Deklarasyonda, Türkiye'nin son 20 yılda, farklı dönemlerde karşısına çıkan engellere rağmen demokrasinin kurumsallaşması açısından önemli bir mesafe kat ederek vesayet odaklarına karşı aktif bir mücadele verdiği belirtildi.
27 Nisan e-muhtırasından Gezi Parkı olaylarına, 17- 25 Aralık darbe teşebbüslerinden 6-8 Ekim olaylarına, çukur teröründen 15 Temmuz'a kadar birçok girişime kadar karşı verilen mücadelelerle vesayet odaklarına büyük bir ders verildiği vurgulanan deklarasyonda, milli egemenliğin önündeki engellerin kaldırılması için büyük adımlar atıldığı ifade edildi.
Kamu görevlileri açısından, kamusal alanda uygulanan başörtüsü yasağının sonlandırılması başta olmak üzere pek çok özlük hakkının kazanıldığı bildirilen deklarasyonda, ek gösterge, EYT düzenlemesi, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesi gibi mali hakların da verilerek büyük bir memnuniyetin oluşturulduğu anımsatıldı.
Deklarasyonda, şunlar kaydedildi:
"Batı Asya başta olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde nüfuzunu artıran, Libya ve Suriye’deki askeri harekatlarıyla, Rusya-Ukrayna savaşında kurduğu dengeyle, Karabağ’da Azerbaycan ile birlikte elde ettiği başarı ile ve başta Türk Devletleri Teşkilatı olmak üzere sistem inşa edici politikalarıyla irade ve kapasitesini gösteren, başta Kıbrıs olmak üzere Doğu Akdeniz’de ve Ege’de her türlü baskıya karşı mücadele eden, bunun da ötesinde etkili diplomatik hamlelerle karada ve mavi vatanda komşu devletlerimizi ortak çıkarlar çerçevesinde bir araya getiren Türkiye’nin insan merkezli çok yönlü dış politikasını destekliyoruz."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Memur-Sen'in çalışmalarıyla hayata geçirilen 3600 ek göstergedeki kapsamın genişletilerek birinci dereceye yükselen tüm memurların kapsama alınması gerektiği belirtilen deklarasyonda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ve temmuz ayı itibarıyla geçerli olacak en düşük devlet memuru maaşının 22 bin liraya yükseltilmesinin de olumlu bir adım olduğu vurgulandı.
Deklarasyonda, sosyal diyalog mekanizmalarının işletilerek kamu görevlileri arasında ücret adaletini ve çalışma barışını sağlayacak bir düzenlemenin yapılması gerektiği ifade edildi.
Memurlara yönelik kira yardımı ve enflasyon farkının yanında geçmiş aylardaki kayıpların telafisi için enflasyon tazminatı talebinin yinelendiği deklarasyonda, "Uluslararası norm ve kararlarla uyumlu bir toplu sözleşme sistemine geçilmeli, 4688 sayılı Kanun taraflar arası eşitliğe, evrensel ilkelere uyumlu hale getirilmelidir. Sendikal haklar üçlüsü bağlamında grev hakkı kamu görevlilerine tanınmalı ve toplu pazarlık sürecinde etkin kullanımı sağlanmalıdır. Toplu sözleşmenin kapsamına mali ve sosyal haklar yanında 'özlük hakları ve çalışma şartları' da dahil edilmelidir." ifadeleri kullanıldı.
"Katılımcı demokrasinin güçlenmesini bekliyoruz""Memur-Sen olarak aştığımız engelleri unutmuyor, katettiğimiz mesafeyi görüyoruz." denilen deklarasyonda şunlar kaydedildi:
"Mücadelesine ortak olduğumuz her bir kazanımı korumakta kararlı olduğumuzu ilan ediyor ve emek ile yükselen Türkiye için istikrar diyoruz. Kısmi olarak değişikliklere uğrasa da 1980 darbesinin anaforunda millete dayatılan 1982 Anayasası'nın yerine yerli ve milli değerler üzerinde yükselen, insan, adalet ve özgürlük merkezli yeni ve sivil bir anayasanın toplumsal katılım ve konsensüsle yapılmasını bekliyoruz. Katılımcı demokrasinin güçlenmesini bekliyoruz."