Milli Mutabakat korkuttu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, AK Parti - MHP ittifakının şer odaklarını korkuttuğunu belirterek, "Devlet ve Millet olarak istiklal ve istikbal mücadelesi verdiğimiz bu dönemde 'ayrılık fırkasına değil birlik hırkasına' ihtiyacımız var" dedi.

NEŞAT GÜNDOĞDU / ANKARA

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Yerli Düşünce Derneği Onursal Başkanı Yalçın Topçu, basın mensuplarına gündemi değerlendirdi. AK Parti ile MHP arasındaki ittifak hakkında yapılan eleştirilere cevap veren Topçu aynı zamanda Türkiye'nin güneyinde konuşlandırılmak istenen terör yapıları hakkında da açıklamalarda bulundu. Topçu konuşmasında Türkiye üzerine oynanan oyunlara da vurgu yaptı.

'İttifak Şer Odaklarını rahatsız etti'

"AK PARTİ ve MHP'nin son açıklamaları Milletimizin nezdinde 'Milli Mutabakat' olarak görüldü ve büyük kabul gördü" diyen Topçu, bunun bir kısım şer odaklarını da fazlasıyla rahatsız ettiğini kaydetti. Topçu, "Devlet ve Millet olarak istiklal ve istikbal mücadelesi verdiğimiz bu dönemde 'ayrılık fırkasına değil birlik hırkasına' ihtiyacımız var. Yerli ve milli emellerimize ulaşma yolunda yetmiş yedi düvele karşı yüzyılın en ciddi mücadelesi söz konusuyken; önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben; diyenlerin maşeri vicdanda daha büyük makes bulacak" şeklinde konuştu.

MHP Lideri Devlet Bahçeli'yi yıpratma peşine düşenlerin boşuna uğraştıklarını ifade eden Topçu, "Sayın Bahçeli, siyaset hayatı boyunca, önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben çizgisinde yürümüştür. 367 krizinde de, Gezi olaylarında, 15 Temmuz günü de, Sayın Bahçeli'nin açıklamaları tankların paletlerini durdurmuş, uçakların kanatlarını kırmış, darbecilerin vesayet odaklarının umutlarını dipsiz kuyulara atmıştır" değerlendirmesinin yaptı.

'Muhalefeti 2019 Korkusu Sardı'

Topçu, muhalefetin güç odaklarının beklentilerine göre pozisyon alan ve hep bir yerlerden medet umarak siyaset yapan tavrına milletin prim vermeyeceğini söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu çevreleri şimdiden '2019 Korkusu' sarmıştır. Feryat bundandır. Sandıklarda yenemediler. Meydanlarda yenemediler. Kumpaslarla düşüremediler. Suikastlarla yok edemediler. İhanetlerle pes ettiremediler. Terör örgütleriyle diz çöktüremediler. Darbelerle bitiremediler. Türkiye, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bütün bu badirelerden güçlenerek çıkmasını bildi. Her zaman şunun altını kalın çizgilerle çizdik. Batılı küresel güçlerin Ortadoğu'ya yönelik operasyonlarıyla amaçladıkları şey, bölgeyi 'İslamsızlaştırma ve İnsansızlaştırmadır'. Önce demokrasi nidalarıyla 'Arap Baharı' adı altında anarşi ve teröre zemin hazırlandı sonra da çağdaş Lawrence'ler vasıtasıyla etnik ve mezhebi çatışmalar çıkarıldı. Öyle bir hale gelindi ki ölen de öldüren de 'Allahu Ekber' diye bağırıyor. Referansını İslam'dan aldığını iddia eden ucube anlayışlar, vahşi terör örgütleri ortaya çıktı. Dolayısıyla bölgeyi İslamsızlaştırma projesi ciddi bir mesafe aldı. Ortaçağ'ın birbirini yok eden, vahşice katleden Batı'nın o meşhur 'Sömürge ve Derebeyi anlayışı' Ortadoğu'ya taşındı. Onlarca vahşi örgütler türedi, milyonlarca cana kıyılıyor. Amaç bölgeyi göçlerle, kıyımlarla, yıkımlarla 'insansızlaştırıp' teslim almak. Sömürü ihtiyaçlarına göre yeni bir harita belirlemek."

'Ankara Merkezli stratejiler çıkış yolu!'

"Batı'ya Ortadoğu'da yer üstündekileri değil, yer altındakileri lazım" diyen Topçu, "O yüzden yer üstünde kendi isteklerine uygun canlı yaşasın istiyorlar. Kendilerine köle olunmasını bekliyorlar. Proje budur. Epey de mesafe alınmıştır. Batı'nın bu planına karşı duracak tek ülke Türkiye'dir. O yüzden FETÖ ile, PKK ile, DAEŞ ile Türkiye'ye operasyonlar yapılıyor. Nihai amaç Türkiye'yi bölmektir, bu çok nettir. Türkiye, güneyinde bir uydu terör yapılanmasına asla izin vermeyecektir. İkiyüzlü politikalar iflas etmiştir. Yepyeni bir dönem başlamıştır. Yerli ve milli politikalar, Ankara merkezli stratejiler tek çıkış yolumuzdur" ifadelerini kullandı.