Muhalefet tam hayal kırıklığı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, “Türkiye için Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliği büyük bir avantajken, içeride Trump’ın gönderdiği mektubu TBMM’de grup toplantısında okuyan, Türkiye’ye saldıranların argümanları ile konuşan bir muhalefet görmek bizi hayal kırıklığına uğratıyor” dedi.

Ezgi ÇelikAnkara

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Anadolu Yayıncılar Derneği’nin düzenlediği “Anadolu Sohbetleri” programına katıldı. Gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileriyle bir araya gelen Ünal, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin Suriye bağlamında önemli başarılar elde ettiğini dile getiren Ünal, “Barış Pınarı Harekâtı kapsamında ABD ile yapılan mutabakat ve Rusya ile oluşturulan muhtıra ile beraber tarihi sonuçlar elde edildi. Bütün bunlar olurken içeriye dönüp baktığımızda bizi üzen en temel şey şu: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmayı dinlediğimde büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Bugün bütün dünyanın kabul ettiği bir şey var. Dünyanın ve ülkelerin şu anda ihtiyaç duyduğu en temel şey liderliktir. Türkiye’nin bugün Erdoğan’ın liderliği gibi önemli bir avantajı var. Bu meseleye siyasi değil, milli bir perspektiften bakmak gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uluslararası alanda nasıl bir oyun kurucu olduğuna baktığınızda Türkiye için liderliği büyük bir avantajken, içeride Trump’ın gönderdiği mektubu Meclis’te okuyan, Türkiye’ye saldıranların argümanları ile konuşan muhalefet görmek bizi hayal kırıklığına uğratıyor” dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ın katıldığı Anadolu Yayıncılar Derneği’nin “Anadolu Sohbetleri” programında gazetemiz Ankara temsilcisi Neşat Gündoğdu’da yer aldı.

“Siyasi değil, milli bir meseledir”

Türkiye’nin ABD ve Rusya ile aynı anda diplomasi yürüttüğüne dikkat çeken Ünal, Boris Johnson, Merkel ve Macron’un Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek için beklediklerini dile getirdi. Ünal, “Bu gelişmeler karşısında CHP’den birileri çıkıyor ve Türkiye’ye saldıran lobilerin argümanları ile AK Parti’ye, Recep Tayyip Erdoğan’a saldırıyor. Bu mesele siyasi bir mesele değildir. Bu milli bir meseledir. Benim iki tane çocuğum var. Ben iki çocuğumun 10-20 sene sonra nasıl bir ülkede yaşayacağını hayal ederek siyaset yapıyorum. Recep Tayyip Erdoğan’da bu şekilde siyaset yapıyor. O yüzden her birimizin Türkiye’nin kazanımlarını görmesi gerekiyor. Dünyanın yüzde 90’ı “Türkiye kazandı” diyor. Kazanımlarımız karşısında düşmanlarımız öfkeden kudururken içeriden birilerinin düşmanlarımızın diliyle konuşması beni üzüyor. Şu anda bizim düşmanlığı çoğaltmaya değil, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmeye ihtiyacımız var” dedi.

“Sözde Atatürk’ün yolundalar”

CHP’nin Atatürk çizgisinden uzaklaştığına dikkat çeken Ünal, “Bunlar Kurtuluş Savaşı döneminde yaşasalardı ‘Atatürk’e sen ne biçim adamsın yedi düvele bizi düşman ettin’ derlerdi. Sözde Atatürk’ün yolundan gidiyorlar” dedi.

“Müdahale ederiz”

ABD ve Rusya ile yapılan anlaşmaların ardından gelecek sürece ilişkin konuşan Ünal, “Eğer Suriye’nin içinden ya da herhangi bir ülkeden bize yeni bir terör saldırısı gelirse hangi derinlikte olursa olsun bizim buna müdahale etme hakkımız var. O yüzden Türkiye’nin bu başarısını ağız tadı ile bir çıkaralım. Sonraki adımlarda Türkiye’yi, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ı ve onun sahada ve masada elini güçlendirecek bir psikolojiye de devam demek lazım” dedi.

“Temasımız söz konusu değil”

Türkiye’nin Suriye’de rejim ile herhangi bir temasının söz konusu olmadığının altını çizen Ünal, “Bizim şu an Suriye rejimi ile herhangi bir temasımız söz konusu değil. Soçi’de oluşturulan muhtıranın sonuçlarını Esed kabul ettiğini ve saygıyla karşıladığını söyledi. Eğer ilişki diyorsanız nihayetinde bu da bir ilişkidir. Ama bizim Suriye ya da Esed rejimi ile doğrudan herhangi bir temasımız söz konusu değil” ifadelerini kullandı.

“İhanet sayarım!”

Arap ülkelerinin Türkiye’ye yönelik tutumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ünal, şöyle konuştu: “Geçen gün televizyonda Ümit Özdağ ile Bülent Tezcan’ı dinledim. Özellikle dinledim diyorum çünkü insan dehşete kapılıyor. Öncelikle bu ülkede istihbarat ağzıyla konuşmamak gerekiyor. Birtakım etki ajanlarının Türkiye’ye operasyon çekmek için ürettiği argümanları benim ülkemin televizyonlarında, ülkemin siyasetçisinin kullanmasını ihanet sayarım. Çünkü o argümanların nerede üretildiğini, kimler tarafından üretildiğini ve hangi masalarda üretildiğini biliyoruz. Hala ‘Türkiye ihvan üzerinden bölgedeki terör unsurlarını silahlandırdı’ diyorlar. Bu nasıl bir iftiradır?” dedi.

“Toptancı bir anlayışla dışlayamayız”

Bölgede Arap Sokağı ile Arap yönetimlerini birbirinden ayırmak gerektiğine dikkat çeken Ünal, “Eğer Arap sokağında “Canımız, kanımız Erdoğan” diye slogan atılıyorsa bu farklı bir durumdur. Ama Suudi Arabistan’ın, Birleşik Arap Emirliklerinin Mısır’ın Türkiye’ye karşı açıklamaları ve Mısır’ın Arap ligini toplayarak Türkiye’yi kınaması başka bir şeydir. Biz Mısır’ın, Suudi Arabistan’ın, Birleşik Arap Emirlikleri’nin pozisyonunu biliyoruz. Bunların kimlerle hareket ettiklerini ve bölgede hangi amaçlara hizmet ettiklerini biliyoruz. Dolayısıyla biz bu yönetimlerin politikalarından yola çıkarak bütün bölgeyi ve Arap halklarını suçlayabilir miyiz? Hayır. Böyle bir şey söylemek yanlış olur. Çünkü Sudan’da, Yemen’de, Libya’da Tunus’da Türkiye için dua edilirken ve sokaklarda ülkemizin lehine gösteriler yapılırken bu insanları toptancı bir anlayışla “Araplar” diyerek komple dışlamak aklen ve vicdanen doğru bir yaklaşım olmaz” şeklinde konuştu.

“Başarılı olamadılar”

Barış Pınarı Harekâtı’nın başlamasıyla beraber Türkiye’yi ekonomik anlamda çökertmek için finansal operasyon başlatıldığını hatırlatan Ünal, “Birçok fonu harekete geçirerek doların ısısını sadece 5.89’a kadar çıkarabildiler. Türkiye’ye 13 Ağustos’tan bugüne kadar çekilen dolar operasyonunun onlara maliyeti 15 milyar dolar oldu. Bu operasyonla harekâtı durdurmaya çalıştılar. Bizim dolar ve enflasyon üzerindeki kontrol gücümüz arttığı için bu operasyonlarında başarılı olamadılar” açıklamalarında bulundu.