Muhammed suresinin temel konusu, savaş belâsından kurtulmak ve barışı devamlı kılabilmek için, barış düşmanlarının savaş gücünü yok edinceye kadar onlarla savaşmaya teşviktir. Bu temel konu çerçevesinde şu hususlara da temas edilmiştir: 1. İman edenler ile etmeyenlerin yapıp ettiklerinin, dünya ve âhiret hayatında işe yaraması ve Allah katındaki değer bakımından karşılaştırılması. 2. Allah’ın yardımı, ödüllendirmesi ve doğru düşünmeye muvaffak kılması bakımından iman edenler ile etmeyenlerin farkları. 3. Münafıkların tipik davranışları. 4. Dünya ve âhiret nimetlerinin karşılaştırılması. 5. Dünya hayatının imtihan hikmeti ile bağlantısı. Muhammed suresi kaç ayettir? Muhammed suresi okunuşu ve anlamı nasıldır? Muhammed suresinin tefsiri nasıldır? Muhammed suresi Arapça ve Türkçe okunuşu nasıldır? Son mukaddes kitap Kuranın 47. suresi olan Muhammed suresine dair detaylı bilgiler haberimizde...
Kim Muhammed sûresini okursa, Allahü teâlânın ona Cennet nehirlerinden içirmesi hak olur. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
MUHAMMED SÛRESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillahirrahmanirrahim 1. Ellezıne keferu ve saddu an sebılillahi edalle a’malehüm
2. Vellezıne amenu ve amilüs salihati ve amenu bima nüzzile ala muhammediv ve hüvel hakku mir rabbihim keffera anhüm seyyiatihim ve asleha balehüm
3. Zalike bi ennellezıne keferuttebeul batıle ve ennellezıne amenüttebeul hakka mir rabbihim kezalike yadribüllahü lin nasi emsalehüm
4. Fe iza lekıytümüllezıne keferu fe darber rikab hatta iza eshantümuhüm fe şüddül vesaka fe imma mennem ba’dü ve imma fidaen hatta tedaal harbü evzaraha zalik ve lev yeşaüllahü lentesara minhüm ve lakil li yeblüve ba’daküm bi ba’d vellezıne kutilu fı sebılillahi fe ley yüdılle a’malehüm
5. Se yehdıhim ve yuslihu balehüm
6. Ve yüdhılühümül cennete arrafeha lehüm
7. Ya eyyühellezıne amenu in tensurullahe yensurküm ve yüsebbit akdameküm
8. Vellezıne keferu fe ta’sel lehüm ve edalle a’malehüm
9. Zalike bi ennehüm kerihu ma enzelellahü fe ahbeta a’malehüm
10. E fe lem yesıru fil erdı fe yenzuru keyfe kane akıbetüllezıne min kablihim demmerallahü aleyhim ve lil kafirıne emsalüha
11. Zalike bi ennellahe mevlellezıne amenu ve ennel kafirıne la mevla lehüm
12. İnnellahe yüdhılüllezıne amenu ve amilus salihati cennatin tecrı min tahtihel enhar vellezıne keferu yetemetteune ve ye’külune kema te’külül en’amü ven naru mesvel lehüm
13. Ve keeyyüm min karyetin hiye eşeddü kuvvetem min karyetikelletı ahracetk ehleknahüm fe la nasıra lehüm
14. E fe men kane ala beyyinetim mir rabbihı ke men züyyine lehu suü amelihı vettebeu ehvaehüm
15. Meselül cennetilletı vüıdel müttekun Fıha enharum mim main ğayri asin ve enharum mil lebenil lem yeteğayyer ta’müh ve enharum min hamril lezetil liş şaribın ve enharum min aselim musaffa ve lehüm fıha min küllis semerati ve mağfiratüm mir rabbihim ke men hüve halidün fin nari ve süku maen hamımen fe kattaa em’aehüm
16. Ve minhüm mey yestemiu ileyk hatta iza harecu min ındike kalu lillezıne utül ılme maza kale anifen ülaikellezıne tabeallahü ala kulubihim vettebeu ehvaehüm
17. Vellezınehtedev zadehüm hüdev ve atahüm takvahüm
18. Fe hel yenzurune illes saate en te’tiyehüm bağteh fe kad cae eşratuha fe enna lehüm iza caethüm zikrahüm
19. Fa’lem ennehu la ilahe illellahü vestağfir li zembike ve lil mü’minıne vel mü’minat vallahü ya’lemü mütekallebeküm ve mesvaküm
20. Ve yekulüllezıne amenu lev la nüzzilet surah fe iza ünzilet suratüm muhkemetüv ve zükira fıhel kıtalü raeytellezıne fı kulubihim meraduy yenzurune ileyke nazaral mağşiyyi aleyhi minel mevti fe evla lehüm
21. Taatüv ve kavlüm ma’rufün fe iza azemel emru fe lev sadekullahe le kane hayral lehüm
22. Fe hel aseytüm in tevelletüm en tüfsidu fil erdı ve tükattıu erhameküm
23. Ülaikellezıne leanehümüllahü fe esammehüm ve a’ma ebsarahüm
24. E fe la yetedebberunel kur’ane em ala kulubin akfalüha
25. İnnellezıner teddu ala edbarihim min ba’di ma tebeyyene lehümül hüdeş şeytanü sevvele lehüm ve emla lehüm
26. Zalike bi ennehüm kalu lillezıne kerihu ma nezzelellahü senütıy’uküm fı ba’dıl emr vallahü ya’lemü israrahüm
27. Fe keyfe iza teveffethümül melaiketü yadribune vücuhehüm ve edbarahüm
28. Zalike bi ennehümüttebeu ma eshatallahe ve kerihu rıdvanehu fe ahbeta a’malehüm
29. Em hasibellezıne fı kulubihim meradun el ley yuhricellahü adğanehüm
30. Ve lev neşaü le eraynakehüm fe learaftehüm bisımahüm ve le ta’rifennehüm fı lahnil kavl vallahü ya’lemü a’maleküm
31. Ve le neblüvenneküm hatta na’lemel mücahidıne minküm vessabirıne ve neblüve ahbaraküm
32. İnnellezıne keferu ve saddu an sebılillahi ve şakkur rasule mim ba’di ma tebeyyene lehümül hüda ley yedurrullahe şey’a ve seyuhbitu a’malehüm
33. Ya eyyühellezıne amenu etıy’ullahe ve etıy’ur rasule ve la tübtılu a’maleküm
34. İnnellezıne keferu ve saddu an sebılallahi sümme matu ve hüm küffarun fe ley yağfirallahü lehüm
35. Fe la tehinu ve ted’u ilis selmi ve entümül a’levne vallahü meaküm ve ley yetiraküm a’maleküm
36. İnnemel hayatüd dünya leıbüv ve lehv ve in tü’minu ve tetteku yü’tiküm ücuraküm ve la yes’elküm emvaleküm
37. İy yes’elkümuha fe yuhfiküm tebhalu ve yuhric adğaneküm
38. Ha entüm haülai tüd’avne li tünfiku fı sebılillah fe minküm mey yebhal Fe innema yebhalu an nefsih vallahül ğaniyyü ve entümül fükara’ ve in tetevellev yestebdil kavmen ğayraküm sümme la yekunu emsaleküm.
MUHAMMED SÛRESİ ANLAMI
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. İnkâr edenlerin ve Allah yolundan alıkoyanların işlerini Allah boşa çıkarmıştır.
2. İman edip sâlih ameller işleyenlerin, Rableri tarafından Muhammed'e indirilen gerçeğe inananların günahlarını Allah örtüp bağışlar ve hallerini düzeltip iyileştirir.
3. İşte böyle. İnkâra sapanlar bâtıla uydular, iman edenler ise Rablerinden gelen hakka uydular. Allah insanlara misallerini işte böyle anlatır.
4. (Savaşta) kâfirlerle karşılaştığınız zaman hemen boyunlarını vurun! Nihayet onlara iyice vurup sindirince bağı sıkıca bağlayın (esir edin). Savaş sona erince de artık ya karşılıksız veya fidye alarak salıverin. Bu böyledir. Eğer Allah dileseydi onlardan intikam alırdı, fakat sizi birbirinizle denemek ister. Allah yolunda öldürülenlere gelince, onların amellerini aslâ boşa çıkarmaz.
5. Onları hidayete eriştirecek ve hallerini düzeltecektir.
6. Onları (dünyada iken) kendilerine anlattığı cennete koyar.
7. Ey iman edenler! Eğer Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz (sarılırsanız), Allah da sizi muvaffak eder ve ayaklarınızı sâbit kılar.
8. Kâfirlere gelince, onlar da yüzüstü sürünsünler! Allah yaptıklarını boşa çıkarmıştır.
9. İşte böyle. Çünkü onlar Allah'ın indirdiğinden tiksinip hoşlanmamışlardır. Allah onların amellerini boşa çıkarmıştır.
10. Yeryüzünde dolaşıp, kendilerinden öncekilerin âkibetlerinin nasıl olduğuna bakmazlar mı? Allah onları yere geçirmiştir. Kâfirlere de onların başına gelenin benzeri vardır.
11. Bunun sebebi şudur: Allah iman edenlerin dostudur. Kâfirlere gelince, onların yardımcıları yoktur.
12. Şüphesiz ki Allah, iman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyar. İnkâr edenler ise faydalanırlar ve hayvanların yediği gibi yerler. Ateş onların varacakları yerdir.
13. Nice memleketler vardır ki, onlar seni sürüp çıkaran memleketten daha kuvvetli idiler. Biz onları helâk ettik. Onlara bir yardım eden de bulunmadı.
14. Rabbinden apaçık bir delil üzerinde bulunan (mümin) kimse, kötü işi kendisine güzel gösterilen ve heveslerine uyan (kâfir) kimse gibi olur mu?
15. Muttakilere vaad edilen cennetin durumu şudur: Orada bozulmayan (temiz) su ırmakları, tadı bozulmayan süt ırmakları, içenlere lezzet veren şarap ırmakları, süzme bal ırmakları vardır. Ve orada meyvelerin her çeşidi onlarındır. Bunlardan da öte, Rablerinden bir bağışlama vardır. Hiç bunlar, ateşte ebedî kalan ve bağırsaklarını parça parça kesen sıcak suyun içirildiği kimseler gibi olur mu?
16. Resulüm! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine ilim verilen kimselere (alay yoluyla): "O demin ne demişti?" derler. İşte bunlar Allah'ın kalplerini mühürlemiş olduğu, hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir.
17. Hidayeti kabul edenlere gelince, Allah onların hidayetini artırmış ve onlara takvâ yollarını ilham etmiştir.
18. Onlar kıyamet zamanının ansızın başlarına gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Onun âlametleri gerçekten gelmiştir. Kendilerine gelip çatınca ibret almaları neye yarar?
19. Bil ki Allah'tan başka ilâh yoktur. Hem kendinin hem de erkek müminlerle kadın müminlerin günahlarının bağışlanmasını dile. Allah (dünyada) gezip dolaştığınız yerleri de bilir, (ahirette) duracağınız yeri de bilir.
20. İnananlar: "Keşke cihad hakkında bir sûre indirilse de cihada çıksak!" derlerdi. Fakat hükmü açık bir sûre indirilip de, orada savaştan söz edilince; kalplerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığı geçiren kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. Korktukları başlarına gelsin!
21. Oysa onlara itaat etmek ve uygun olanı söylemek yaraşırdı. İş ciddiye bindiği zaman Allah'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu.
22. Demek ki sizler iş başına gelecek olursanız, yeryüzünde fesat çıkaracak ve akrabalık bağlarını keseceksiniz öyle mi?
23. İşte bunlar, Allah'ın kendilerini lânetlediği, sağır yaptığı ve gözlerini kör ettiği kimselerdir.
24. Onlar Kur'an'ı düşünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde kilitler mi var?
25. Hidayet kendilerine apaçık belli olduktan sonra arkalarını dönenlere, yaptıklarını şeytan hoş göstermiş ve onları uzun emellere düşürmüştür.
26. İşte böyle. Zira onlar Allah'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: "Biz bazı işlerde size itaat edeceğiz." dediler. Oysa Allah onların gizlediklerini bilir.
27. Fakat melekler onların yüzlerine ve sırtlarına vurarak canlarını alırken durumları nasıl olacak?
28. Bu böyledir. Çünkü onlar, Allah'ı kızdıracak şeylerin ardınca gittiler ve O'nu râzı edecek şeylerden hoşlanmadılar. Bu yüzden Allah onların işlerini boşa çıkarmıştır.
29. Kalplerinde hastalık olanlar, yoksa onların kinlerini Allah'ın aslâ dışarı vurmayacağını mı sandılar?
30. Eğer biz dileseydik onları sana gösterirdik de onları simâlarından tanırdın. Andolsun ki sen onları sözlerinin üslûbundan tanırsın. Allah bütün yaptıklarınızı bilir.
31. Andolsun ki biz sizi imtihan edeceğiz. Tâ ki içinizden cihad edenlerle sabır gösterenleri meydana çıkaralım ve haberlerinizi de açıklayalım.
32. Şüphesiz ki inkâr edenler, Allah yolundan alıkoyanlar ve kendilerine hidayet belli olduktan sonra Peygamber'e karşı gelenler, Allah'a hiçbir zarar veremezler. Allah onların yaptıklarını hep boşa çıkaracaktır.
33. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin ve amellerinizi boşa çıkarmayın.
34. İnkâr edip Allah yolundan alıkoyanları ve sonra da kâfir olarak ölenleri Allah aslâ affetmeyecektir.
35. Sakın gevşemeyin ve siz üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın. Allah sizinle beraberdir. O, amellerinizi aslâ eksiltmez.
36. Dünya hayatı ancak bir oyundur, bir eğlencedir. Eğer iman eder ve sakınırsanız, O size mükâfatlarınızı verir, mallarınızı (tamamen sarfetmenizi) istemez.
37. Eğer onları sizden isteseydi ve sizi zorlasaydı, cimrilik ederdiniz ve bu da sizin kinlerinizi ortaya çıkarırdı.
38. İşte sizler, Allah yolunda infak etmeye çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Amma cimrilik eden bilsin ki, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer ondan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir kavim getirir de, onlar sizin gibi olmazlar.