ÖZLEM DOĞAN
milat.ozlem@gmail.com
7 Haziran seçimlerine kısa süre kala partiler seçim vaatlerini açıkladı, meydanlara inip halktan oy istiyor. Muhalefet bir yandan asgari ücret ve emekli maaşlarına yapacağı zammı açıklarken, diğer yandan diyaneti kaldırıp din dersini seçmeli hale getirme Konusunda ısrarcı. Türkiye'nin seçimini AK Parti Milletvekili adayı Avukat Fatma Benli'yle konuştuk.
VESAYETÇİ ANLAYIŞ SONA ERDİ
Başörtülü bir milletvekili adayı ve avukat olarak sizce 7 Haziran seçimlerinin Türkiye için önemi nedir?
Bu seçimler kadınların seçme hakkı olduğu kadar seçilme hakkını da kullanmaları Açısından çok önemli. Türkiye'deki elit anlayışta başörtülü kadınlar tarlada tekstilde çalışır, evde anne babaanne olur, oy kullanırlar ama kendileri seçilemezdi. AK Parti döneminde vesayet rejiminin yıkılmasıyla birlikte başörtüsü yasağı kalktı ve bu anlayış sona erdi.
Bir 28 Şubat zulmü olan başörtüsü yasağının kalkmasıyla birlikte toplumsal hayatta neler değişti? 28 Şubat'ta mağdur olanlar genel olarak kadınlardı. Başörtüsü senelerce her yerde yasak olduğu zaman bile ben her zaman üniversitelerde yasağın kalkacağına inandım. Bizi sürekli mücadele etmeye iten bu inançtı. Ama o zamanlar başörtülü olarak duruşmaya girebileceğimi sanmıyordum. Ya da başörtülü memurlar olabileceğini düşünmüyordum ki bugün başörtülü rektörümüz bile var. Bu da hayal bile etemediklerimizin gerçekleştiğini gösteriyor.
GEÇMİŞLE BUGÜNÜ KIYASLAYIN
28 Şubat'tan sonra özgürlük çerçevesinde ne tür adımlar atıldı?
Hak ve hürriyetler açısından atılan adımlar o kadar bariz şekilde ortada ki , geçmişle günümüzü kıyaslamak yeterli. Dün, belli başlı insanların kullanabileceği haklardan bahsedebiliyorken, insanların AK Parti ile birlikte yaşam tarzı ve bakış açısı ne olursa olsun hakkını kullanabileceği bir durum söz konusu.
Bu özgürlükler her kesime tanınıyor diyebilir miyiz?
Her kesime tanınması için sürekli artan bir çaba gösteriliyor. Süryanilere ait manastırının mal varlığı iade edilmesi buna örnek. Daha önce gayrimüslimlerin elinden alınan vakıfların idae edilmesi söz konusu bile olamazdı. Ak Parti bu hakları iade ediyor.
KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZ BELLİ
'Çözüm Süreci'ne katkıda bulunmuş bir akil insan olarak sürece ilişkin neler gözlemlediniz?
Akil insanlardan biri olarak Karadeniz'de 18 ilde ziyaretlerde bulundum. 'Çözüm Süreci'yle ilgili Karadeniz'deki vatandaşlarımızda korku ve kaygılar vardı. Tek vatan ve tek bayrak noktasında kırmızı çizgilerimizin neler olduğunu vurgulayarak süreci anlattık. Sorunun tek başına çatışarak sona erdirilecek bir mevzu olmadığını ifade ettik.
Çözüm Süreci'nin doğru bir eksende devam etmesi Türkiye'ye neler kazandıracak?
Türkiye bu gün dünyanın en büyük havalimanını yapacak güçte. Gücü de sürekli artıyor Etrafındaki komşuları çatışma ve savaşlarla örülü. Dolayısıyla Türkiye'nin istikrarını bozmak isteyenler söz konusu. Ne olursa olsun Türk ve Kürtler çözüme sahip çıkıyor. Kimse güvenlik kaygısı duymak istemiyor artık. Güvenlik ve haklar noktasında doğru bir denge gözetmek gerekiyor.
HDP KENDİNİ DEĞERLENDİRMELİ
HDP'nin 'faşizmi biz bitireceğiz' sloganını samimi buluyor musunuz?
HDP'nin ne kadar samimiyetsiz olduğunu, konuştukları yer ve zamana göre söylemlerinin değişmesinden saptamak mümkün. Daha önce Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde farklı söylemleri varken bu seçimlerde barajı geçememe olasılığına karşı Türkiye'yi tehdit eder hale geldiler. Bu bile samimiyetsizliklerinin en büyük göstergesi. Halk HDP'ye güvenmiyorsa önce kendi söylemlerini değerlendirmeleri gerekir.
HDP diyanet ve din dersi açıklamalarına karşın dindar kesimden oy alabilir mi sizce?
HDP, dindar Kürt halkından kimlik siyasetiyle oy istiyor. Bir taraftan da Diyaneti kapatacağını belirtiyor. Dindar görünen adayları olsa bile, HDP'nin ana bakış açıları çok net. Sosyalist düşünce tarzlarını halka yansıtmıyorlar ki bu iki yüzlülüktür. Hangi düşünceye sahiplese bunu açıkça ifade etmeleri gerekiyor. Ancak Doğuda ayrı, Batıda ayrı konuşuyorlar.
Peki HDP barajı geçebilecek mi sizce?
Ben HDP'nin barajı aşacağına inanmıyorum. Bunu yakın zamandaki seçimlerde aldıkları oydan anlamak mümkün. Çünkü halkımızın muazzam bir sağduyusu var. Seçim çalışamaların da birçok kesimden insanla bir araya geliyoruz. CHP ve HDP'ye oy verecek olan insanlar bile iktidarın değişip AK Parti'nin sağladığı istikrarın bozulmasını istemiyor.
TÜRKİYE BAŞKANLIK SİSTEMİNE YABANCI DEĞİL
Muhalefet partilerinin olumsuz tavrına karşın halk başkanlık sistemi için ne düşünüyor?
Genel olarak başkanlık sistemini tam olarak bilmiyoruz. Muhalefet partileri bundan yararlanıp başkanlık sistemini diktatörlük rejimiymiş gibi anlatıyorlar. Halbuki Türkiye başkanlık sistemine yabancı değil. Sonuçta biz belediye başkanlarımızı seçiyoruz. Meclis üyelerini de biz seçiyoruz. O da yerel yönetimlerde başkanlık rejimi. Yasaları ve bütçeyi denetleyecek olan meclisi de biz seçeceğiz. Başkan meclisle uyumlu çalışacak ve istikrarımız artacak.
CHP ve HDP'nin seçim vaatlerinin ana teması asgari ücretlere ve emekli maaşlarına zam. Bu bağlamda muhalefetin seçim bildirgesini samimi buluyor musunuz?
Halk bu vaatlere inanmıyor. Rakamlar çok uçuk. 1500 Lira emekli maaşı verdiğiniz zaman ertesi sene maaş ödeyemezsiniz. Asgari ücretleri 5000 Lira yaptığınızda işletmeler ve fabrika sahipleri çalışanlara sigorta ile beraber 5000 Lira ödemeyeceği için işyerini kapatmak ve dışarıdan ithal etmek zorunda kalacak ve işsizlik artar. Bir zamanlar ev ve araba anahtarıyla göz boyamaya çalışan siyasetçiler vardı. Bu nedenle muhalefet partilerinin sözlerine kimse itibar etmiyor.
*Bütün siyasal rejimler anayasanın değişmesinin gerektiğini söylüyor. Çünkü 1982 anayasası darbe anayasasıdır ve sisteme tamamıyla sirayet etmiştir. CHP iktidar olabileceğini düşündüğü dönemlerde anayasayı değiştireceğini söylemiştir. Ama şimdi karşı çıkıyor.
* AK Parti'nin 2023 sözleşmesinde ana temel; insan olma onuruna sahip olmak olacak. Bunu göz ardı etmemek lazım. Böylece AK Parti'ye oy vermeyen insanların bile hakları koruma altına alınmış olacak.