Koray TAŞDEMİR
TÜRKİYE’nin gözbebeği olarak tanımladığımız Türk Silahlı Kuvvetleri, içte ve dışta hainlere göz açtırmazken Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) da hem yurtiçi de hem de yurtdışında emsalsiz başarılara imza atıyor. Türkiye’nin son yıllarda özel önem atfedilen milli savunma stratejisi uyarınca eşi görülmemiş operasyonlar yapan ve ulusal menfaatlerimiz doğrultusunda çalışan MİT’in bu başarıları bütün dünyada göz dolduruyor.
Reyhanlı planlayıcısı!
Özellikle son yıllarda Esad’ın kalesi Lazkiye’den filmlere taş çıkaran bir operasyonla Reyhanlı katliamı planlayıcılarından Yusuf Nazik’i yakalaması, Cemal Kaşıkçı cinayetinde Suudi yönetimin hamlelerini boşa çıkarması ve son olarak da İstanbul’da iki ajanı enselemesi MİT’in başarısına başarı katıyor. MİT ekipleri son olarak PKK’nın ‘Küçük Kandil’ olarak nitelendirdiği Sincar’dan 4 teröristi paketleyerek, Türkiye’ye getirdi.
Suud, MİT’e direnemedi
MİT’in gazeteci Kaşıkçı cinayetinde Suudi Arabistan’ın her türlü oyununa karşı yaptığı hamleler hem Suudi yönetiminin hem de Suudileri destekleyen emperyal güçlerin oyununu bozmuştu. Kapalı kapılar ardında kimseye sezdirmeden işlenen bir cinayetten kimsenin haberdar olamayacağını ve faillerini bulamayacaklarını zanneden Suud yönetimi, MİT’i ve onun çalışma stratejisini hesaba katmamıştı. Bundan dolayı Kaşıkçı’nın konsolosluğa girdikten sonra kaybolması ile olayın kendileri ile alakası olmadığını iddia eden Suudiler, MİT’in hamlelerinden sonra inkâr stratejilerini zaman kazanma oyunu üzerine kurarak olayı araştırdıklarını yalanına sığınmıştı. Bu süreçte MİT, Suudi Arabistan’ın her türlü inkâr ve iddialarına belgeli ve görüntülü şekilde karşı koymuş ve sonunda Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan yönetimi tarafından katledildiği bütün dünya tarafından anlaşılmıştı.
MİT-TSK işbirliği
21 Mart’ta MİT ve TSK ortak operasyonunda, PKK elebaşı Cemil Bayık’ın en yakın adamlarından Rıza Altun ve beraberindekilerin vurulması da TSK ve MİT’in başarılarından biri. Operasyonda, aralarında PKK’nın sözde Dış İlişkiler Sorumlusu “Navdar” kod adlı Mikail Özdemir, sözde PKK’nın Sözcüsü “Serhat Varto” kod isimli Emrullah Dursun ve sözde Kandil Bölgesi Sorumlusu “Sinan Sor” kod adlı Ali Aktaş’ın bulunduğu üst düzey örgüt mensupları etkisiz hale getirilmişti. Altun’un Kandil’in İran sınırına yakın bölgede toplantı yapacağını MİT öğrenmiş ve TSK ile paylaşmış ve TSK da gereğini yapmıştı.
İmarat’ın ajanlarını Yine MİT enseledi
MİT’in son büyük başarısı ise Birleşik Arap Emirlikleri’ne çalışan ve İstanbul’da casusluk yapan iki ajanın yakalanması oldu. Ankara ve İstanbul'da içerisinde bulundukları yoğun telefon ve görüşme trafiğinin dikkat çekmesi üzerine MİT tarafından teknik ve fiziki takip inceleye alınan iki casusun Ankara, İzmir, İstanbul ve Diyarbakır'da çok sayıda kişiyle görüştükleri tespit edildi. Yakalanan kişilerden birinin Cemal Kaşıkçı soruşturmasıyla bağlantılı bir kişiyle telefon görüşmesi de yaptığı da öğrenildi. Casusların Kaşıkçı cinayeti sonrası Türkiye'de istihbarat ağını kaybeden Suudi Arabistan'ın yerine Türkiye'de yeni bir ağ oluşturmaya çalıştığı belirlendi. MİT, böylece hem yabancı istihbarat örgütlerinin İstanbul'daki faaliyetlerini de engellemiş oldu hem de Kaşıkçı cinayetine ilişkin yeni bilgiler elde etti.
Esad’ın kalesinden Nazik’i paketlemişti
Yurtiçinde olduğu kadar yurtdışındaki operasyonları ile de dünyada adından söz ettiren MİT’in son yıllardaki en önemli yurtdışı faaliyetlerinin başında ise ellerinde milyonlarca masum insanın kanı olan Beşar Esad’ın kalesindeki Yusuf Nazik operasyonu geliyor. MİT, hiç bir devletin istihbarat veya bir başka kuruluşundan destek ve yardım almadan film gibi bir operasyonla 2013 yılında Reyhanlı’da 53 kişinin yaşamını yitirdiği bombalı saldırıyı Suriye istihbaratıyla birlikte planlayıp failleri yönlendiren ve aranan teröristler listesinde “mavi” kategoride yer alan Yusuf Nazik’i Esad’ın kalesi Lazkiye’den tereyağından kıl çeker gibi paketlemişti. MİT, son derece titiz çalışma sonucu Nazik’in Lazkiye’de, Suriye rejiminin kendisine verdiği sahte bir kimlikle yaşadığını tespit etmiş ve rutin hayatı takibe alınmıştı. Operasyon aşamasına gelindiğinde Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarıyla da işbirliği yapıldı. TSK’dan alınan “çok önemli” destekle Nazik güvenli yollardan Türkiye’ye getirilip sorguya alındı.