Montrö'nün ihlal edilmesine izin vermeyiz

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 'Montrö Anlaşması'nın ihlal edilmesine izin vermeyiz. Bu Karadeniz'de istikrar açısından da İstanbul ve boğazların güvenliği açısından da hayati" dedi.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Japonya'nın Hiroşima kentindeki temaslarının ardından Rusya ile Batı ülkeleri arasında yaşanan enerji nakli konusu ve Montrö Anlaşması başta olmak üzere birçok konuda gazetecilere açıklamalarda bulundu. Rusya'nın, Türkiye'nin Montrö Anlaşması'nı ihlal ettiğine yönelik iddialarının sorulması üzerine Davutoğlu, Montrö Anlaşması'nın 20. yüzyıldan 21. yüzyıla intikal eden, "en kararlı şekilde uygulanan" anlaşmaların başında geldiğini söyledi. Montrö Anlaşması'nın üzerinden iki dünya savaşı, soğuk savaş ve balkanlardaki krizler gibi birçok konu geçtiğini hatırlatan Davutoğlu, "Hiçbir zaman Montrö Anlaşması konusunda Türkiye üzerine düşeni yapmaktan geri durmadı, hem de harfiyen Montrö Anlaşmasına sadık kaldı" dedi.

Güvenlik açısından hayati

Davutoğlu, bu çerçevede Rusya'dan gelen açıklamalara Türkiye'nin mukabele açıklamalarda bulunduğunu hatırlattı. "Hiçbir şekilde Montrö Anlaşmasının ihlal edilmesine izin vermeyiz" diyen Davutoğlu, "Bu Karadeniz'de istikrar açısından da önemlidir, İstanbul'un ve boğazların güvenliği açısından da hayatidir" dedi.

Bir gerilimden bahsetmek doğru olmaz

Davutoğlu, hiçbir ülkenin bu konuda herhangi bir tereddüte kapılmaması gerektiğinin altını çizerek, "Bu çerçevede Türkiye ile Rusya arasında bir gerilim ve krizden bahsetmek doğru olmaz. Türkiye, Montrö anlaşmasını uygular. Ukrayna ve Rusya'nın stratejik ortağı olarak da her iki ülke ile ilişkilerini sağlam bir zeminde yürütür. Kırım'da soydaşları olan ve Kırım'ın istikrarına önem veren bir ülke olarak da sürekli devrededir" diye konuştu.

Enerji'de olumsuz bir gelişme beklemiyoruz

Rusya'nın Ukrayna krizinin ardından bölgede enerji naklini gündeme getirmesiyle ilgili Davutoğlu, bütün bu krizlerden bağımsız olarak Türkiye'nin enerji stratejisinin enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi yönünde "kararlı bir şekilde" ilerlediğini kaydetti.

MEKSİKA ZİYARETİ

Japonya'dan Meksika'ya gideceklerini belirten Davutoğlu, burada MIKTA ( (Meksika-Endonezya-Güney Kore-Türkiye-Avustralya) girişiminin Gayri Resmi Dışişleri Bakanları Toplantısına katılacaklarını söyledi. Bu girişimin, dinamik ve yükselen ekonomilerden oluştuğuna dikkati çeken Davutoğlu, dünyanın bütün önemli bölgelerinden katılım olan bir oluşum olduğunu belirtti.

Küresel kampanya başlattık

Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü İşbilir, Mısır'da 528 kişi için verilen idam kararına karşı küresel kampanya yürüttüklerini söyledi. Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü Cihangir İşbilir, Mısır'da 528 kişi hakkında verilen idam kararına karşı küresel kampanya yürütmeye çalıştıklarını belirterek, "Zamanında darbeye gerekli tepkiyi gösteremedikleri için ABD ve Avrupa, bugünkü idam kararlarından da sorumludurlar. Amerikan hükümütenin bu hukuksuzluğa karşı sesinin daha iyi çıkmasını istiyoruz. Bu akıl tutulmasından geri dönülmezse, dünya ve bölge barışı için büyük gerileme olacaktır" dedi.

Fonlar doğru projeyle buluşmuyor

Çeşitli temaslarda bulunmak üzere ABD'nin başkenti Washington'da bulunan İşbilir, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dünyadaki Müslüman yardımseverlerin önemli sosyal konulardaki destekleriyle ilgili düzenlenen 6. Global Dönorler Forumu'na katılmak ve burada konuşma yapmak üzere Washington'a geldiğini belirten İşbilir, bu forumun ilkinin de İstanbul'da yapıldığını hatırlattı. İşbilir, Müslüman dünyasında ciddi zekat fonları bulunmasına rağmen, bu fonların doğru projelerle "tam olarak buluşamadığına" dikkati çekerek, bu nedenle hala Afrika, Ortadoğu ve Güneydoğu Asya'daki insani konulara yönelik ciddi yardım problemleri yaşandığını kaydetti.

Müslüman kıyımı var

Bunun yanında, uluslararası medyanın çatışma ve insani fekalat böleglerinden yaptığı bazı "manüpülatif" yayınların da bu bölgelere doğru yardımların ulaşmasını ve yardımsevlerlerin bu bölgelere bakış açılarını etkilediğini dile getiren İşbilir, uluslararası medyanın Orta Afrika'da Hristiyan-Müslüman çatışması olduğu şeklinde bir tablo ortaya koyduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aslında orada ciddi anlamda Müslüman kıyımı var. Diğer bir örnek olarak Suriye'deki insani fekalet hiç yansıtılmıyor, daha çok oradaki bazı radikal unsunların yapmış olduğu faaliyetler veya askeri ortam, siyasi durum konuşuluyor. İnsani durum da gözden kaçırıldığı için, ortaya yönelik yardımlarda da ciddi zayıflık ve azaltma var. Dolayısıyla oralardaki durumun gerçek fotoğrafını yansıtmazsanız, insanı yardımları ciddi etkiliyor." İşbilir, Washington'daki temaslarında bu konulara dikkati çekerek, yardımseverlerin doğru konularda doğru yaklaşıma sahip olmalarına yardımcı olmaya çalışacaklarını ifade etti.

İdam kararlarına yeterli tepki verilmiyor

Uluslararası Rabia Platformu Koordinatörü İşbilir, Mısır'da 528 kişi hakkında verilen idam kararıyla ilgili de kürese kampanya yürütmeye çalıştıklarını belirterek, ABD ve batılı ülkelerini, idam kararlarına yeterli tepki gösterememekle eleştirdi. "Zamanında darbeye gerekli tepkiyi gösteremedikleri için ABD ve Avrupa, bugünkü idam kararlarından da sorumludurlar" diyen İşbilir, "Dünyanın herhangi bir bölgesinde birkaç kişinin hayatı ya da balinaların hayatı söz konusu olduğunda harekete geçen batı kamuoyu ve batılı sivil toplum örgütleri bu idamlar karşısında çok suskunlar. Bunu anlayabilmek çok mümkün değil" ifadesini kullandı. İşbilir, Amerikan hükümetinin Mısır'da yaşananlar için "darbe" diyememesi ve darbe ile başa gelen hükümete destek vermesinin "çok trajik" olduğunu dile getirerek, ABD'nin son zamanlarda idam kararlarıyla ilgili bazı açıklamalar yaptığını ama bunların İslam dünyasının tepkisini gidermekte yeterli olmadığını kaydetti.