Kızın yakalandığı gece bazı gazeteciler tarafından mezarlıkta alıkonulduğunu iddia eden aile, gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Kardeşi mezarlıkta yakalandıktan sonra medyaya yansıyan "Gizemli kız yakalandı" yönündeki haberlerin ardından oğlunun da rahatsızlandığını dile getiren anne A.Ö., "Geçen hastaneye gitmiş. O da hastalandı. Yaşadığı strese dayanamıyor. 'Artık sizin üzüntünüze dayanıyorum' diyor. Kızım köyde de babasının mezarına gidiyordu. Temizliyordu. Orada arada sırada gidiyor, dua ediyordu. Biraz oturup geliyordu. Mezarlık köyümüzün kenarında idi. Orada korkmuyordu. Buraya gelince bir süre mezarlığa gitmedi. Kardeşi evlenip gittikten sonra yalnız kalınca gitmeye başlamış. 'Akşamları arkadaşımın yanına gidiyorum' diye evden ayrılıyordu. Mezarlığa gittiğini söylemiyordu. Biz mezarlığa gittiğini bilmiyorduk. Mezarlıktaki kızı izliyordu. 'Ben onu yakalarım' diyordu. Sonra o gece 'AVM'ye gidiyorum' diye gitmiş" dedi.
Belediye başkanının adını kullanarak evlerine habercilerin geldiğini iddia eden anne A.Ö, " 'Beni belediye başkanı gönderdi' dedi. 'Yarın da belediye başkanı ile birlikte geleceğiz' şeklinde konuştu. Adını bilmiyorum. 'Belediye Başkanı da gelecek' diyerek fotoğraflarımızı çekti. Anladım ama iş işten geçti. Kızımla konuştu. Bir de kızımı başka birisiyle konuşturdu. Sonra oğlum geldi. O da kızdı. Çocuğun yüzünü göstermeleri suç dedi" ifadelerini kulandı.
"ÇOCUĞUM YAKALANDIKTAN SONRA MEZARLIKTA ALIKONULMUŞ" Gizemli kız diye yakalandıktan sonra çocuğunun mezarlıkta alıkonulduğunu öne süren ve bu duruma tepki gösteren anne, "Gizemli kız diye yakalayabilirler. Bu çocuğu sabaha kadar kimlik bilgilerinden de mi aramadılar. Nüfustan da mı bulamadılar. Çocuğu sabaha kadar bekletmişler. 'Anne habercilerin elinden kurtulamadım' dedi. İstanbul'a götürmeye çalışmışlar. 'Ben gitmem' demiş. Öyle deyince sabah olunca bırakmışlar. Çocuk ikindiye doğru gelmiş" diye konuştu.
"BÖYLE HABERCİLİK OLMAZ" Ağabey V.A. ise, kardeşinin mezarlıkta alıkonulmasının ardından intiharın eşiğine geldiğini öne sürerek, "Bir kız mezarlığa girip çıkabilir. Çocuğu kovalayıp ölüm noktasına getirene kadar böyle bir habercilik olmaz. Haberciler gelmiş eve. Belediyeden geldiğini söyleyip eve girmiş. 'Beni belediye başkanı eve gönderdi' diyerek girmiş. Yardım edeceğini, ev bulacağını söylemiş. Bizim kimseye ihtiyacımız yok. Allah'tan başka kimseye ihtiyacımız yok. İnsan mezarlığa gidebilir çıkar. Orada kardeşimi böyle zorla alıkoyup kameraya çekmeleri, para mı istiyorsun, paran mı yok. Yüzünü aç kızım. İşte seni şu programa götürelim deyip gece sabaha kadar mezarlıkta alıkoymuşlar. Hava aydınlanınca çocuk ellerinden kaçıyor. Elinde mikrofonlu birisi arkada kamera kaçıyor. Çocuğu ölüm noktasına kadar getirdiler. Aşağı inince çocuğu bırakmayıp çocuğu işinden günden alıkoyup canlı yayına bağlatmaları içler acısı bir şey. Bu habercilik olmaz. Benim en nefret ettiğim şey yalan habercilik. Daha önceki gizemli kız tedavi altına alınmış, hastanede yatmış. Ondan haberim yok. Daha önce hastanede yatan kız benim kardeşim olsa dahi o çocuğu apar topar kovalamaları, canından bezdirmeleri hiç hoş bir şey değil. Çocuk ertesi gün intihara kalkıştı. Evden pide almaya çıkıyor, çocuklar 'buna üç harfli musallat oldu' diye başına çullanınca intihara kalkışmış. Çocuğun ruh sağlığını bozdular. Benim aile huzurumu kaçırdılar" şeklinde konuştu.
"BU İŞİ CIVITTILAR" Kardeşini mezarlıkta alıkoyanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıklayan ağabey V.Ö, "İlk gün haberlerde çıkan şeyleri izledikten sonra sinirlerim tepeme geldi. Daha sonra baktım çocuğun yüzü açılmış deşifre olmuş. Deşifre olduktan sonra millet artık. Artık eğlence haline geldi. Artık kabak tadı vermeye başladı. Buradan devlet yetkililerine sesleniyorum. O gazeteciler çocuğu neden orada alıkoyuyorlar. 'Alıp İstanbul'a götürelim' diyorlar. Canlı yayına çıkarmak için çocuğu bırakmıyorlar. Sonra polis gelince bu tarafta yayın yapalım diye niye alıkoyuyorsunuz. Böyle bir hak yok. Böyle özgürlük olamaz. Ben şuan yatağımdan kalktım geldim. Çocuk evde yok şuanda ne olacağı meçhul. Biraz sonrada gidip ifade vereceğim. Bu kişiler ailemin huzurunu kaçırdı. Şikayetçi olacağım. Suç duyurusunda da bulunacağım. Bu işi iyice cıvıttılar. Haber yapıp üç kuruş menfaat için bir aile rezil edilecekse bu ülke de bizim devlet büyüklerimiz ne güne duruyor. Ben burada son konuşacağım şey reyting uğruna üç kuruş menfaat için bu şeyler yapılıyorsa yarın gelsinler benimle birlikte reyting yapsınlar. Bir garibanın sırtından bu kadar ne para kazanıyorlar bilmiyorum ama olmaması gereken şeyleri yaptılar. Buradan onları kınıyorum. Yarında gideceğim suç duyurusunda bulunacağım. Ne gerekiyorsa devlet büyüklerimizde yapsın. Sayın Cumhurbaşkanımız buradan sesleniyorum. Ailemi rahat bıraksınlar. Medya mensupları bula bula bu bir kadın ve iki kız çocuğunu mu buldular. Türkiye'nin bir sürü sorunu varken bunların uğraştığı şeye bak. Artık başka diyecek bir şey bulamıyorum" şeklinde konuştu.