Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, NATO içinde oluşan tehditlere başından müdahale için öncü güç oluşturma fikrinin gündeme geldiğini ancak bunun nasıl olacağına henüz karar verilmediğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"NATO zirvesinin sonuçlarını nasıl buldunuz? ABD Başkanı, IŞİD'e karşı bir plandan bahsetti ve 'Türkiye'nin de bu plan içerisinde yer almasını arzu ettiklerini' belirttiler. Bu konuyla ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?" sorusu üzerine, Çavuşoğlu, NATO zirvesinde ve ikili görüşmelerde, Avrupa-Atlantik bölgesindeki tehlike ve tehditlerin gündeme geldiğini ve bunlarla nasıl mücadele edilmesi gerektiğinin görüşüldüğünü söyledi.
Özellikle Türkiye'nin bölgesindeki, kuzeyinde ve güneyindeki gelişmelerin en çok gündeme gelen konular olduğunu belirten Çavuşoğlu, bunlardan birisinin Ukrayna, Kırım ve yaşanan gerginlikler olduğunu ifade etti.
NATO zirvesi süresince Ukrayna'da ateşkesin ilan edildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Bu ateşkesin kalıcı olması yönünde dilekler oldu. Avrupa Birliği yeni bir yaptırım paketi açıkladı Rusya'ya karşı. Bu paketi, ateşkes kesilirse mi uygulayalım, yoksa hemen mi uygulayalım tartışmaları vardı. Ama herhalde bugün itibariyle bu kabul bulacak" dedi.
Türkiye'nin, Kırım'ın ilhakını tanımadığını, bunun illegal olduğunu, Kırım Tatarlarının izole edilmesinin kabul edilemeyeceğini vurguladığını belirten Çavuşoğlu, bu bölgede gerginliğin azalması konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko nezdinde neler yaptığını NATO toplantılarında anlattığını söyledi.
Irak ve Suriye'deki gelişmelerin, onların yansımalarının, terör örgütleri ve IŞİD'in toplantıda en çok gündeme gelen konulardan olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Biz de bu konudaki düşüncelerimizi açık, net bir şekilde paylaştık. Çünkü bu konuda, bu tablonun olabileceğini yaklaşık 4 yıldır biz tüm muhataplarımıza anlatıyoruz. Sayın Obama'ya da anlattık, NATO üyesi ülkelere de anlattık, AB üyesi ülkelere de liderlere de kurumlara da bunu anlatmıştık. Maalesef sonuçta bizim dediğimiz noktaya gelindi ama biraz geç oldu. Bugün IŞİD ve terör örgütlerinin ortaya çıkmasının sebebine inmek lazım. Bugün Suriye'deki rejimden dolayı Suriye'de birçok terör örgütü de ortaya çıktı. Bunu da açıkça söyledik. Başta Hizbullah, El Kaide vardı. Ondan sonra ortaya çıkan terör örgütleri oldu ve hepsi de güçlendi."
"Silahlar terör örgütlerinin eline geçmemeli"
Irak'ta mezhebe dayalı yönetimin nelere yol açabileceğini ve bunun Irak için ne kadar tehlikeli olduğunu hep söylediklerini dile getiren Çavuşoğlu, IŞİD'in Irak içinde yer bulmasının, destek bulmasının, ordunun geri çekilmesinin, Irak ordusunun elindeki silahların IŞİD'in eline geçmesinin sebebinin Irak'taki sadece bir mezhebe dayalı yönetim ve bunun yansımaları olduğunu belirtti. Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Irak'ta yeni bir hükümet her an kurulabilir, biz de destek veriyoruz. Bu herkesi kapsayan bir hükümet olmalı. Bu konuda biz ısrarla söylüyoruz. Fakat NATO'da gördük ki Amerika başta olmak üzere herkes bu noktaya gelmiş ve kapsayıcı bir hükümet kurulursa buradaki istikrarsızlığın önüne geçebiliriz diye. Aynı şey Suriye için de geçerli. Suriye'de de Esed rejimi gitmeli ve kapsayıcı bir hükümet kurulmalı. Aksi takdirde var olan terör örgütleriyle mücadele edersiniz, bazılarını temizlersiniz ama bu süreç devam ettikçe yeni terör örgütleri ortaya çıkar, kargaşa, istikrarsızlık devam eder. Tabii buradaki oluşumlarla, IŞİD başta olmak üzere mücadele ederken özellikle Irak'a destek verilmesi gündeme geldi. Fakat biz buradaki hassasiyetlerimizi de vurguladık. Birincisi şu anda Irak ordusu tamamen, yüzde 95'in üzerinde bir mezhebe dayalı bir ordu. Dolayısıyla bunlara verilecek silahların nereye gideceğinin kontrolü söz konusu olmayabilir. Yeni oluşumla beraber, ordu ve Irak'taki yeni yapılanma dikkate alınarak bu destek verilmelidir. Aynı şekilde bu bölgeye giden silahlar terör örgütlerinin, PKK'nın eline geçmemelidir. Biz de bu konudaki hassasiyetlerimizi dile getirdik."
"Obama'nın planında ne bekliyorsunuz?" sorusuna, Çavuşoğlu, "Obama, 'IŞİD'le mücadele konusunda neler yapılacağını Amerikan halkıyla paylaşacağım' dedi. Önemli olan, buradaki mücadelede neler yapılacak? Sadece bir silahlı mücadele olduğunu düşünmüyoruz. Ekonomik kalkınma, istikrarın getirilmesi, kapsayıcı hükümetlerin kurulmasından tutun da birçok adımı kapsayan, kapsamlı bir açıklama bekliyoruz. Aldığımız sinyaller o yönde" yanıtını verdi.
"Öncü güç oluşturulması gündemde"
"IŞİD'e karşı yaptırımlarda Türkiye yer alacak mı? Bu nasıl olacak?" sorusuna, Çavuşoğlu, "Bölgedeki her gelişmede, atılacak her adımda NATO üyesi olarak Türkiye'nin içinde olması, müttefiklerimizin arzusudur. Ama biz kendilerine ne olacağını, nasıl olacağını, ne yapacağımızı, yapmayacağımızı açık bir şekilde söyledik. Bölgeyi yakından bilen bir ülke olarak, baştan sona göçmenlerin, mültecilerin durumu dahil her konuda neler yapılması gerektiğini müttefiklerimize paylaştık" cevabını verdi.
"NATO içinde öncü bir gücün oluşturulmasından bahsedildiğinin" hatırlatılması üzerine Çavuşoğlu, NATO toplantısında, oluşan tehditlere baştan müdahale edebilmek için bir güç oluşturmanın gündeme geldiğini ancak bunun nasıl olacağının henüz karara bağlanmadığını söyledi. Toplantıda, Afganistan'da Türkiye'nin mevcudiyetinin korunması konusunun da konuşulduğunu aktaran Çavuşoğlu, burada Türkiye'nin savaş dışı gücünün bulunduğunu, bunun süresinin uzatılacağını ifade etti.
"Irak'a destek olmamız gerekiyor"
"IŞİD konusunda, Türkiye'den beklentiler sadece insani amaçlı mı yoksa askeri beklenti var mı?" sorusunu Çavuşoğlu, şöyle yanıtladı:
"Özellikle bölgedeki tehditler konusunda, müttefiklerimizle hareket edeceğimizi ve bu konuda üzerimize düşeni yapacağımızı söyledik. Bizim farkımız, biz bölgedeki gerçekleri çok iyi biliyoruz, tanıyoruz, sebeplerini de biliyoruz ve bunları da müttefiklerimizle paylaştık. Ama şu anda 'Türkiye'den şu konuda görev bekliyoruz' diye bir beklenti ya da talep olmadı. Ama prensip olarak biz bölgemizin istikrarı, kanın, gözyaşının dinmesi için üzerimize düşeni yapacağımızı her platformda söyledik."
Çavuşoğlu, Irak'taki siyasi kriz ve iç karışıklığın nasıl çözüleceği sorusu üzerine Türkiye'nin kapsayıcı bir hükümetin kurulması için olumlu katkı yapmaya devam ettiğini söyledi. Çavuşoğlu, "Elimizdekileri de gerek Irak'taki, gerekse Irak'la yakından ilgilenen dostlarımıza aktardık. Irak'ta istikrar nasıl gelebilir? Her şeyden önce Maliki rejiminin hatalarından herkes ders almış gözüküyor. Dolayısıyla bu hataların bir daha tekrarlanmaması gerekiyor. Irak'ın sınır, toprak bütünlüğünün korunması gerekiyor. Irak'ın yer altı, yer üstü zenginliklerinden tüm Iraklıların faydalanması, Irak anayasası kapsamında hiç kimsenin dışlanmaması, bölgenin terörden temizlenmesi ve mezhepçi politikaların bir tarafa bırakılarak herkesi kapsayan politikaların Irak'ta kurumsallaşması gerekiyor. Bölgenin ekonomisi, altyapısı da maalesef iç açıcı durumda değil. Buranın ekonomik kalkınması, demokratik kurumların güçlenmesi için hep beraber destek olmamız gerekiyor. Bunun en önemli zemini Irak'ta şu anda kurulacak olan kapsayıcı bir hükümettir" diye konuştu.
"Türkiye terörle her zaman mücadele etmiştir"
AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk'ün, AA'nın Avrupa'dan gelerek Türkiye üzerinden bazı ülkelere savaşmaya gidenlere ilişkin bir dosya haber yayımlandığını anımsatarak, "Türkiye havaalanlarından Irak'a giden militanlardan söz ediliyor. Avrupalılar bunun çıkışını engellemiyor ama Türkiye'de sorun varmış gibi medyada çok geniş yer alıyor" değerlendirmesi üzerine Çavuşoğlu, "Türkiye terörle her zaman mücadele etmiş bir ülkedir ve terörün de her zaman hedefi olmuş bir ülkedir" dedi.
Son zamanlarda Türkiye'ye yönelik bazı terör saldırıları olduğunu anımsatan Çavuşoğlu, "Şu anda Musul Başkonsolomuz başta olmak üzere 49 tane, bunun 46'sı Türk vatandaşı çalışanın rehin tutulduğu da herkes tarafından biliniyor. Burada tüm birimlerimiz üzerine düşen görevi hassasiyetle yapıyor. Hassas bir konu bu. Tüm detayları konuşmaya gerek yok ama oradaki kardeşlerimizin sağ salim dönmesi için titizlikle oradaki çalışmalarımız günden güne devam ettiriliyor. Umarız yakın zamanda güzel haberleri verebiliriz" diye konuştu.
"80 ülkeden 8 binden çok insan"
Çavuşoğlu, Irak'ta ve Suriye'deki savaşların taraflarına bakıldığında bunlara 80 ülkeden 8 binden fazla kişinin katıldığını, bunlar arasında Türkiye üzerinden bu ülkelere girenlerin ve başka yerlerden geçenlerin de bulunduğunu bildirdi.
Terörle her zaman mücadele etmiş bir ülke olarak Türkiye'nin hassasiyetle çalıştığını, mücadele edebilmek için bu yabancı savaşçıların geldiği ülkelerle de işbirliği içinde olduklarını kaydeden Çavuşoğlu, ABD ve AB ülkelerinin bunlar arasında bulunduğunu söyledi.
Yabancı savaşçıların Türkiye'ye turist olarak geldiği için geçmişlerinin sadece geldiği ülkelerce bilinebileceğine işaret eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin her gelene Suriye'ye gidecek muamelesi yapmasının mümkün olamayacağını vurguladı. Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama bize bugüne kadar bildirilen 6 binden çok kişi şu anda Türkiye'ye giriş yasağı listesindedir. Aynı şekilde binden fazla kişiyi yakaladık ve sınır dışı ettik. Bu konudaki hassasiyetimizi NATO zirvesinde, işbirliği konusundaki kararlılığımızı gerçekten NATO'daki liderler de Obama da vurguladı. Biz, 'Bu konuda daha fazla işbirliğine ihtiyacımız var. Özellikle istihbaratlarımız daha yoğun bir şekilde çalışsınlar' dedik. Biz bu mücadeleyi sürdürüyoruz işin doğrusu."
"Cumhurbaşkanımız doğrudan konuşmayı tercih ettiğini iletti"
Bakan Çavuşoğlu, Alman istihbaratının dinleme faaliyetlerine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de şunları kaydetti:
"Bu iddialar ortaya çıkınca Almanya'nın Ankara Büyükelçisi'ni Dışişleri Bakanlığı'na çağırdı arkadaşlarımız. Bu iddiaların doğru olup olmadığını, doğruysa kabul edilemez, hemen durdurulması gerektiğini ve tatminkar bir açıklama beklediğimizi gerek büyükelçiye, gerek Dışişleri Bakanımız Davutoğlu Almanya Dışişleri Bakanı'nı arayarak söylemiştir. Sonunda iki ülkenin istihbarat başkanlarının bir araya gelerek bu konunun konuşulması gerektiğinde anlaşılmıştır. ABD Maslahatgüzarı çağrılmış, İngiltere'nin de bu iddialarda adı geçiyordu, İngiltere Büyükelçiliği de Bakanlığımızca aranmıştır."
Bu konunun NATO Zirvesi'nde de gündeme geldiğini belirten Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuları basın aracılığıyla değil doğrudan konuşmayı tercih ettiğini ilgili ülke liderlerine ilettiğini aktardı. Çavuşoğlu, "Merkel ile olan görüşmede ben de vardım. Sayın Merkel de 'Bu konuda bize güvenmenizi istiyorum' dedi. Gerekenleri yapacaklarını söylediler. Bu konudaki hassasiyetimizi de NATO Zirvesi'nde gündeme getirmiş olduk" dedi.
"Arabuluculuk meselesini çok iyi işletmemiz gerekiyor"
Çavuşoğlu, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Öztürk'ün dünyada kriz, savaş ve kaosun yaşandığı ülkelerin yaklaşık yüzde 80'inin Müslüman nüfusuna sahip olduğunu belirterek, "Özellikle İslam coğrafyasındaki krizlerle ilgili bir planınız, programınız var mı?" sorusu üzerine, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun da yapacağı ziyaretlerle dış politikada aktif olmaya ve bu konularda çalışmalar yürütmeye devam edeceğini vurguladı.
Yeni AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır ile aktif olarak çalışacaklarını anlatan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim her şeyden önce bu arabuluculuk meselesini çok iyi işletmemiz gerekiyor. Finlandiya ile bu konuda bir girişimimiz var Birleşmiş Milletler çatısı altında da. New York'ta da toplanacağız ve bu çatışma bölgelerindeki çatışmaların bitmesi için üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Açılımlarımız devam edecek. AB en büyük dış politika projemiz ama bu bölgelerdeki Afrika, Asya-Pasifik bölgesi, Latin Amerika bölgesinde çatışmalar sebebiyle değil ama buralardaki açılımlarımız devam edecek. Yani tüm dünyayı kapsayan yoğun proaktif çok yönlü dış politikamız devam edecek. Ama Türkiye'nin dış politikasının en önemli unsurlarından, ilkelerinden bir tanesi de barış ve adalettir ve bu konudaki rolümüzü de oynamaya devam edeceğiz. Biz hiçbir zaman İslam'ın terörle ve çatışmayla anılmasını istemeyiz. Bazıları İslam adıyla neler, ne vahşetler yapıyor. Bizim bunları kabul etmemiz de mümkün değil. Bunu vesile bilerek de İslam'a karşı saldırılara da karşıyız, bunu da kınıyoruz.
Kaynak: AA