Meclis'te tarihi gün!

TBMM tarihi günlerinden birini yaşayacak. AK Parti'li 4 kadın milletvekili Genel Kurul'a başörtüsü ile katılacak.
AK Partilili 4 kadın milletvekili TBMM'ye başörtülü olarak girerek Meclis tarihinde bir "ilk"e imza atacak.
Saat 14.00'te toplanacak Meclis Genel Kurulu'nda gözler AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar, Mardin Milletvekili Gönül Bekin Şahkulubey, Denizli Milletvekili Nurcan Dalbudak ve Konya Milletvekili Gülay Samancı'da olacak.
"Önemli olan zihinlerin üzerindeki örtülerin kalkması"
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış 4 AK Partili kadın milletvekilinin bugün başörtüleriyle TBMM Genel Kurulu'na katılacak olmalarıyla ilgili "Önemli olan başörtüsü meselesi değil, zihinlerin üzerindeki örtülerin kalkmasıdır" dedi.
Bakan Bağış, "Yerel Yönetimler İçin Avrupa'da Yenilikçi Uygulamalar Transferi Bölgesel Çalıştayı"nın açılışının ardından gazetecilerin, 4 AK Partili kadın milletvekilinin bugün başörtüleriyle TBMMGenel Kurulu'na katılacak olmaları ve CHP'nin bu konudaki tavrına ilişkin sorularını yanıtladı. Bağış, "Kimse olayı abartmasın, olağanüstü bir durum yok. Türkiye normalleşiyor. Her alanda olduğu gibi, bu konuda da isteyen istediği gibi Meclis'in içtüzüğü çerçevesinde, Meclis'te görevini ifa edebilecek. Çok şükür millet neyse, vekili o oluyor" diye konuştu.
"Millet neyse, vekili de odur" demenin, Türkiye'de 6 yıl önce suç kabul edildiğini ve bu sözü söylediği için 6 yıl önce Anayasa Mahkemesi'nde yargılandığını dile getiren Bağış, şöyle devam etti:
"Bugün çok şükür artık Türkiye bir gerçeği görüyor. Önemli olan başörtüsü meselesi değil, zihinlerin üzerindeki örtülerin kalkmasıdır. Herkesin birbirini olduğu gibi kabul edebilmesidir. Türkiye'de çok şükür Avrupa Birliği standartlarında, Hollanda Parlamentosu'nda, İngiltere Parlamentosu'nda olabildiği gibi, isteyenin istediği kıyafetiyle görevini yapabilmesi, milleti en iyi şekilde temsil edebilmesi hedeflenmektedir. Hayırlı uğurlu olsun diyorum."
Bakan Bağış, CHP'nin tutumuyla ilgili olarak da şu ifadeleri kullandı:
"CHP'nin içine düşmüş olduğu gerçekten enteresan durumu da milletimizin takdirine bırakıyorum. AK Parti grubu bugün TBMM'nin bir ayıbını temizlerken, CHP de geçmişte kendi partisinden kovduğu kişilerin liderlik sürecini başlatıyor. Partileriyle kucaklaşarak, 'bütün ayıplarınla, bütün günahlarınla, bütün kusurlarınla gel. Çünkü bizim partimizde başka kimse yok. Bizi ancak sen kurtarırsın' çağrısıyla, kırmızı halılar seriyor. Onlar için hayırlı olsun diyorum. Her parti, her grup, her birey, kendisine layık olanı yapar. Biz CHP'yi büyük bir farklılıkla takip ediyoruz. İzliyoruz, milletimiz de izliyor. Milletimiz sandıkta ne yapacağını çok iyi biliyor."
"Hedef gösterildik"
Gazeteci-yazar Nazlı Ilıcak da Merve Kavakçı ile birlikte milletvekili olarak ilk yemin günlerinde yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Kavakçı'nın kendisini telefonla arayarak, tek başına salona girmek istemediğini, kadın olarak kendisine eşlik etmesini istediğini söylediğini belirten Ilıcak, salona kameraların arasından gitmeyerek, başka bir yoldan girdiklerini kaydetti.
Merhum Necettin Erbakan'ın Kavakçı'ya telkinde bulunmak için Temel Karamollaoğlu'nu gönderdiğini ifade eden ılıcak, "Ben Merve'nin yanına gittiğimde ona, (Sen sıran geldiğinde değil de daha geç bir vakitte yemin et) diyordu. Merve'de (ben kusurlu muyum? Yasaklı insan gibi niçin gizli kapaklı, geç vakit yemin edeyim?) dedi. Merve bana da sorunca kararına uyacağımı söyledim. Eğer bir tepki doğacaksa zaten bu sadece bir yemin meselesi değil ki. Genel kurul çalışmalarına da katılamaz o zaman. Merve (ismim okununca yemin etmeyi arzu ediyorum) dedi. Birlikte salona gittik" diye konuştu.
Kavakçı ile birlikte kendisinin de ilk defa genel kurul salonuna adımını attığını vurgulayan Ilıcak, uğultu ve "dışarı, dışarı" şeklindeki tepkilerle karşılaştıklarını anlattı.
Organize şekilde bağrışmalar olduğunu vurgulayan Ilıcak, "Biz yerimize oturduk. Doğrusu ben korktum. İlk defa orada bulunuyorum, hiç böyle birşey görmemişim. Ne yapacağımı şaşırdım. İkimiz de (ne oluyor) diye korktuk. Merve dua okumaya başladı" dedi.
Şimdi ise 4 bayan milletvekililinin başörtüsüyle Meclis Genel Kurulu'na girmesinin beklendiğine işaret eden Ilıcak, o dönemde yaşadıklarını, "Bütün bunlar sırtını askere dayayanların davranışlarıydı. Oradan güç alıyorlardı. Artık Türkiye'de askeri vesayet kalktı. Yine Türkiye'de aynı zamanda yargı vesayeti de kalktı. Askeri ve yargı vesayetinin kırılması sayesinde bugün bu hanımlar böşörtüleriyle Parlamentoya girebiliyor" dedi.
O dönemde kendileri hakkında çok ağır yazılar yazıldığını ifade eden Ilıcak, "Bunlar çok ağırdı. Hedef gösterildik" diye konuştu. Artık o dönemde sesi çok gür çıkan insanların, askerle işbirliği yapanların hesap verdiğini gördüklerini dile getiren Nazlı Ilıcak, 1999'dan bugüne kadar önemli bir dönemin geçtiğini, insanların mahkeme önünde olmasa bile, medya önünde hesap verdiklerini, yazdıkları yazılar ve tavırlarından dolayı utandıklarını söyledi.