TGRT'de yayınlanan iftar programlarında hocalık yapan Osman Ünlü'nün galiz bir benzetmeyle çocukların camilere götürülmesine karşı çıkmasına Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez çok net bir ifadeyle cevap verdi: "Çocukların camiye getirilmesinden rahatsız oluyorsanız Namazı evinizde kılın" dedi.
"Rabbimiz çocuklar için 'Gözün nuru, kalbin süruru' ifadesini kullanıyor. Gözün nuru olmazsa göz görmez." diyen Görmez, şunları söyledi:
RAHATSIZ OLUYORSANIZ EVİNİZDE KILIN
"Çocuk İslam ümmetinin istikbalidir. Çocuk olmadığı zaman hepimiz kör oluruz, göremeyiz. Her Ramazan geldiğinde Diyanet İşleri Başkanı olarak en çok üstünde durduğum konu cami-çocuk ilişkisini yeniden nasıl tamir edebiliriz oldu. Bu ülkede herkesin cami-çocuk ilişkisiyle ilgili acı bir hatırası olduğunu biliriz. Camiye gelmeyen sevdiğimiz dostlarımıza 'Neden gelmiyorsun?' diye sorduğumuzda mutlaka Ramazan gelmiştir, annesi babası camiye götürmüştür, orada ya azarlanmıştır yahut bir hakaret duymuştur.
'Çıktım bir daha dönmedim.' hocam diyorlar. Yıllarca devam eden bu kötülüğü cami cemaatinin zihninden ve kafasından silmek için çok daha büyük çabalara ihtiyaç var. Eğer ümmetin istikbalini kuracak bir yavrumuzun zihninde cami, cemaat ve namaz ile ilgili yanlış bir iz bırakacak şekilde ona kötü davranacaksanız teravih namazınızı evinizde kılın. Bunu demeye devam edeceğim.
"BİZ, SIRTINA ÇOCUK BİNDİ DİYE SECDESİNİ UZATAN PEYGAMBERİN ÜMMETİYİZ"
"Allah bizi o nimetten hiçbir zaman mahrum bırakmasın. Biz, sırtına çocuk bindi diye secdesini uzatan Peygamberin ümmetiyiz. Biz, hutbe irat ederken çocuk kendisine yürüyor diye minberden inen, çocuğu kucağına alıp hutbesine devam eden Allah Resulünün ümmetiyiz. Biz, çocuk ağlaması duydu diye namazını kısa kesen Peygamberin ümmetiyiz. Çocuk konusu en önemli konumuzdur. Çocuk-kitap, çocuk-iman, çocuk-mabed ilişkisi çok önemlidir.
"KABUL ETMEK ZORUNDALAR"
Görmez sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadın mabed ilişkisi üzerinde çokça durduk. Bunu da anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bu konuda da büyüklerin zihinlerini işgal eden her türlü hurafeleri ortadan kaldıracak çalışmalara ihtiyaç var. Allah, Hz. Meryem'i bir mabede adayarak mabed ile kadın arasındaki ilişkiyle ilgili oluşan bütün hurafeleri yok etti. Hz. Meryem ile ilgili ayet bütün mihraplarımızın üzerinde yazılıdır. Mihraba adanmış bir büyük kadını Allah Kur'an'da zikretti.
Ona müstakil bir sure ayırdı. Annesi 'Rabbim, ben karnımdakini mabede adamıştım ama kız çocuğu doğurdum.' dediğinde Rabbimiz ona 'Rabbi onu en güzel bir şekilde kabul buyurmuştur.' dedi. Ancak Rabbin kabul buyurduğunu cami cemaatinin bir kısmı kabul buyurmaya maalesef yanaşmıyor. Kabul etmek zorundalar. Rabbimiz kabul etmiş. Bu yanlış düşünceleri bir an önce zihinlerimizden silmek durumundayız." dedi.