Ayın yarılmasından bahseden Kamer suresi 55 ayetten oluşuyor. Mekke döneminde nazil olan Kamer suresinde İnkarcılara yönelik uyarılar da bulunmaktadır. Peki Kamer suresi Arapça okunuşu nasıldır? İşte Kamer suresi Arapça ve Türkçe okunuşu ile manası...
Kamer Suresi Okunuşu Bismillahirrahmanirrahim 1. Ikterabetis saatu venşakkal kamer 2. Ve iyyerav ayetey yu’ridu ve yekulu sıhrun mustemir. 3. Ve kezzebu vettebeu ehvaehum ve kullu emrin mustekirr 4. Ve le kad caehum minel embai ma fihi muzdecer 5. Hıkmetum baliğatun fema tuğnin nuzur 6. Fe tevelle anhum yevme yed’ud daı ila şey’in nukur 7. Huşşean ebsarıhum yahrucune minel ecdasi keennehum ceradum munteşir 8. Muhtıyne iled a’ yekulul kafirune haza yevmun azir 9. Kezzebet kablehum kavmu nuhın fekezzebu abdena ve kalu mecnunuv vezducir 10. Fe dea rabbehu enni mağlubun fentesır 11. Fe fetahna ebvabes semai bimaim munhemir 12. Ve feccernel erda uyunen feltekal mau ala emrin kad kudir 13. Ve hamelnahu ala zati elvahıv ve dusur 14. Tecri bi a’yunina cezael li men kane kufir 15. Ve le kad teraknaha ayeten fe hel mim muddekir 16. Fe keyfe kane azabi ve nuzur 17. Ve le kad yessernal kur’ane liz zikri fe hel mim muddekir 18. Kezzebet adun fe keyfe kane azabi ve nuzur 19. İnna erselna aleyhim rihan sarsaran fi yevmi nahsim mustemir 20. Zenziun nase ke ennehum a’cazu nahlim munkaır 21. Fe keyfe kane azabi ve nuzur 22. Ve le kad yessernel kur’ane liz zikri fe hel mim muddekir 23. Kezzebet semudu bin nuzur 24. Fe kalu ebeşeram minna vahıden nettebiuhu inna izel lefi dalaliv ve suur 25. Eulkıyez zikru aleyhi mim beynina bel huve kezzabun eşir 26. Seya’lemune ğadem menil kezzabul eşir 27. İnna murslun nakati fitnetel lehum fertekıbhum vastabir 28. Ve nebbi’hum ennel mae kısmetun beynehum kullu şirbim muhtedar 29. Fe nadev sahıbehum fe teata fe akar 30. Fe keyfe kane azabi ve nuzur 31. İnna erselna aleyhim sayhatev vahıdeten fe kanu ke heşimil muhtezir 32. Ve le kad yessernel kur’ane liz zikri fe hel min muddekir 33. Kezzebet kavmu lutım bin nuzur 34. İnna erselna aleyhim hasıben illa ale lutnecceynahum bi sehar 35. Nı’metem min ındina kezalike neczi men şeker 36. Ve le kad enzerahum batşetena fe temarav bin nuzur 37. Ve le kad raveduhu an dayfihi fe tamesna a’yunehum fe zuku azabi ve nuzur 38. Ve le kad sabbehahum bukraten azabum mustekirr 39. Fe zuku azabi ve nuzur 40. Ve le kad yessernel kur’ane liz zikri fe hel mim muddekir 41. Ve le kad cae ale fir’avnen nuzur 42. Kezzebu bi ayatina kulliha fe ehaznahum ahze azizim muktedir 43. E kuffarukum hayrun min ulaikum em lekum beraetun fiz zubur 44. Em yekulune nahnu cemium muntesır 45. Seyuhzemul cem’u ve yuvelluned dubur 46. Belis saatu mev’ıduhum ves saatu edha ve emerr 47. İnnel mucrimine fi dalaliv ve suur 48. Yevme yushabune fin nari ala vucuhihim zuku messe sekar 49. İnna kulle şey’in halaknahu bi kader 50. Ve ma emruna illa vahıdetun ke lemhım bil besar 51. Ve le kad ehlekna eşyaakum fe hel mim muddekir 52. Ve kullu şey’in fealuhu fiz zubur 53. Ve kullu sağıyriv ve kebirim mustetar 54. İnnel muttekıyne fi cennativ ve neher 55. Fi mak’adi sıdkın ınde melikim muktedir
Kamer Suresi Anlamı
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Kıyamet saati yaklaştı ve ay yarıldı.
2. Onlar bir mucize görseler, hemen yüz çevirirler ve: "Eskiden beri devam edegelen bir büyüdür." derler.
3. Yalanladılar ve kendi heveslerine uydular. Halbuki her iş kararlaşmıştır.
4. Andolsun ki, onları bu hallerden vazgeçirecek nice mühim haberler gelmiştir.
5. O haberlerde hikmetin en üstünü vardır. Fakat uyarılar aslâ fayda vermiyor.
6. O halde sen de onlardan yüz çevir. O çağırıcının, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağırdığı gün;
7. Gözleri dalgın dalgın (zillet ve dehşet içinde), tıpkı etrafa yayılan çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
8. Kendilerini çağırana doğru koşarlar. Kâfirler ise: "Bu çetin bir gündür!" derler.
9. Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanlamıştı. Kulumuzu yalanlayarak: "Delidir" demişlerdi ve (dâvetten vazgeçirmeye) zorlanmıştı.
10. Bunun üzerine Rabbine: "Ben yenik düştüm, bana yardım et!" diye yalvarmıştı.
11. Biz de derhal göğün kapılarını sağanak halinde boşanan bir su ile açıverdik.
12. Yeryüzünde de göz göz sular fışkırttık. Böylece sular, takdir edilmiş bir işin olması için birleşti.
13. Biz Nuh'u da tahtalar ve çivilerle yapılı gemiye bindirdik.
14. İnkâr edilen (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, nezaretimiz altında akıp gidiyordu.
15. Andolsun ki biz onu bir ibret olarak bıraktık. Öğüt alan yok mudur?
16. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
17. Andolsun ki biz Kur'an'ı anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
18. Âd kavmi de yalanlamıştı. Amma azabım ve uyarılarım nasıl oldu?
19. Biz onların üstüne uğursuz mu uğursuz bir günde, dondurucu bir rüzgâr gönderdik.
20. O rüzgâr insanları, sanki köklerinden sökülmüş hurma kütükleri imişler gibi koparıp yere seriyordu.
21. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
22. Andolsun ki biz Kur'an'ı anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
23. Semud kavmi uyaran peygamberleri yalanladı.
24. Dediler ki: "İçimizden bir insana mı uyacağız? O takdirde biz apaçık bir sapıklık ve çılgınlık etmiş oluruz."
25. "Zikir aramızda ona mı verilmiş? Hayır! O yalancı ve şımarığın biridir."
26. Yarın onlar, yalancı ve şımarığın kim olduğunu bilecekler.
27. Gerçekten onları imtihan etmek için dişi deveyi gönderen biziz. Onları gözetle ve sabret!
28. Onlara, suyun aralarında paylaştırılacağını haber ver. İçme sırası kiminse o gelip suyunu alsın.
29. Bir arkadaşlarını çağırdılar. O da cüret edip bıçağını çekerek deveyi kesti.
30. Benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
31. Biz onların üzerine korkunç bir ses gönderdik. Hemen hayvan ağılına konan kuru ot gibi oluverdiler.
32. Andolsun ki biz Kur'an'ı anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
33. Lut kavmi de uyarıcı peygamberlerini yalanladı.
34. Biz de üzerlerine taş yağdıran bir rüzgâr gönderdik. Yalnız Lut âilesini seher vaktinde kurtardık.
35. Katımızdan bir rahmet olarak. Biz şükredeni işte böyle mükâfatlandırırız.
36. Lut andolsun ki bizim yakalamamıza karşı onları uyarmıştı. Fakat onlar bu uyarıları şüphe ile karşıladılar.
37. Onlar Lut'un misafirlerine karşı kötülük yapmaya kalkışmışlardı. Biz de gözlerini siliverdik. "Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin âkibetini tadın!"
38. Bir sabah erken kendilerine, önü alınmaz bir azap gelip çattı.
39. Azabımı ve uyarmalarımı dinlememenin âkibetini tadın!
40. Andolsun ki biz Kur'an'ı anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
41. Andolsun ki Firavun hanedânına da uyarıcı peygamberler gelmişti.
42. Onlar bütün âyetlerimizi yalanladılar. Biz de onları çok kuvvetli ve kudretli bir yakalayışla yakaladık.
43. Sizin kâfirleriniz onlardan daha mı hayırlıdır? Yoksa kitaplarda sizin için bir kurtuluş belgesi mi var?
44. Yoksa: "Biz intikam almaya gücü yeten bir topluluğuz." mu diyorlar?
45. O cemaat yakında bozulacak, onlar arkalarını dönüp kaçacaklar.
46. Kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir. O saat cidden çok feci ve çok acıdır.
47. Şüphesiz ki suçlular bir sapıklık ve çılgın ateşler içindedirler.
48. O gün yüzükoyun ateşe sürüklenirler. "Cehennemin dokunuşunu tadın!"
49. Biz her şeyi bir kader ile yarattık.
50. Bizim buyruğumuz bir göz kırpması gibi bir tek andır.
51. Andolsun ki biz, sizin benzerlerinizi hep helâk ettik. Öğüt alan yok mudur?
52. İnsanların yaptıkları amel defterlerinde mevcuttur.
53. Küçük büyük her şey satır satır yazılıdır.
54. Takvâ sahipleri cennetlerde ve ırmakların kenarındadırlar.
55. Onlar sıdk makamında, kudret ve kuvvet sahibi hükümdarın huzurundadırlar.