En güzel isimler manasına gelen Esmaül Hüsna Allah'ın 99 adet ismi bulunmaktadır. Esmaül Hüsna içerisinde büyük faziletler barındırır. Her ismin ayrı fazileti vardır. Bu yazımızdaEl Mukkaddim Esmaül Hüsnasının faziletlerini bulabilirsiniz. El-Mukaddim Dilediğini maddi manevi nimetler verip öne geçiren, istediğini var veya yok etmekte zaman, mekan şeref ve rütbede ileri geçiren öne alan.
El-Mukaddim
El Mukaddim İstediğini ileri geçiren, öne alan.
Allah Teâlâ bütün mahlûkatı yaratmıştır. Fakat, ancak seçtiklerini ileri almıştır. İnsanların bâzısını dince, dünyaca bâzısı üzerine derece derece yükseltmiştir. Fakat bu yükseltme ve seçme, kulların kendi amelleri ile ona lâyık olmaları neticesinde olmuştur.
El-Mukaddim : المقدّم
Yüce Allah, istediği kimseleri önegeçirir. Bu öne geçirmedini konularda olduğu gibi yaradılış ve maddi konularda da olur. Yüce Allah, canlıların kimini önce, kimini de sonra yaratmıştır. Kimine zenginlik vermiştir, kimine vermemiştir.
Mukaddim ve Muahhir isimlerinden birini zikretmeden yalnız ötekiyle dua etmek caiz değildir. Her ikiside Allah’ın fiili sıfatlarındandır. Dilediğini öne alan, dilediğini arkada bırakan O’dur. Öne alınan kimse yüksek mertebeler çıkar. Geri bırakılan ise en aşağı mertebelere iner. Geri bıraktığını öne çıkarmaz, öne çıkardığını da geriye bırakmaz. Bu iki ismi birlikte zikretmek, ayrı zikretmekten daha güzeldir.
El-Mukaddim İsmini Bilmenin Faydaları:
Müslüman, Allah’ın öne çıkardığını öne çıkarmalı arkaya koyduğunu arkaya koymalıdır. Allah’ın Mukaddim ve Muahhir olduğunu bilen kimse, ibadet ve iyiliklerinin çokluğuna güvenmez, günah ve kötülüklerinin çokluğu nedeniyle de Allah’tan ümit kesmez. Zira Allah’a uzak gibi görünen nice kimseler yakın, yakın gibi görünen nice kimseler de gerçekte O’ndan uzaktır. Daima kötü sondan, günahları öne alıp ibadetleri ertelmekten Allah’a sığınmalıdır.
El-Mukaddim Ebced değeri ve zikir saati:
El Mukaddim isminin zikri (184) adettir.
Zikir saati Zühal,günü Cumartesi‘dir.
El-Mukaddim Esmasının Fazileti, Havas ve Esrarı
El Mukaddim ism-i şerifi, duanın kabülü, rutbe ve makamın yükselmesi için “Ya Mukaddim Celle Celalühü” diyerek 184 kere okunur.
Gelmesini istediği bir kimseyi düşünerek bir kaç gün (184) kere; “Ya Mukaddim” diyerek bu ismin zikrine devam eden ve istediği kimseyi getirmesini Cenab-ı Hak’tan isteyen kimse,kısa zamanda bu isteğine kavuşur.İstediği kimse ayağına gelir.
Bir öğrenci veya başka bir konuda imtihan olmak isteyen kimse,imtihana girmeden önce bir pirinç tanesine (184) kere “Ya Mukaddim” okuyup yutan kimse, Allah’ın izniyle sınavı kazanır.
5 vakit namazdan sonra 184 kere “Ya Mukaddim Celle Celalühü“zikrine devam eden mesleğinde ilerler, sebepleri kullanma ve değerlendirme nimetine kavuşur.
Allah’ı sakın zalimlerin yaptıklarından gafil sanma. Onları, gözlerin dehşetle dışarı fırlayacağı bir güne ertelemektedir.” (İbrahim Sûresi, 14/42)Her iki isim de Cenâb-ı Hakk’ın meşiet ve iradesiyle ilgilidir. Hakîm olan Allah’ın bu dilemeleri de hikmet üzeredir. İnsan bedenine bakalım: Başa bir üstünlük verilmiş, kıymet ve rütbece diğer organların önüne geçirilmiştir. Görme, işitme, konuşma, koklama gibi nice faaliyetler insan başında yürütülmektedir. Bedenin tamamında hükmeden bütün sinir sistemleri, insan beyninde merkezleşmiştir. Böylece baş, diğer organlara meselâ, ayaklara takdim edilmiş, ayaklar geri bırakılmıştır. Her iki tecelli de hikmetlidir ve insanın menfaatine uygundur. İnsanın arza halife olması da Mukaddim isminin tecellisiyledir. Onun hizmetine verilen bitkilerde ve hayvanlarda ise Muahhir ismi tecelli etmiştir. Peygamberlerin (a.s.v) insanlık âlemine rehber kılınmalarında da Mukaddimismi tecelli eder. Kendilerine bu rütbe verilmeyenler ise Muahhir ismine mazhar olmuşlardır. İlim tahsil edenler, Alîm ismine ayna olmaları yönüyle, diğer insanlara takdim edilmişlerdir. Onlara talebe olan ve onların irşat ve talimlerine muhtaç insanlarda ise Muahhir ismi tecelli eder. İnsana düşen vazife, iradesini doğru kullanarak, meşru dairede başkalarına takaddüm etmeye, onların önüne geçmeye çalışmasıdır. Bu noktada gerekli sebeplere teşebbüs ettikten sonra, neticeyi rıza ve tevekkül ile karşılamak gerekir. Bir insan, dilediği servet ve makamı elde etmekle Mukaddim isminden feyiz almaya çalışırken, kendisinden aşağılarda bulunanlara bakıp şükretmeyi de ihmal etmemelidir. Ayrıca, ilâhî bir ihsan ve ikrama mazhar olan büyük insanların üstünlüğünü takdir etmek ve kendilerinden faydalanmaya çalışmak gerekir. Onları kıskanmak, ilim ve irşatlarından uzak kalmak en büyük bir hatadır. İnsan, cezaların tehir edilmesinde de Muahhir isminin tecelli ettiğini düşünerek, kendisine karşı işlenen suçlara ceza vermekte acele etmemelidir.