Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kasım ayına ilişkin Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) rakamlarını açıkladı.
Buna göre, TÜFE'deki değişim kasımda bir önceki aya göre yüzde 2,88, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 62,35, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 84,39 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 70,36 olarak gerçekleşti.
Milyonlarca çalışanan gözü kulağı enflasyon rakamlarındaydı. Aralık ayına ilişkin enflasyonunun da açıklanmasıyla maaşlara yansıyacak enflasyon farkı netleşecek. 6 aylık enflasyon kamu çalışanlarının 2023 maaşlarına hali hazırda toplu sözleşmele ile belirlenmiş zammın yanı sıra ne kadarlık enflasyon farkının ekleneceğini ortaya koyacak.
TRT Haber'e konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Görevlisi Tarkan Zengin, şunları kaydetti;
"Tüketici fiyatları üzerinden hesaplama yapabilmek için tam bir hesaplama yapabilmek için biliyorsunuz. Şu anda TÜİK'in açıkladığı rakamlarda kasım ayının kümülatif rakamı yok. Dolayısıyla kümülatif olmadığı için temmuz ile kasım arasındaki rakamı hesaplamamız için ona ihtiyacımız var. Genelde bu rakamla birlikte o tablolar içerisinde yani açıklanan bültende değil fakat TÜİK'in verileri üzerinden tablolarında bu rakam da var. Hemde buradan TÜİK yetkililerini uyarmış olalım. Genelde bu rakam veriliyordu şu anda yok. Dolayısıyla hesaplama yapamıyoruz ama kabaca yüzde 15 civarında olduğunu ifade edebiliriz.
Özellikle SSK ve Bağkur emeklilerinin maaşları son 6 aylık TÜFE'ye göre belirleniyor yani temmuzla aralık ayındaki TÜFE'ye göre, memur ve memur emeklilerinin ise enflasyon farkıyla birlikte belirleniyor. Geçen ay 10,85 idi 4 aylık enflasyon. Kümülatifi olmadığı için şu anda o da 14 civarında SSK ve Bağkur emeklileri, memurlar da yine yaklaşık olarak yaklaşık yüzde 15 civarında diyebiliriz.
Özellikle, biz 5 aylık rakamlar üzerinden konuşuyoruz. Aralık ayı enflasyonu da bu çerçevede son noktayı koyacak. O da 3 Ocak'ta açıklanacak. Yani bundan 29 gün sonra açıklanacak. Dolayısıyla o gün hem 13 milyon 800 bin emeklinin, hem 4 milyon civarında kamu görevlisinin hem aynı zamanda sözleşmeleri 1 ocak itibarıyla yürürlülük tarihi olan kamu işçilerinin zamları belli olacak. Yine evde bakım ücreti alanlar, engelli aylığı alanlar, 65 yaş aylığı alanlar, dul ve yetimlerin maaşları yani 3 ocak günü açıklanacak enflasyonla birlikte neredeyse toplumun yarısını ilgilendiren ücret artışları o gün açıklanmış olacak.
SSK ve Bağkur emeklisine yüzde 14,05, memur ve memur emeklisine yüzde 15,11Kümülatif rakamlar geldi bu arada. 5 aylık enflasyon yani temmuz ile kasım arasındaki TÜFE 14,05 dolayısıyla SSK ve Bağkur emeklilerinin şimdiden aralık ayı hariç zamları 14,05. Memur ve memur emeklilerinin de biliyorsunuz toplu sözleşmeye göre oluyor. Enflasyon farkı var. Onların geçen dönem yüzde 7 toplu sözleşmeye göre zamları olduğu için ocakta da yüzde 8 olduğu için onların zam oranları da yüzde 15,11.
Refah payı verilecek mi?Enflasyon özellikle geçen yıldan itibaren geçen yıl aralık ayını hatırlayalım, yüzde 13,58 gibi gerçekten çok son yılların en yüksek rakamlarından biri çıkmıştı. Ocak ayında bu rakam 11,1 olmuştu. Dolayısıyla o çok yüksek çıkan enflasyon tabiri caizse ücretler üzerinde satın alma gücü anlamında çok büyük bir etki oluşturmuştu. Halen o devam ediyor. Hükümet de bu çerçevede özellikle enflasyon üzerinde zamlar vererek asgari ücretlinin, dar ve sabit gelirlilerin, emeklilerin, işçilerin, memurların satın alma gücünü desteklemek gibi bir politika uyguluyor. Dolayısıyla bu enflasyon oranlarının önümüzdeki dönemde de düşüşü elbette şu anda görülen zamlar yüzde 14-15'ler seviyeleri bunlar çalışanlar için biraz düşük görünüyor. Dolayısıyla ben enflasyon üzerinde bir zam verilme ihtimalini ben yüksek görüyorum. Refah payı diyebiliriz, sosyal transferler diyebiliriz. Onun üzerinde bir zam verilme ihtimalini ben kuvvetle muhtemel görüyorum.
Çünkü yine biz enflasyonu geriden takip ediyoruz. Enflasyonun tahribatı çalışanların satın alma gücünü azaltan bir etki oluşturduktan sonra onu dengelemeye çalışıyoruz. Zaten bu yeni ekonomi modelinin de aslında bir tercih olarak istihdam, üretim odaklı orayı hükümet tercih etti. Dolayısıyla ben bu çerçevede de yine ilave zamların verilebileceğini düşünüyorum. Enflasyonun da önümüzdeki dönem baz etkisini daha fazla göreceğiz. Yıllık enflasyon şu anda yüzde 84,39 geçen yıl yüzde 13,58 olduğunu söylemiştik. Yani yüzde 3 çıksa bile bu yıllık enflasyonu yüzde 11 oranında düşüreceği görülüyor. Yani bir varsayım olarak yüzde 3 çıktığında önümüzdeki dönem yıllık enflasyon yüzde 73 seviyelerinde gerçekleşme ihtimali söz konusu oluyor.
Dolayısıyla bu hem çalışanların yani yüzde 70 enflasyon da düşük bir enflasyon değil. Gerçekten yüksek enflasyon. Önümüzdeki dönemde asgari ücret görüşmeleri başladı. 7-14 Aralıkta müzakereler devam edecek. Hem onları etkileyen bir unsur hem zamları etkileyecek bir unsur olarak önümüze çıkıyor. Fakat bunun bir düşüş eğiliminde olduğunu görüyoruz. Elbette enflasyonun tüketici fiyat endekslerinin düşüş eğiliminde olması önemli fakat üretici fiyatlarını da gözlemlemek gerekiyor. Çünkü üretici fiyatlarındaki artışlar da oradaki yüksek oranda bir anlamda mal ve ürün fiyatlarına yansıtılmamış ertelenmiş zam gibi de görebiliriz. Onun da oranının yüksek olması bizim biraz daha üzerinde durmamız gereken önemli bir mesele olduğunu gösteriyor.
Asgari ücret artışı1 Temmuz'dan geçerli olmak üzere yüzde 30 asgari ücrete zam yapılmıştı. Bu ara zammın yıllık enflasyon hesaplamalarında dikkate alınıp alınmayacağı gibi bir tartışma söz konusuydu. Fakat ben bu tartışmaların ötesinde özellikle asgari ücretin hesaplanırken mevzuatımızda şöyle bir cümle geçiyor; Ülkedeki geçinme endeksleri, ekonomik sosyal durum, çalışanların genel ücretler seviyesi tüm bunlar dikkate alınarak asgari ücretin, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda belirleneceği söyleniyor.
Enflasyon tek başına bir ölçüt olarak kabul edilmediği gibi bir de enflasyon geriden gelen bir şey. Hedeflenen enflasyonlar var. Bazıları da şunu söylüyor; Asgari ücret bir sonraki yıl geçerli olacağı için hedeflenen TÜFE oranında masada olur diye. Ben bunun çalışanlar açısından kabul edilmeyecek bir rakam olduğunu düşünüyorum. O veriler üzerinden değil, daha gerçekçi geçen yıl yapıldığı gibi örneğin hatırlayalım, enflasyon yüzde 36,08'di yıllık enflasyon.
Fakat asgari ücretliye verilen zam yüzde 50 idi. 4-5 ay sonra artan fiyat artışları nedeniyle ilave bir zam verilme ihtiyacı duyuldu ve yüzde 30 ilave zam yapıldı. Kümülatif olarak da yüzde 95 zam yapılmış oldu. Bu çerçevede ben özellikle enflasyonun ara zam verilmesi, önümüzdeki yıl hedeflerinden daha ziyade gerçekler üzerinden yapılacağını düşünüyorum. O da ülkedeki ekonomik ve sosyal durum, çalışanların genel ücretler seviyesi, artan fiyat ve hayat pahalılığının değerlendirileceğini düşünüyorum.
'Açıklanan rakamlar üzerinde artış yapılacağını düşünüyorum'Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız da buna vurgu yapıyor. Çalışma Bakanımız buna vurgu yapıyor. Türkiye'de alt gelir grupları dediğimiz dar ve sabit gelirliler, başta emekliler olmak üzere asgari ücretliler bu tür dönemlerde desteklenmesi gereken gruplar. Yani sosyal olarak da desteklenmesi gereken, satın alma güçlerini devam ettirmeleri korumaları gereken kesimler olduğu için onlara yönelik zamların sadece enflasyon üzerinden olmayacağını düşünüyorum. Sadece onlar değil özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın yakın zamanda ifade ettiği Türkiye'de enflasyonun etkilediği, salgın nedeniyle de onun da etkisi vardı daha yeni kalkmaya başlarken bu sefer savaşlar nedeniyle artan enerji fiyatlarıyla karşı karşıya kaldık.
Tüm bu riskleri en fazla etkilediği gruplar emekliler, emekçiler, işçiler, asgari ücretliler, sabit gelirliler olduğu için onları destekleyeceğiz demişti. Yani hem kazanımlarını yeniden kazandıracak çalışmalar yapıyoruz hem de onlara ilave kazanımlar getirecek çalışmalar içerisindeyiz demişti. Ben bu dönemde açıklanan rakamların üzerinde yine çalışanların satın alma güçlerini artıracak destekleyecek destekler olabileceğini ilave zamlar olacağını düşünüyorum.
'8 bin lira psikolojik sınır'Asgari ücretin bu sene de oy birliği ile çıkacağını düşünüyorum. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nda kararlar oy çokluğu ile alınıyor. Oy çokluğu ile alınan bir asgari ücret geçerli oluyor. Ama geçen yıl iki asgari ücrette oy birliği ile olmuştu. Son 20 yıla baktığımızda dört defa oy birliği ile çıkmış asgari ücretten bahsediyoruz. Dolayısıyla geçen yıl her iki asgari ücretin de oy birliği ile çıkması son derece önemliydi. Geçen yıl 15 günde belirlenmişti, bu yıl da hem erken belirlenebilir hem de aynı zamanda oy birliği ile çıkacağını düşünüyorum. Rakam anlamında da bir şey ifade etmemiz doğru olmayabilir fakat açıklandığında ben hem çalışanlarda genel bir memnuniyet oluşturacağını zaten oy birliği ile olacağı için de iş verenlerin de kabul edebileceği onların işletmelerinin sürdürülebilirlik açısından da değerlendirebilecekleri bir ücret olacağını düşünüyorum. Sanki 8 bin lira psikolojik bir sınır gibi. Onun üzerinde olacak bir rakam çalışanları memnun edecektir diye düşünüyorum.