Mülteci çocukların çilesi bitmiyor

Batan teknelerde can veren küçücük bedenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Dünyanın sessizliğine sesini duyuramayan minik bedenlerin çilesi azalmak yerine daha da artıyor. BM gibi sözde “barış” esası ile görev yapan kuruluşlar ise ABD’nin arka bahçesi olmaktan başka bir işe yaramıyor.

Gülden AĞ

Bir insanlık dramı haline gelen mülteci sorunu gün geçtikçe daha da ağır daha da korkunç bir hale gelmeye başladı. Sahillere vuran çocukların minik bedenleri dünyaya bir bomba gibi düşerken insanlık sessiz kalmaya devam ediyor.

Savaş sebebi ile evlerini yurtlarını terk eden, başka ülkelere sığınarak yaşama haklarını muhafaza etmeye çalışan insanların sayısı her geçen gün artıyor.

Birçoğu tehlikeyi göze alarak Avrupa’ya ulaşmaya çalışsa da sığınma umudu ile açıldıkları denizlerde ölüm kalım mücadelesi veriyor. Kimisi de yasa dışı yollardan kaçmaya çalışarak insan tacirlerinin elinde kayboluyor.

Yaşamak için sadece var olabilmek için girdikleri bu amansız yolculukta yaşasalar da yaşamasalar da isimleri rakamdan öteye varmıyor. Yaşayan mültecilerin sayısı ve ölü mültecilerin sayısı olarak mülteci yurdunun talihsiz vatandaşlığına gömülüyor.

Dünyaya sesini duyuramayan mülteci çocuklar

Batan teknelerde can veren küçücük bedenlere bir yenisi de geçenlerde ABD-Meksika sınırında eklendi. 3 yaşında Bodrum kıyılarına vuran Aylan bebek ile aynı kaderi yaşayan, babasıyla kıyıya vuran El Salvadorlu 11 aylık bebek de dünyanın sessizliğine sesini duyuramadı. Yıllar geçtikçe minik mağdurların çilesi azalmak yerine artıyor. Kıyıya vuran cansız bedenleri gösteren fotoğraflar, sınırdaki göç krizinin nasıl bir hal aldığını gösteriyor.

Sadece yaşamak istedikleri bir hayatın umudu ile ölümün en acı halini yaşayan bu çocuklar ve aileleri ne yazık ki dünya medyasının ve siyasilerin manipülasyonlarından oluşan ve gün geçtikçe her geçen gün daha da belirsiz bir hal alan sisin içinde öz yaşam hikayelerini de beraberine alarak kayboluyor.

Güvenli bölgelere kaçmak isterken eğitimsiz ve temel gereksinimlerden uzak bir yaşama adım atan çocuklar hayatta kalmak için büyük mücadele veriyor.

Mülteci çocukların yarısı eğitimden mahrum

BM’nin raporladığı 22.5 milyon mültecinin yüzde 51’i 18 yaş altı çocuklar. Yine bu da yıllar içinde kaydedilen en yüksek rakamı oluşturuyor. Öte yandan Afgan ve Suriyeli olmak üzere ailelerinden ayrı ya da refakatsiz 75 bin çocuk sığınma başvurusunda bulundu. Bu verilerle birlikte gerçek rakamın daha fazla olduğu tahmin ediliyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ise, ilkokul çağındaki mülteci çocukların en az yarısının eğitimden mahrum olduğunu bildiriyor.

Mülteci sayısı 70 milyona ulaştı

Resmi verilere göre, 2018 yıl sonu itibariyle ülkelerindeki savaşlardan, bitmek bilmeyen çatışmalardan, iç karışıklıklardan ve zorlu yaşam şartlarından kaçan insan sayısı dünya genelinde 70 milyona ulaşmış durumda.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (BMMYK) 31 Ocak 2019 tarihli raporuna göre Türkiye’deki 4 milyon mültecinin 3.6 milyondan fazlası Suriyeli, 400 bine yakını da diğer milletlerden sığınmacılar.

Türkiye 4 milyon mülteciye ev sahipliği yapıyor

PEW araştırma şirketinin yayımladığı kapsamlı incelemeye göre 9 yıldır süren Suriye iç savaşı sonucu 13 milyon Suriye vatandaşı evini terk etti. Bu rakam son on yıllarda görülen en büyük göç hareketi.

Evinden ayrılan Suriyelilerin yarısı ülke içinde, diğer yarısı ise komşu ülkelere, Avrupa’ya ve Kuzey Amerika’ya göç etti. 2018 yılı sonu itibariyle en çok Suriyeli mültecinin Ortadoğu ülkelerinde bulunduğu, 1 milyon Suriyelinin de Avrupa’da olduğu açıklandı.

5 milyona yakın Suriyeli ise komşu ülkelerde yaşıyor. Türkiye’de 4 milyon , Lübnan’da 1 milyon, Ürdün’de 660 bin, Irak’ta 250 bin Suriyeli var. Komşu ülkelere giden Suriyeli mülteciler evinden olan nüfusun yüzde 41’ini oluşturuyor. 150 binden çok Suriyeli mültecinin de Kuzey Afrika ülkelerine gittiği bildiriliyor.

“Çıkarları doğrultusunda Mültecileri kullanıyorlar”

Batının iki yüzlülüğüne vurgu yapan Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkan Yardımcısı Abdulah Resul Demir, “Ne zamanki kendi çıkarları ortaya çıktığında çıkarları için gerekirse Mültecileri de kullanıp işlerini yerine getirmeye çalışıyorlar” dedi.

Dünyadaki savaşların arkasında ABD olduğunun altını çizen Demir, “Mültecilik ABD’nin başlatmış olduğu bu savaşlar sonucunda ortaya çıkmıştır. Dolayısı ile Birleşmiş Milletler’in (BM) alacağı bir aksiyonda bu mülteciliği doğuran sebeplerin en başındaki suçlu Amerika olacaktır” şeklinde konuştu.

“BM’nin savaşı bitirme gayesi yok”

Demir, BM’nin sonuç odaklı çalışmadığını belirterek, “Hep mevcut durumun raporları üzerinden çalışılıyor. Örneğin BM’nin programlarına katılıyoruz. Bu programlardan birinde bir Suriyeli çıktı dedi ki ‘Her şeyi çok güzel ortaya koydunuz, harika, ancak ben bir Suriyeliyim savaş ne zaman bitecek ? Savaşların ne zaman biteceğini konuşmadık’ dedi. Çünkü BM’nin böyle bir gayesi yok. Savaşı, savaşı başlatanların bitirmesini ister, başlatanlar da ABD olduğu için çok fazla sesini yükseltemiyorlar” dedi.