Merkez bankaları haftasında kararlar beklentilere paralel alındı

ABD, Avro Bölgesi ve Japonya'da bu hafta merkez bankalarının faiz kararları piyasaların ana gündemini oluştururken, enflasyon görünümlerine bağlı olarak para politikalarına ilişkin belirsizlikler devam ediyor.

Küresel bazda önemli merkez bankalarının para politikası kararlarının yakından takip edildiği haftada, kararların tamamı beklentilere paralel gerçekleşti.

ABD Merkez Bankası (Fed) politika faizini yüzde 5,00-5,25 seviyesinde ve Japonya Merkez Bankası (BoJ) eksi yüzde 0,1'de sabit bırakırken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) 3 temel politika faizini 25 baz puan artırdı.

Analistler, özellikle ABD ve Avro Bölgesi'nde makroekonomik verilerden alınan karışık sinyallerin para politikalarına ilişkin belirsizlikleri artırdığını ifade etti.

Buna göre, para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in gelecek ay yüzde 70 ihtimalle 25 baz puan faiz artırması öngörülüyor. Banka'nın yıl sonuna kadar bir faiz artışına daha gidebileceği ihtimali bulunuyor.

ECB'nin de temmuzda 25 baz puan faiz artırmasına kesin gözüyle bakılırken, Banka'nın yüzde 80 ihtimalle ekimde bir faiz artışına daha giderek sıkılaştırıcı adımlarını sona erdireceği öngörülüyor.

BoJ'un bu yıl para politikasında değişikliğe gitmesi beklenmiyor. Nisandaki toplantıda para politikalarını gözden geçireceğini duyuran Banka'dan konuya ilişkin yapılacak olası açıklamalar yakından takip ediliyor.

- Fed, faiz artışlarının devam edebileceği sinyalini verdi

Fed, 10 toplantıdır aralıksız devam eden faiz artışlarına çarşamba günü itibarıyla ara verdi. Fed'den yapılan açıklamada, son göstergelerin ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda büyümesini sürdürdüğüne işaret ettiği belirtildi.

Fed Başkanı Jerome Powell, toplantı sonrası yaptığı sözle yönlendirmede, neredeyse tüm Fed yetkililerinin, enflasyonu zamanla yüzde 2'ye düşürmek için bu yıl bazı ek faiz artışlarının uygun olacağını düşündüğünü ifade etti.

ABD ekonomisinin geçen yıl önemli ölçüde yavaşladığını ve son göstergelerin ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda büyümeye devam ettiğini gösterdiğini kaydeden Powell, enflasyonist baskıların yüksek seyretmeye devam ettiğini ve enflasyonu tekrar yüzde 2'ye indirme sürecinde katedilmesi gereken uzun bir yol olduğunu söyledi.

Ekonomiye ilişkin tahminlerini açıklayan Fed, federal fon oranına ilişkin tahminini bu yıl sonu için yüzde 5,1'den yüzde 5,6'ya yükseltti.

Banka'nın enflasyon tahminleri ise bu yıl için yüzde 3,3'ten yüzde 3,2'ye çekilirken, 2024 için yüzde 2,5 ve 2025 yılı için yüzde 2,1 olarak korundu.

ECB'nin enflasyon tahminleri yükseldi

ECB, yüksek enflasyonla mücadelede faiz oranlarını art arda 8. kez yükseltirken, Banka, mevduat faizini 22 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 3,5'e çıkardı.

ECB'den yapılan açıklamada, "Faiz kararları; gelen ekonomik ve finansal veriler, enflasyonun ana dinamikleri ve para politikası aktarımının gücü ışığında enflasyon görünümüne ilişkin değerlendirmeye dayalı olmaya devam edecek." denildi.

ECB, faiz kararıyla birlikte Avro Bölgesi enflasyon ve büyüme tahminini de yayınladı.

Banka'nın enflasyon tahminleri ise bu yıl için yüzde 5,3'ten yüzde 5,4'e ve 2024 için yüzde 2,9'dan yüzde 3'e yükseltildi. 2025 yılı için ise yüzde 2,2 olarak açıklandı.

Banka'nın, özellikle değişken enerji ve gıda fiyatlarını içermeyen çekirdek enflasyon tahmininin önceki tahminlerin üzerinde olması dikkati çekti.

Çekirdek enflasyona ilişkin tahminler, bu yıl için yüzde 4,6'dan yüzde 5,1'e yükseltildi. Gelecek yıl için de yüzde 2,5'ten yüzde 3'e ve 2025 için de yüzde 2,2'den yüzde 2,3'e revize edildi.

Avro Bölgesi ekonomisinin 2023 büyüme tahmini yüzde 1'den yüzde 0,9'a ve 2024 için yüzde 1,6'dan yüzde 1,5'e çekildi.

Japonya'da enflasyonun artış hızı yavaşlıyor

BoJ, ultra gevşek para politikasında bir değişikliğe gitmezken, emtia fiyatlarındaki artışlardan etkilenmesine karşın Japonya ekonomisinin büyümeye devam ettiği aktarıldı.

Enflasyondaki artış hızının bir süre öncesine göre yavaşladığı, enflasyon beklentilerinin ise değişmediğinin görüldüğü kaydedilen politika metninde, Japon ekonomisinin yılın ikinci yarısında daha da güçlenmesinin öngörüldüğü, gelir ve harcama döngüsünün de bu dönemden itibaren hızlanacağının tahmin edildiği bildirildi.

Metinde, yurt dışı kaynaklı risklerin güçlü kalmayı sürdürdüğü vurgulanarak, Ukrayna'daki durum ve emtia fiyatlarındaki gelişmelerin yakından izlenmeye devam edileceği kaydedildi.