Gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, başka siyasi partilerden MHP'ye geçmek için kendilerine herhangi bir başvuru yapılmadığını bildirdi.
Meclis açıldıktan sonra İYİ Parti'den bazı isimlerin, yapıcı ve demokrat tutumunu bildikleri MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile Mecliste görüştüklerini, hatta bazılarının onun elini öptüğünü anımsatan Yalçın, bunları siyasi nezaket kuralları çerçevesinde değerlendirdiklerini belirtti. Kendi arkadaşlarının tutumundan rahatsız olan İYİ Parti'nin takındığı negatif tutumu sağlıklı bulmadıklarını aktaran Yalçın, şöyle devam etti:
"Patchwork halı gibi politik arenaya serilen bir partinin uzun ömürlü olmayacağını görmek için müneccim olmaya gerek yok. Başlarındaki hanımefendi boyundan büyük iddialarla yola çıktı ve dip dalgada sörf yapayım derken, yüzme bilmediği için az kalsın siyaset denizinin dibinde boğuluyordu. CHP yönetimi ve CHP seçmeni imdadına yetişmese vurgun yiyecekti. Dip dalga 24 Haziran'da MHP'den gelince bundan tabiatıyla İYİ Partililer de etkilendi. Şimdi dip dalgası yerine bir hayal kırıklığı dalgası hakim orada. Aralarında MHP'den ayrılmış olan ve sanki pişmanmış görüntüsünde isimler var çünkü. Ben bazılarının gönlünün hala MHP'de olduğunu hissediyorum. Dolayısıyla hala MHP'de gönlü olanlar için şimdiden 'Şu olur, bu olmaz' diye bir yorum yapmayayım ama dönüş ve katılım için bu partiden kopuşlar başladığında bize müracaat vaki olursa oturur, değerlendiririz."
"BU DERBEDERLİKTEN İNCE'NİN KURTARMASI MÜMKÜN DEĞİL"
Yalçın, CHP'nin Muharrem İnce ile başarılı olduğunu sandığına, oysa ana muhalefet partisinin sadece Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne "Bilip bilmeden peşinen karşı olanların" tepki oylarıyla yüzde 30'u aştığına işaret etti. Yalçın, "Muharrem İnce seçilseydi, çok tutkulu şekilde bu sistemi uygulamak için kolları sıvayacaktı." diye konuştu.
CHP'nin, HDP'yi ve İYİ Parti'yi Meclise taşımak için seçmenini yönlendirdiğine dikkati çeken Yalçın, muhalefet cephesinin 24 Haziran seçimlerinden büyük oy kayıplarıyla çıktığını, 16 Nisan 2017 referandumunda konsolide olduğu öne sürülen yüzde 48,5'in de bir şehir efsanesi olduğunun böylece ortaya çıktığını belirtti.
Yalçın, "CHP'yi bu derbederlikten Muharrem İnce'nin kurtarması mümkün değil. İnce'nin seçimlerde kırdığı potların acısı, sıcağı sıcağına anlaşılamadı. Şimdi de kurultay telaşı dolayısıyla acı öteleniyor. Zaman geçtikçe bu acı daha çok kendini hissettirmeye başlayacak ve CHP eskisinden de beter duruma düşecek. O bakımdan CHP'de olağanüstü kurultay olsa ne olacak, olmasa ne olacak? İsimler değişse bile müzmin hastalıklar, darbeder kafa ve zihniyet değişmeyecek." ifadesini kullandı.
EMANETİ EHLİNE VERMEK VARKEN"
Yalçın, yeni kabinenin yapısının, daha çok mesleki başarılarıyla bilinen ve alanlarında ivme yaratacağı öngörülen isimlerden kurulduğunu düşündürdüğünü bildirdi.
Yeni sistemin uygulamaya konmasında görev alacak ilk kabinenin üyelerinin zor bir görev üstlendiklerinin altını çizen Yalçın, bunun bir geçiş ve sistemin yeniden yapılanma süreci olacağını vurguladı.
Meselenin "iyi bir kabine"yle bitmediğini, Cumhuriyet rejiminin yeni bir yönetim modeline geçerken devlet çarkını işleten bütün yapıların yenilenmesi ve yeni bir ivmeyle çalıştırılması gerektiğini belirten Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunun için oluşturulacak kurum ve kurullarda ehil, liyakatli bürokrat ve teknokratların görevlendirilmesi, tecrübeye ve birikime değer verilmesi de önem taşıyor. Devletin tamamen yenilenmeye çalışılan işletim sisteminin başarısı, onun hemen alt kademesindeki kadroların muvaffakiyetine bağlı. Yeni bir sisteme geçilirken emaneti ehline vermek varken devlet kadrolarında tasfiyeye gidildiği ve siyasal kadrolaşmaya ağırlık verildiği takdirde başından sistem yanlış işlemeye başlayacaktır. Bu da 'Bekle ki yeni FETÖ'ler, PKK'lar gelsin.' demektir."
"İSİM İŞARET EDECEK DEĞİLİZ"
Yalçın, "Yeni sistem çerçevesinde kurullar ve ofislere atamalarda MHP'nin önereceği veya istediği bir isim olacak mı?" sorusu üzerine, bu konuda hükümeti serbest bırakma itiyadında olduklarını, yeni sistemin sağlıklı işlemesi ve taşların yerine oturması için bunu lüzumlu bulduklarına değinerek, şöyle dedi:
"Bu demek değildir ki liyakat ve ehliyet sahibi arkadaşlarımız yeni sistemde görev almasınlar. Bu konuda isim işaret edecek değiliz. Lakin hükümetin de liyakat ve ehliyete değer vererek, özellikle Türkiye'nin bekası, milletimizin birlik ve dirliği açısından Türk milliyetçilerinin oynadığı hayati rolün önemini bilerek tasarrufta bulunacağına inanıyoruz. Daha önce de iktidarın gücünü kullanarak şahsi hareket eden, yönettikleri kurumlarda çeşitli bahanelerle Türk milliyetçilerini biçmeye cüret eden kimseleri gördük. Bugün de aynı cüretkarlığa soyunanlar çıkacaktır. Nitekim partimize devletin çeşitli kademelerinde, bakanlıklardan, bağlı kurum ve kuruluşlardan şimdiden değişim, dönüşüm ve yeni sisteme adaptasyon adı altında tasfiyeler yapıldığına dair bazı şikayetler gelmeye başladı. Bu şikayetleri not ediyor, aslı astarı nedir araştırıyoruz. Eğer iktidarın kontrolündeki bürokraside kendine durumdan vazife çıkaran, fırsattan istifade muarız ve rakiplerini, sevmediği çalışanları temizlemeye çalışanlar varsa bunları deşifre edecek ve üzerlerine gideceğiz. Yeni sisteme geçiş çalışmalarının tasfiye ve kıyıma dönüşmemesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanı'nın da MHP'nin bu hassasiyetini anlayacağından ve değerlendirmelerimizi dikkate alacağından kuşku duymuyoruz."
CUMHUR İTTİFAKI
MHP'nin Cumhur İttifakı çerçevesinde bakanlık beklediği iddialarının gerçeği yansıtmadığını kaydeden Yalçın, Cumhur İttifakı'nın bir koalisyon protokolü olmadığını vurguladı.
Buna rağmen Cumhur İttifakı'nın, pazarlık dedikodularının merkezine oturtulduğunu belirten Yalçın, "Hedefine ulaştı. Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi. MHP de güçlü bir grupla TBMM'de temsil hakkını kazandı." ifadesini kullandı.