​Merak ilmin hocasıdır

"Yüce Dinimiz İslam" dersinde lise 4. sınıf öğrencilerine Tarık Öğretmen, hem ders müfredatının gereği hem de Ramazan-ı Şerif'in yaklaşması nedeniyle, Ramazanın önemini, farz oluşunu, faziletini güzelce anlattıktan sonra öğrencilerine şöyle bir soru sordu.

"Yüce Dinimiz İslam" dersinde lise 4. sınıf öğrencilerine Tarık Öğretmen, hem ders müfredatının gereği hem de Ramazan-ı Şerif'in yaklaşması nedeniyle, Ramazanın önemini, farz oluşunu, faziletini güzelce anlattıktan sonra öğrencilerine şöyle bir soru sordu:

-Arkadaşlar, neden oruç tutuyoruz? Sizce sebep nedir? Hikmeti ne ola?

Öğrenciler biraz düşündükten sonra… Bir öğrenci “Müslüman olduğumuz için”... Bir başkası “Madem inanıyoruz, tutmalıyız”... Bir öğrenci de “Sağlıklı olmak için”... Bir diğeri de “Fakirlerin halini anlamak için”...gibi cevaplar sıralanırken, Selman söz istedi:

-Sayın hocam, eğer müsaadeniz olursa hazırlanıp gelsek?

Öğretmen :

-Çocuklar ne dersiniz? Hepsi bir anda:

-Tamam. Haftaya araştırıp gelelim, dediler.

Sonraki hafta "Yüce Dinimiz İslam" dersi başlamıştı. Öğrenciler heyecanlıydı. Hazırlananlar, bir şeyler söylemek için can atıyorlardı. Tarık öğretmen 19 kişilik sınıfta öncelikle konuşmak, anlatmak isteyenlere söz hakkı veriyordu. Bu arada kendisi de bir şeyler katarak konuyu zenginleştiriyordu.

1. dersin sonuna doğru sıra Selman'a gelmişti. Öğretmen Selman’a seni ikinci derste dinleyelim.” Selman “Peki hocam” dedi.

Liselerde din dersinin haftada bir saat olduğu günler geride kalmıştı. Öğrenciler tam beş saat “Yüce Dinimiz İslam” dersini alıyorlardı. Bunun bir saati de okul mescidinde - namazı tadil-i erkânla kılmak, Kur'an-ı Kerimi talim ve tecvitle okumak gibi - uygulamalı olarak yapılırken, ayrıca bir saat da seminer tarzında konferans salonunda gerekli branş öğretmeni ile, "din, fen ve bilim" ilişkisi, uyum ve uygunluğu üzerinde duruluyordu. Bu seminere bazen de bir bilim adamı davet ediliyordu. Üstelik bu okul karma değil. Bir Erkek Lisesiydi. Bütün öğretmenler öğrencilerin derslerinde başarılı ve hayatta da erdemli olmaları için büyük gayret gösteriyorlardı. Bu güzel okula adı verilen Milli şairimiz, büyük insan Mehmet Akif Ersoy, cennet misali kabrinde kim bilir ne kadar seviniyordu! Çünkü onun ideali olan, Asım'ın Nesli yetişiyordu.

İkinci derste Selman söz istedi:

-Sayın hocam önce size çok teşekkür ediyoruz. "Merak ilmin hocasıdır. " gerçeğinden hareketle bu güzel konuya, bizde bir merak uyandırdınız.

Arkadaşlarımı da tebrik ediyorum, her birisi çok güzel şeyler anlatılar.

Sayın hocam, sevgili arkadaşlarım! Müsaadenizle... Benim sizlere arz edeceklerime gelince, sağ olsun babam biraz yardımcı oldu. Kendisi ile beraber muhtelif kitaplardan özellikle, Ramazan Risalesi'nden yararlanarak şunları hazırladım:

Öncelikle şunu bilmemiz ve kendimize sormamız lazım, ibadet nedir? "İbadet; Allah'ın emirlerini yapmak, yasaklarından da kaçınmaktır."

Mesela :Niçin namaz kılarız? Neden oruç tutarız?

Cevab: Allah emrettiği için. Neticesi Allah bizden razı olacak! Formüle edersek; "ibadetler emr-i İlahi, neticesi de rıza-i İlahidir."

Niçin içki içmiyoruz, -afedersiniz - neden domuz eti yemiyoruz,, bir günaha yani namahreme bakamıyoruz, gıybet yapamıyoruz?

Cevap: Allah yasakladığı için.

Şunu da söyleyelim:

Cenab-ı Hak bir şey emrederse o güzel olur, bir şeyi de yasaklarsa o da çirkin olur.

mehkaya59@gmail.com