Koca, TBMM Genel Kurulunda, Bakanlığının 2021 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelerde yaptığı konuşmada, Bakanlık olarak önceliklerinin topluma yönelik koruyucu sağlık hizmetleri sunmak olduğunu, diğer bütün kaygılardan uzak halkın sağlığını daha iyi düzeye çıkarmayı amaçladıklarını söyledi.
Koca, acil durumda hastaya zamanında ulaşılması, yerinde müdahale, ihtiyaç duyulan yatak sayısının ve niteliklerinin artırılması, cihaz parkının genişletilmesi, evde sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması gibi hizmetleri de eksiksiz olarak yürütmenin gayreti içinde olduklarını ifade etti.
Türkiye'deki sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde üniversiteler ve özel yatırımcıların rol aldığını dile getiren Koca, "Hizmetin büyük bir kısmı Bakanlığımız teşkilatınca yürütülüyor. 934'ü hastane, 8 bini aile sağlığı merkezi olmak üzere toplam 14 bini aşkın sağlık kuruluşumuzda 700 bine yakın sağlık çalışanımızla hizmet veriyoruz." diye konuştu.
Birçok ülkeyle kıyaslandığında sağlık için ayırabildikleri kaynakların oldukça sınırlı olduğuna dikkati çeken Koca, şunları söyledi:
"Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla içindeki paya göre sağlık harcamalarımız gelişmiş ülkelerin altında olmasına rağmen en kapsamlı sağlık hizmeti sunan ülke konumundayız. Sürdürülebilir bir sağlık sistemini kalıcı kılma kararlılığındayız. Buna rağmen kaynak kullanımına oranla sonuçları bakımından en fazla ilerleme kaydeden ülkelerin başında geliyoruz.
Doğumda beklenen yaşam süresi 78,6'ya çıkmış, anne ölüm oranı 100 bin canlı doğumda 13,1'e, bebek ölüm hızı ise 6,7'ye düşmüştür. Vatandaşımıza doğrudan yansıyan cepten harcama oranı yüzde 17,3'ten 16,7 seviyesine inmiştir. Sağlıkta memnuniyet düzeyinde kayda değer bir memnuniyet artışı elde edilmiştir."
Fahrettin Koca, laboratuvarlar ve filyasyon ekipleriyle güçlendirilen birinci basamak sağlık ağının gelişmiş bilişim altyapısıyla hastanelerle entegre çalışma imkanına kavuştuğunu vurgulayarak, şüpheli temastan izolasyona, erken tanıdan tedavi sürecine, HES kodu uygulamasından risk haritalarına kadar bütün sürecin en ince ayrıntısına kadar takip edildiğini belirtti.
- "ANNE VE ÇOCUK SAĞLIĞI HİZMETLERİ ARTARAK DEVAM EDİYOR"
Anne ve çocuk sağlığı hizmetlerinin artarak devam ettiğine dikkati çeken Koca, "Misafir Anne uygulaması, anne dostu hastanelerimiz, 400'ü aşan gebe okullarımız, 1000'den fazla gebe bilgilendirme sınıfımız bunlardan bazıları. Artık anne adaylarımızın yüzde 98'i hastanelerimizde doğum yapıyor. Bebeklerimizin hayata en sağlıklı şekilde başlayabilmeleri demir ve D vitamini takviyeleri, yeni doğan taramaları yapıyoruz." şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanı Koca, Genişletilmiş Bağışıklama Programı çerçevesinde,13 antijenle en geniş bağışıklama programını uygulayan ülkeler arasında olduklarını dile getirerek, 24 binden fazla birimde aile hekimi ve aile sağlığı çalışanı ile ülke genelinde 8 bini aşkın noktada vatandaşlara hizmet verdiklerini kaydetti.
Sağlıklı Hayat Merkezleri, Toplum Sağlığı Merkezleri ile temel sağlık hizmetlerini en ileri düzeye ulaştırmaya çalıştıklarını dile getiren Koca, "Sigara bırakma polikliniği sayımız 721'e ulaştı. Ücretsiz ilaç imkanımızdan şimdiye kadar 1 milyon 172 bin vatandaşımız faydalandı. ALO 191 Uyuşturucu İle Mücadele Danışma ve Destek Hattı ile hizmete devam ediyoruz. Tedavi merkezlerimizin sayısı 129'a ulaştı. Davranışsal Bağımlılıkla Mücadele Eylem Planını uygulamaya koyduk." dedi.
- 5,5 MİLYONA YAKIN VATANDAŞA ACİL İLK YARDIM
Koca, Kovid-19 yoğunluğuna bağlı olarak kanser tarama sayılarının azaldığını ancak buna rağmen 2020 yılının ilk 9 ayında yaklaşık 3 milyon vatandaşı kanser taramasından geçirdiklerini belirtti.
Türkiye'ye sığınma durumunda kalmış geçici koruma altındaki misafirlere 29 ilde, 175 Göçmen Sağlığı Merkezinde, 791 sağlık ekibi ile hizmet verdiklerini ifade eden Koca, Bakanlığın ekip ve ekipman olarak afet ve acil durumlara hazır şekilde ve dünya standartlarında hizmet sunduğunu söyledi.
Koca, 2020 yılı içerisinde 5,5 milyona yakın vatandaşa ambulanslarla acil ilk yardım hizmeti verdiklerini, standart ambulansların ulaşamadığı vakalara motosikletli ekiplerle müdahale ettiklerini, bugüne kadar deniz bot ambulanslarıyla 23 bin, hava ambulanslarıyla 49 bin vakanın naklini gerçekleştirdiklerini vurguladı.
UMKE ekipleriyle birlikte terör saldırısına maruz kalan Mogadişu ve büyük patlama sonrası Beyrut Limanı'nda olduklarını anımsatan Koca, ayrıca Elazığ, Malatya ve İzmir'de meydana gelen depremlerde de sahada olduklarını anlattı.
İlgili tüm paydaşlarla birlikte nitelikli sağlık hizmeti sunmak için çalıştıklarına dikkati çeken Koca, şöyle devam etti:
"Son 18 yılda 3 bin 605 sağlık tesisini tamamladık. Bu tesislerin 678'i hastane, 386'sı ek bina ve 102'si ağız ve diş sağlığı merkezidir. İstanbul'un Anadolu ve Avrupa yakasında iki adet 1008 yataklı Acil Durum Hastanemizi çok kısa sürede tamamlayarak hizmete açtık. Bu hastanelerimizi pandemi sonrasında da kullanılacak şekilde planladık. Önümüzdeki yıl 54'ü hastane olmak üzere 273 sağlık tesisini tamamlayarak ilave 13 bin 995 nitelikli yatak daha kazanacağız. Halen inşaat, ihale, proje aşamasında olan 943 birinci basamak ile 347 hastane ve ADSM binasını 2023'e kadar tamamlamayı planlıyoruz. Son 3 yılda sağlık alanında hizmette kalite çıtasını yükselten 17 bin 509 yataklı 13 şehir hastanemizi vatandaşlarımızla buluşturduk."
- "ŞEHİR HASTANELERİNDE GARANTİ HASTA SAYISI İDDİALARI GERÇEK DIŞI"
Fahrettin Koca, şehir hastanelerine verilen hasta sayısı garantileri iddialarına da cevap vererek, "Daha önce de defalarca söylememe rağmen şehir hastanelerinde hasta garantisi verildiği iddiaları gerçek dışıdır. Ne acil hizmetlerinde ne poliklinik muayenelerinde ne ameliyatta ne de yatak doluluk oranında herhangi bir garanti söz konusu değildir." dedi.
Genel bütçe kaynaklarıyla yaptıkları şehir hastaneleriyle hizmet vermeye devam ettiklerini dile getiren Koca, "Bu kapsamda Samsun, Aydın ve Trabzon'daki üç şehir hastanemizin ihale süreçleri genel bütçeden tamamlanmış olup inşaat çalışmasına başlanmaktadır. Bunun dışında 1750 yataklı Şanlıurfa, her biri 1000'er yataklı Ordu, Denizli, Sakarya, Diyarbakır ve Antalya; Rize ve 750 yataklı Mardin şehir hastanelerimizin ihalelerini de sırayla yaparak 2023 yılından önce hizmete açmayı planlıyoruz." diye konuştu.
Koca, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yapılan sağlık yatırımlarını anlatarak Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa şehir hastaneleri dışında Batman, Kars, Muş, Siirt, Şırnak ve Bingöl'de 500 yataklı hastaneleri 2023 yılında tamamlayacaklarını, bu bölgedeki yatak sayısının 13 bin 725 olacağını bildirdi.
Koca, TBMM Genel Kurulundaki bakanlığının 2021 yılı bütçe görüşmelerinde yaptığı konuşmada, kadavradan organ nakli konusunda iddialı bir düzeye ulaştıklarını söyledi, canlı donörden nakli teşvik kampanyalarıyla gönüllü bağışçı sayısının 600 bine ulaştığını bildirdi.
Ulusal Kemik İliği Bankasının, TÜRKÖK'te 700 bin gönüllü bağışçıya ulaştığını dile getiren Koca, "Bugüne kadar 2 bin 314 hastaya nakil yaptık. Ülkede nakil olan hastaların kökhücrelerini kendi imkanlarıyla karşılama oranımız yüzde 88'e ulaştı." bilgisini paylaştı.
Türkiye'nin dünyanın farklı ülkelerinde yaptığı hastanelere değinen Koca, Sudan, Somali, Nijer ve Bangladeş'teki hastanelerde toplam 494 yatakla hizmet sunmaya devam ettiklerini, Filistin ve Kırgızistan'da hastanelerin ise hizmete hazır hale geldiğini belirtti.
Uluslararası kabul gören kriterlere göre (HIMSS) Seviye 6 hastane sayısının 177'ye, en üst seviye olan Seviye 7 hastane sayısının ise 3'e ulaştığını vurgulayan Koca, Türkiye'nin, ABD'den sonra dünyada en fazla dijital hastaneye sahip ülke olduğunu kaydetti.
Koca, 2014 yılında kurulan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığının (TÜSEB) bu yıl içinde stratejik önemi haiz aşı, ilaç, tıbbi cihaz ve tanı kitleri geliştirmeyi hedefleyen 7 farklı alanda proje çağrılarına çıktığını dile getirerek, "42 proje desteklendi. TÜSEB bünyesinde kurulan Klinik Araştırmalar Merkezi aracılığıyla klinik öncesi aşamayı başarıyla tamamlayan Kovid-19 aşı adaylarının klinik çalışmaları desteklenmeye devam ediliyor. Ülkemizin ilk ulusal biyobankası ve omik merkezi TÜSEB'e bağlı Aziz Sancar Araştırma Merkezi bünyesinde kuruluyor." diye konuştu.
- "GEÇTİĞİMİZ YILDA TÜKETİLEN HER 100 KUTU İLACIN 88'İ TÜRKİYE'DE ÜRETİLDİ"
Sağlık Bakanı Koca, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun, toplum sağlığı açısından son derece önemli bir görevi yerine getirdiğini ve bu yıl içinde Uluslararası Uyumlaştırma Konseyi ve Uluslararası İlaç Denetim Birliği üyeliklerine kabul edilerek uluslararası tanınırlığa sahip bir otorite haline geldiğini ifade etti.
Standardizasyon, ruhsatlandırma ve denetim faaliyetlerini de başarıyla yürüttüklerini anlatan Koca, son 10 yıldır kullanımda olan İlaç Takip Sistemi ile üreticiden kullanıcıya kadar geçen süreçte güvenli ilaç zincirinin takip edildiğini söyledi.
Koca, dünyada alanında tek olan Ürün Takip Sistemi ile de tıbbi cihazlar ve kozmetik ürünler açısından izlenebilirliği en kapsamlı şekilde takip edecek bir altyapı kurduklarının altını çizdi.
Türkiye'nin ilaç konusunda önemli aşamalar kaydettiğini vurgulayan Koca, geçtiğimiz yılda tüketilen her 100 kutunun 88'inin Türkiye'de üretildiğini belirtti.
- PANDEMİYLE MÜCADELE
Türkiye'de Kovid-19'un görülmesi üzerine yoğun bir mücadele dönemine girdiklerini anımsatan Koca, testi pozitif çıkan hastalar ve temaslıların Halk Sağlığı Yönetim Sistemi ile merkezi olarak takip altına alındığını, Hayat Eve Sığar mobil uygulaması ve HES kodu ile kişiler ve bölgeler bazında risk takibi yapıldığını kaydetti.
Fahrettin Koca, "Hastanelerde elektif vakaların ertelenmesi, pandemi hastanelerinin ilanı, pozitif vakaların izolasyonu, temaslı takibi, karantina ve sınırlandırma önlemleri, yaşlı ve genç nüfusun sokağa çıkışının sınırlandırılması, seyahat yasakları ve kısıtlamaları, okulların ve üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi, halka açık mekanların ve etkinliklerin iptali başta olmak üzere, hayatın hemen her yönüne yönelik çok çeşitli tedbirler uygulamaya konuldu." dedi.
Türkiye'nin Kovid-19 sürecinde ürettiği kitlere değinen Koca, Dünya Sağlık Örgütü sitesinde kabul edilebilirliği olan 20 tane kit içerisinde Türkiye'nin ürettiği bir kitin de olduğunu söyledi.
Koca, BM'ye üye bütün ülkelerin hiçbir sertifika istemeden bu kite ulaşabileceğine dikkati çekerek bu dönemde maske ve tulum gibi koruyucu malzemelerin üretim kapasitesinin artırıldığını, solunum cihazı üretildiğini, tedavide kullanılan bazı ilaçların yerli üretime geçilmesinin sağlandığını anlattı.
- KİT FİYATINA İLİŞKİN İDDİALAR
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in test kitleriyle ilgili iddialarına cevap veren Koca, "Bu iddialarda bulunan arkadaşımızın yüzünü görmek ve gözlerine bakarak anlatmak istiyorum." diyerek, şöyle devam etti:
"Biz Dünya Sağlık Örgütünün onay verdiği bir kite 8,75 dolar vererek yurt dışından almaya başlamıştık. Ve erken dönemde bu kiti yerlileştirmiş olduk. Bu kiti yerlileştirdiğimizde fiyatı 32 liraydı yani 8,75 dolarken 32 liradan almaya başladık. Devamında yeni ruhsat alan firmalar oldu. Bunun üzerine bu firmalara bu kiti bize kaça vereceklerini sorduk. Bu kiti 8 dolardan aşağı veren olmadı. Ve sonra toplam 12 tane yerli üretilen kit noktasına geldi. 12 tane kitin üretildiği dönemde ihaleye çıktık, 6 firma ihaleye girdi. Bu 6 firma ihaleye girdiğinde fiyatı kaça düştü biliyor musunuz? 9,8 liraya. Peki, 9,8 lira gerçekte bu kitin değeri miydi? Hayır, değildi. Çünkü iki firma mücadele etti. Yurt dışındaki pazarı kapatma açısından ülkede satışı gerekiyor. Ülkede satış yapmadan yurt dışına satış yapmanız söz konusu olmadığı için firmalar birbirleriyle yarıştı. Maliyetinin altına, 9,8 liraya inmiş oldu. 9,8 liraya inen bu kitten sonra firmayı çağırarak, 'daha önce alınmış olan 1,7 milyon kitin fiyatını 9,8 liraya çekeceksiniz' dedim. Ben bunu yaptım."
Koca, muhalefet milletvekillerinin, "Biz bu kiti gündeme getirdikten sonra siz geriye dönük işlem yaptınız." şeklindeki iddialarının da gerçeği yansıtmadığını ifade etti.
Elindeki faturaları gösteren Koca, iddiaların fatura kesimlerinden çok daha sonra gündeme geldiğini vurguladı.
Muhalefet partili milletvekillerinin e-nabız sistemiyle ilgili eleştirilerine yanıt veren Koca, "E-nabız, Türk Telekom tarafından Nisan 2015 yılında yapıldı. Devamında, TÜRKSAT tarafından Eylül 2016'dan itibaren de hizmet verilmeye devam ediliyor. 2015'ten bu yana 1 liralık alışveriş gösterebileceğiniz bir fatura var mı? 2015 yılından bu yana e-nabız sistemine 1 liralık alışveriş herhangi bir şirket aracılığıyla bu anlamda yapılmış mı? Bu millete söyleyeceğiniz sözünüz var mı? Yazık değil mi?" dedi.
Koca, Türkiye'nin pandemi sürecinde olduğunu anımsatarak 83 milyon vatandaşla bir ve beraber olmak zorunda olduklarını, bu süreçte bir kişinin bile mücadelenin dışında kalmaya hakkı olmadığını dile getirdi.
- "TÜRKİYE 159 ÜLKEYE İNSANİ YARDIM MALZEMESİ GÖNDERDİ"
Türkiye'nin insani yardım kapsamında 159 ülkeye koruyucu malzeme yardımı ve ihracı yaptığını anlatan Koca, Kovid-19'un nisan ayında önemli bir artış gösterdiğini, alınan tedbirler sayesinde yaz aylarında dalgalı bir seyirle nispeten kontrol altına alındığını kaydetti.
Sağlık Bakanı Koca, bunda toplumsal hareketliliği azaltıcı tedbirlerin yanında, test kapasitesinin artması ve uyguladıkları izolasyon tedbirlerinin etkili olduğunu söyledi.
Dünya Sağlık Örgütünün sitesinde Türkiye'yi pandemiyle başarılı mücadelesinde örnek ülke olarak gösterdiğini ifade eden Koca, Türkiye'nin başarısının aynı şekilde Avrupa Birliği ilerleme raporuna da yansıdığına işaret etti.
Sadece pandemi döneminde kamu hastanelerinde erişkin yoğun bakım yatak sayısı 12 bin iken, bu sayıyı 20 bin 248'e çıkardıklarının altını çizen Koca, "Yani Sağlık Bakanlığının tarihinde yapılan 12 bin yoğun bakım yatağına, sadece dokuz ayda 8 bin küsur yatak ilave edilerek 20 bin küsur oldu. Yüzde 70 oranında yoğun bakım yatak sayısı arttı." şeklinde konuştu.
Fahrettin Koca, 100 bin kişiye düşen yatak kapasitesi bakımından Türkiye'nin dünyada ilk sıralarda yer aldığını belirtti.
Türkiye'nin test kapasitesini arttırarak günde 200 binin üzerine çıkardığını vurgulayan Koca, aşı çalışmalarının da büyük bir hızla devam ettiğini dile getirdi.
Dünyada birçok ülkede aşı çalışmaları yürütüldüğünü anımsatan Koca, "Dünyaya paralel olarak ülkemizde de 16 ayrı aşı çalışması yapılmaktadır. Bunlardan bir tanesi, klinik öncesi dönemi başarıyla tamamlayarak insan denemelerine başlamıştır. Faz 2 çalışmasına 25 Aralık'ta başlanacaktır. Faz 2 için üretime üç gün önce başlandı. Kendi aşı çalışmalarımız bir yana, dünyada etkisi ve güvenliği kanıtlanmış aşılara en erken sürede erişebilmenin gayreti içindeyiz. Yerli aşımızı da nisan ayında başarıyla yapacağımızı ümit ediyorum." dedi.
Gelenekselleşmiş inaktif virüs aşısının temini konusunda sözleşme imzaladıklarını söyleyen Koca, bu tip aşıların depolanması ve dağıtımında lojistik imkan ve diğer altyapıların hazır durumda olduğunu kaydetti.
Pandemi sürecinde sağlık görevlilerinin büyük bir fedakarlıkla çalıştığını vurgulayan Koca, şimdiye kadar 130 bine yakın sağlık çalışanının virüse yakalandığını bildirdi.
Bakan Koca, virüs nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının isimlerini okudu. Koca'nın isimleri sayarken sesinin titremesi dikkati çekti.