkı ne olursa olsun masum bir insanın zalimce öldürülmesinin önüne geçmek bütün insanlığın sorumluluğudur. Mısır'da İdamları Durduralım.

Kaynak: Yeni Söz