Mezhepsel Tuzak

Esed'in katliamlarının üzerinin örtülmesi için sistematik bir şekilde bir kampanya başlatıldı. Reyhanlı'da hükümete yönelik olarak başlatılan saldırılar bunların başında geliyor. Bu saldırının amacıysa 'Sünni- Alevi' çatışması çıkartarak, iç barışımıza darbe indirmek.

ASLAN DEĞİRMENCİ / ANKARA

Reyhanlı saldırısının ardından başta CHP olmak üzere farklı yapıların hükümeti suçlaması ve Hatay'da düzenlenen protesto eylemlerinde istenmeyen görüntülerin yaşanması tepkilere neden oluyor. Hain saldırının amacı 'Sünni- Alevi' çatışması çıkartarak, iç barışımıza darbe indirmek olduğu deşifre edilmişken, barış karşıtlarının ısrarla olayı kaşıması dikkatlerden kaçmıyor.

İşte asıl plan

CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer, özellikle Esed rejiminin halkına karşı gerçekleştirdiği katliamın üzerinin örtünmesi için sistematik bir şekilde hayata geçirilen plana dikkat çekerek kamuoyunu uyardı.

Neden Esed'in karşısındayız

Hükümetin, çok sayıda sivil toplum örgütünün, uluslararası arenanın ve aktivistlerin tepkisi rejimin etnik kimliği ve mezhebine karşı değil, Esed güçlerinin halkına karşı gerçekleştirdiği katliamlara olduğunu söyledi.

Bu konuya dikkat!

Ancak bilinçli bir şekilde bunun saptırıldığına vurgu yapan Değer, "Olay farklı boyutlara çekilerek etnik, mezhepsel olaylara indiriliyor. Bu tek merkezden bilerek yapılıyor ve katliamların üzeri örtülüyor. Ben dahil herkesin tepkisi yaşanan zulümleredir. Halkın üzerine bomba yağdıran anlayışa tepki koymak ve mazlumlardan yana olmak insani bir görevdir. Aksini yaymaya çalışanların manipülasyonlarına gelinmemeli. Biz İsrail'i Yahudi oldukları için değil, Filistin halkına yaptıkları zulümlerden dolayı nasıl eleştiriyorsak, Esed'i de kimliğine, mezhebine bakmadan katliamlarından dolayı eleştiriyoruz. Bu bir kere iyice anlaşılmalı" dedi.

Şimdi ne yapılmalı?

Reyhanlı saldırısını gerçekleştirenlerin asıl amacının mezhep çatışması çıkartmak, çözüm sürecini baltalamak, Ortadoğu'yu yangın yerine çevirmek olduğunu vurgulayan Değer, "Hal böyle iken AK Parti iktidarının suçlanmasına, Esed ile Başbakan Erdoğan'ın eş değerde tutulmasına anlam veremiyorum. Çok yanlış değerlendirmeler bunlar. Reyhanlı da aynı şekilde gerilimi yükseltecek hamleler yapmakta kabul edilemez bir durum. Biz 1980 öncesine tanıklık ettik, 90'ı yaşadık. Aynı oyunlar ile yeni kargaşalara izin vermemeliyiz. Hassas konuları kaşımak yerine, birlik olup sorunlarımızı çözmeliyiz. Türkiye iç barışını sağlamaya çalışırken, yeni çatışma peşinde koşanların oyunlarına gelmemeliyiz. Sağduyulu bir şekilde tek vücut olup Reyhanlı'da yaraları sarmalıyız" diye konuştu.