Milli ekmek ihraç edilecek

2. Uluslararası Ekmek Festivali kapsamında konuşan uzmanlar Milli ekmeklerimizin artık dünya sofralarına girmesinin vaktinin geldiğini söylediler. Uzmanlar, Almanya’nın, İtalya’nın, Fransa’nın ekmeklerinin dünyanın birçok yerine satılabiliyorsa bu festivalde Türkiye için de bu durumun sağlanmaya çalışılacağını söylediler.

“KARATAY YANLIŞ BİLİYOR”

Uluslararası Tahıl Bilim ve Teknolojisi Birliği (ICC) Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamit Köksel ekmek konusunda bilmeden konuşan Canan Karatay’a çatarak, “Ben nasıl kardiyoloji konusunda tıp konusunda konuşmuyorsam tıp uzmanlarının da buğday ve ekmek konusunda konuşmaması lazım. Ben kırk yıldır buğday ile ilgili araştırmalar yaptım. İşin beslenme ve teknoloji yanında bir kardiyolog çıkıp buğdayın genleriyle oynandığını kromozom sayısının 43 olduğunu söylerse komik duruma düşüyor. Hiçbir canlı tek kromozomla yaşayamaz. Kromozom sayısı çifttir ve bunu bir hekimin de bilmemesi imkânsız” dedi.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

Ekmeğin uzmanlarının katılacağı 12-14 Ekim tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirilecek 2. Uluslararası Ekmek Festivali öncesinde düzenlenen basın toplantısı öncesinde önemli açıklamalar yapıldı. Özel bir fuar firması tarafından desteklenen festivale katılımcı olarak birçok ülkenin davet edildiği bilgisi paylaşılarak, KKTC’nin de “Hellimli Ekmeği”ni tanıtması için şahsen giderek davet edildiğini fakat buna rağmen bu davete cevap alınamadığını belirtildi. KKTC için bu kadar uğraşılmasına rağmen İsrail’e gönderilen davetin ise hemen kabul edildiği ifade edildi. Birçok yörenin ekmeğinin tanıtılacağı ve konunun tüm taraflarının yer alacağı festivalin doğru bilgi paylaşımı için de çok iyi bir mecra haline geldiğini söyleyen Uluslararası Tahıl Bilim ve Teknolojisi Birliği (ICC) Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamit Köksel ise “Buğday ve ekmek çok fazla üretilmesine rağmen bir o kadar da bilgi kirliği var, maalesef. Kırk yılı aşkın buğday ve ekmekle ilgili çalışıyorum. Bu konuda konuşurken çok da dikkatli davranıyorum. Ama bir kardiyolog diyor ki, sakın ha ekmek yemeyin. Sakın ha! GDO’lu, şöyle tehlikeli” bunlara karşı çok dikkatli olunması lazım. Bu doğru değil. Bu festivalde doğru bilginin tanıtılması için çok iyi bir fırsat olacak” diye konuştu.

Ekmek ile turist çekilecek

Ekmek konusunun çok önemli olduğunu ve bu anlamda Tarım ve Orman Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile beraber ortak projeler geliştirildiğini söyleyen proje ortağı Mine Ataman, “Kültür ve Turizm Bakanlığı, Göbeklitepe, Kastamonu ve Vakfıkebir’de ekmeğin hikayesine dönük olarak bir çalışma yapılıyor. Kültürel mirasımızın çok önemli katkıları bunlar. Fırınlar, değirmenler ve ekmeklerin kendileri ile ilgili yeni turizm destinasyonları, masal dinletileri olacak. Yurtdışı basınına yönelik olarak. Tarım ve Orman Bakanlığı ekmeğin sağlık yönü ile ilgili olarak ‘Ekmek meselesi memleket meselesi’ konseptiyle bayağı bir yol kat etti. Yakında bunun da bilgisi paylaşılacak” ifadelerini kullandı.

Yerli buğdayla Milli ekmek tanıtılacak

Milli ekmeklerimizin artık dünya sofralarına gitmesinin vakti geldiğinin söyleyen Mine Ataman festivalin asıl amacını şöyle açıkladı: “Bu anlamda hem Tarım Bakanlığı hem de Turizm Bakanlığı ile farklı projeler içerisindeyiz. Somoncu Babaları, Mevlana, Kastamonu ekmeği, Vakfıkebir ekmeği her biri hem hikâyeleri ile hem de lezzetleri ile dünya çapındadır. Kültürü mayalayan sofralarda en büyük el izi ekmelerdir. Anadolu’nun milli ekmekleri hem hikâyesi hem tarihi taş değirmenlerde öğütülerek gelen unları sahip olduğu tarihi hikâyeleri turizme de konu olsun, markalaşsın. Almanya’nın, İtalya’nın, Fransa’nın ekmekleri dünyanın birçok yerine satılabiliyorsa bu festivalde bu Türkiye için sağlanmaya çalışılacak. Yerel buğdaylarımızla milli ekmeklerimizi bir daha ele alalım. Bakanlıklarımız bizi destekliyor. İnovatif çalışmalarla onları artık dünya sofralarına taşımalıyız. Türkiye’de yaşayan insanların yaklaşık yüzde 80’inin günlük enerjilerinin yüzde 70’i ekmekle sağlanıyor. Bu sebeple, ‘Ekmek meselesi memleket meselesi.”

Medya

Uluslararası Tahıl Bilim ve Teknolojisi Birliği (ICC) Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamit Köksel ise bu festivalde yanlış bilinen bir çok bilginin düzeltileceğini söyleyerek yanlış bilgiler konusunda Türkiye’de başı çeken Canan Karatay hakkında şunları söyledi: “Bu fuar ile toplumla doğru bilgilerin bir şölen, eğlence havasında buluşturabiliriz. Göbeklitepe, Mezepotamya buğdayın anavatanı. Türkiye dünyada bazı mutfak türlerinde makarna ihracatında önemli sıralardayız. Bisküvi ihracatında etkiliyiz. Bir sürü unlu mamul ihracatımız var. Biz bir şekilde markalaşarak bu ürünleri daha iyi tanıtabiliriz. Ülkemizin her yöresinde farklı ekmekler var, farklı kültürler var. Ama birileri çıkıyor ekmek hakkında kötüleyici konuşuyor. Ben nasıl kardiyoloji konusunda tıp konusunda konuşmuyorsam tıp uzmanlarının da buğday ve ekmek konusunda konuşmaması lazım. Ben kırk yıldır buğday ile ilgili araştırmalar yaptım. İşin beslenme ve teknoloji yanında bir kardiyolog çıkıp buğdayın genleriyle oynandığını kromozom sayısının 43 olduğunu söylerse komik duruma düşüyor. Hiçbir canlı tek kromozomla yaşayamaz. Kromozom sayısı çifttir ve bunu bir hekimin de bilmemesi imkânsız. Böyle bir konuşma yaparak medyada daha ön plana geçiyorlar. Bizim böyle bir kaygımız yok. Onun için de biz doğru bilgiyi bu festival aracılığıyla aktarmaya çalışacağız. Türkiye’de yeteri kadar buğday var. Makarna, un diğer ürünlerde içeride kullanarak onu bitiriyoruz. Onun için biz ithali yerli ile karıştırarak ürüne dönüştürüyoruz. O da katma değer sağlıyor. Dışarıdan gıda gelmesini ben tehlikeli görmüyorum ama içerideki üretimin de aynı hızda devam etmesi gerekiyor. Dışarıya bağımlı değiliz şu anda ama buğday üretimine yeterli önem verilmezse o bağımlılık artarsa tabi ki bu tehdikeli boyutlara gelebilir.”