Libya’ya 1 yıl süreyle asker gönderilmesini öngören Cumhurbaşkanlığı tezkeresi, yerel seçimlerde kol kola giren CHP-HDP- İYİ Parti ve SP’nin aleyhteki oylarına rağmen, Cumhur İttifakı’nın ‘evet’ oyları ile kabul edildi. AK Parti ve MHP adına konuşan vekiller, emperyalist emellere hizmet eden Hafter gibi yasadışı aktörlere karşı durmanın ‘milli duruşun bir gereği olduğunu’ ifade ederken, CHP’li, İYİ Partili ve HDP’liler, yine milli duruştan uzak kalarak, emperyalist Batı ağzıyla açıklamalar yaptı. SP’li üye de, önceki açıklamalarından vazgeçip hayır oyu kullandı. Türkiye, 108 yıl aradan sonra, Osmanlı’nın emaneti Libyalı kardeşlerine sahip çıkmak üzere, 18 Ekim 1912’deki Uşi Anlaşması ile İtalyanlara bırakmak zorunda kaldığı ecdad yadigarı topraklara, yeniden asker göndermeye hazırlanıyor.
TBMM Genel Kurulu, Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresini görüşmek üzere Meclis Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında toplanarak, 325 “Evet” oyuyla asker gönderilmesini onayladı. Mehmetçik tam 1 asır önce veda ettiği Libya’ya, Libya halkını emperyalistlere ve darbecilere karşı korumak için yeniden gidiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresini görüşmek üzere Meclis Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında toplandı. Konuşmaların ardından yapılan oylamada tezkere, 325 “Evet” oyuyla kabul edilirken, 184 milletvekili ise “Hayır” oyu kullandı. Tezkere, AK Parti, MHP ve BBP milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi. MHP’de Genel Başkanlık yarışında haksızlığa uğradığı iddiasıyla bayrak açan, ardından partiden ayrılarak İYİ Parti’yi (İP) kuran Meral Akşener’in başında bulunduğu İP, Milli Görüş Lideri merhum eski Başbakan Necmettin Erbakan’ın Saadet Partisi, CHP ve HDP ile birlikte “Hayır” oyu kullandı.
AK Parti: Türkiye’nin seyirci kalması beklenemez Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Libya’ya ilgisiz ve seyirci kalmayacağını belirten AK Parti Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz, “Libya siyasi anlaşmasında yeri bulunmayan ve bu çerçevede gayrimeşru olan sözde Libya Ulusal Ordusunun, Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni devirmek için saldırıları devam etmektedir. Bu saldırlar, insani durumu kötüleştirmektedir. DEAŞ, El Kaide gibi terör örgütlerinin oluşumlarına izin verdiği gibi göç krizini doğurmaktadır. Bu muhtıra ile güvenli alanında geliştirilecek iş birliği Libya’da güvenlik alanında reformların gerçekleştirilmesi için olanak sağlayacaktır. Libya, Türkiye’den askeri destek talebinde bulunmuştur. Türkiye’nin ilgisiz, seyirci kalması beklenemez. Türkiye, bugün Libya’ya destek vermelidir. Hem uluslararası hukuka hem de BM kararlarına uygun olup, tarihi ve kültürel geçmişine uygun olacaktır. Türkiye dost ve vefalı Libya halkının resmi davetine cevap vermelidir” dedi.
MHP: barışa destek vereceğiz Doğu Akdeniz’deki doğal kaynaklar sebebiyle bir şer ittifakı kurulduğuna dikkat çeken MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay, “Görüşmekte olduğumuz bu tezkere Libya’nın istikrar, huzuruna destek veren Türkiye’nin bölgesel barışına destek veren tezkeredir. Doğu Akdeniz dünya jeopolitiğinin önemli bir sahasıdır. Türkiye burada güçlü durmalıdır. Doğu Akdeniz artık Libya’nın da dahil olduğu daha geniş bir coğrafyayı tanımlamaktadır. Konunun bir diğer boyutu Türkiye’nin uluslararası barış, güvenliğine sunduğu katkıdır. Türkiye 12 ülkede BM Barış Gücü’ne katkı sunmaktadır. Libya’ya asker göndermek uluslararası hukuk açısından meşrudur. Libya’ya gönderilmesi planlanan Mehmetçiğimiz 1911’de Libya’nın salahı için mücadele eden nice kahraman subaylarımız aynı milli hafızanın eserleridir. Milli güvenliğin kilit taşı olan bu meselede Libya’ya gönderilecek TSK, milli müdafaa mücadelelerinden birisi olacaktır” görüşünü kaydetti.
Kılıçdaroğlu, BM’yi bölgeye çağırdı! Bu arada, TBMM’nin tezkere için olağanüstü toplandığı saatlerde konuyu anlamadığı sanılan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından, “Hükümete açık ve net çağrımızdır” başlığıyla Libya konusunda paylaşımda bulundu. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin, BM’nin 2259 sayılı kararı uyarınca uluslararası meşruiyeti olan bir hükümet olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bu nedenle iç savaşın sona erdirilmesi ve ülkede akan kanın durdurulması amacıyla Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün vakit geçirmeksizin bölgeye gönderilmesi sağlanmalıdır. Türkiye, bölgede istikrarın sağlanmasına önayak olmalı, tüm diplomatik çabasını bu yönde ortaya koymalıdır” dedi.