MASKENİZ DÜŞECEK

Gazetecilerle Strasbourg'da bir araya gelen Başbakan Davutoğlu dokunulmazlıklar konusunda, "Nihayet bu anayasa oylaması gizlidir. Onların beklentisi şuydu; 'sadece HDP'ye dönük bir hamle yapalım' onlar da mağdur edebiyatı yapsınlar. Herkes için yargı yolu açık. Herkesin maskesinin düştüğü bir süreç oldu. Oylamada herkesin maskesi düşecek" dedi.

Bayram ZİLAN/STRASBOURG

Gazetecilerle Strasbourg'da bir araya gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, dokunulmazlıklar, Avrupa Birliği'ne tam üyelik süreci, vize muafiyeti ve Sivil Anayasa ile ilgili önemli açıklamalar yapı. Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başlıkları şöyle:

TÜRKÇE, AKPM'DE ÇALIŞMA DİLİ OLDU

Avrupa Konseyi Avrupa'nın en kapsamlı örgütü. Türkiye de kurucu üye. 12 Eylül darbesinden sonra üyeliğimizin askıya alınması söz konusu olmuştu. Türkiye, burada genellikle ağır eleştirilere muhatap olmuştur. AK Parti ile birlikte daha başı dik olduğumuz anlar yaşandı. Bu ziyaretin üç boyutu önemli. Birincisi, 1 Kasım'dan sonra ilk kez Avrupa Konseyi'ne gelip konuşma yapıyoruz. Yeni hükümetin yaklaşımını ve reform programını anlatma fırsatı bulduk. İkincisi, Türkçe çalışma dili haline geldi. Bu da bir ilk. Üçüncüsü de, Grand Payer haline geldik, yaptığımız katkılarda en büyük 6 ülkenin arasına girdik. Almanya, İngiltere, Fransa, İtalya, Türkiye ve Rusya. İlk kez bu altı üye arasına girdikten sonra, katkımızı 20 milyon Euro arttırınca, vekil sayımız 12'den 18'e çıktı.

HAZİRAN'DA VİZE MUAFİYETİ

İlk defa Kasım ayından bu yana karşılıklı hamlelerle, birbirini töhmet altına bırakmayan bir süreç işliyor. Mesela Aylan bebeğin cenazesinden hepimiz etkilendik. Biz anlaşma yaparken "Türkiye göç ülkesine dönecek" deniliyordu. 4 Nisan'da bu anlaşmayı uygulamaya başladık, Kasım'da zirve yaptığımızda günlük ortalama mülteci sayısı 6880'di, ondan sonra ortalama 60 civarına indi. Yani yüzde bire düştü. 10 Nisan'da da hiçbir mülteci geçmedi. Bu işin psikolojisini iyi yönettik, mekanizmaları, alt yapısını iyi kurduk. Türkiye'ye gelen mülteci sayısı 300 civarında, bizden de gidenler oluyor. Çok iyi hesap edilmiş bir eylem planı uygulanıyor. Aksama yok. Geri Kabul Anlaşması, vize muafiyeti ile bir paket halinde. Onlar vize muafiyeti vermezse, geri kabul anlaşmasını uygulamayacağız demektir. 72 kriter vardı, şu anda tek haneye indi. Siyasi etik kanunu, adli suçluların iadesi kanunu Meclis'te. 8 tane uluslararası sözleşmeyi bu hafta Komisyon'dan geçireceğiz. Vize muafiyeti olmazsa sadece Türkiye kaybetmez herkes kaybeder. Herkesin kazanması tek yolla olur; onlar vize muafiyetini, biz de geri kabulü uygulayacağız.

FEZLEKEMİN OLMAMASI DA SUÇ OLDU

'AK Parti dokunulmazlıkların kalkmasından korkar, istemez' dendi. O kadar olumsuz propaganda yapıldı. Arkadaşlara "316 imza istiyorum" dedim. Elhamdülillah, 316 imza firesiz. Kılıçdaroğlu ile bir CHP sözcüsü aynı şeyi kullanmış: 'Başbakan kendisini olmadığı şeye hodri meydan diyor!' Ne yapayım yani, önce suç işleyip sonra mı dokunulmazlığı kaldırayım, böyle saçma şey duymadım. Fezlekemin olmaması da suç oldu. İyi, suç işleyeyim, eşit duruma gelelim! Negatifte bir eşitlik istiyorlar. Önce, kendisine sormak lazım, bu kadar fezlekeyi ne işledin de yaptın? Suç işlemediğim ve fezlekem olmadığı için beni suçlamasını anlamıyorum. Hukuki süreç işleyecek. Diğer partiler iki kere kendi aralarında kaynadılar.

GÜNAYDIN HDP

Bunlar (HDP'liler) şimdi hatalarını anladıklarını ifade ediyorlar, "Hendek siyaseti yanlıştı" diyorlar. Günaydın! Biz bunu kendilerine daha once çok anlattık. Bırakacaklar silahı. Bunun karşılığında operasyonlar dursun demenin de anlamı yok. Böyle netice alınmaz. Terörle mücadele tek bir terörist kalmayıncaya kadar sürer. Öte yandan, Diyarbakır Havalimanı'nı Sayın Cumhurbaşkanı ile birlikte açmayı planlıyoruz.

YENİ ANAYASA YAZIM SÜRECİ DEVAM EDİYOR

Kimsenin tereddüdü olmasın; Referandumda "hayır" dediğim 12 Eylül anayasasını tarihin çöplüğüne atmak için elimde imkan varken bunu sonuna kadar kullanırım. Bunun için hiçbir küçük hesabın içine girmem. Strateji belirlerken hesap ederim ama misyon için hasbu00ee davranırım, hesabu00ee değil. Anayasa reformunu bir yıllık takvimin içine koyduk. Altı ay komisyonun çalışacağını düşünmüştük. CHP yüzünden akamete uğrayınca, ritmi hızlandırdık. O günden bugüne de 6-7 kez benim yönettiğim toplantılar yaptık. 'Şimdi yazım aşamasına geçeceğiz' dedik. Bu sefer de başka bir itiraz geldi: Niye bu kadar acele ediyorsunuz? Eğer ritmi artırmasaydık, elinizden geleni yapmadınız diyeceklerdi. Biz yaparız üzerimize düşeni. Sonrası tevekkül. Bir taraftan toplantılara devam ediyoruz bir taraftan da yazım için heyet oluşturduk. Üç ana başlık var: Bir, Anayasanın gerekçesi, dibacesi temel ilkesel çerçevesi ile ilgili konularu2026 Diğeri Anayasanın ruhu dediğim temel hak ve hürriyetlerle ilgili kısım. Üçüncüsü Anayasanın iskeleti dediğim, yönetim sistemi ile ilgili kısım. Son karma heyet toplantısında birinci kısım ile ilgili hususları belli bir olgunluğa getirdik. Bunları ben MYK'ya da getirdim. Üç beş konu var. Hepsi ile ilgili bir genel anlayış oluşsun istiyorum. Bir yere doğru gittiğimizi hissedelim. Birinci konunun sağlıklı bir şekilde olgunlaştığını biliyorum. Biraz da demlenmeye bırakmak lazım. İnsanların bunu düşünmesini temin etmek lazım. Önümüzdeki hafta MKYK da da konuşuruz, partinin organlarında belli bir noktaya gelir. Sonra temel hak ve özgürlüklerle ilgili fikri temrinlere başlıyoruz. Anayasanın dibacesi, uzunluğu, nasıl değiştirileceği filan. Bunları tartışmak 6-7 saat sürdü. Bu olgunlaşma trendi ilerliyor. Aylar içinde bunları kamuoyu ile paylaşırız. Kamuoyunda da olgunlaşır. Hazmederek bir yol alınır. İrademizden kimsenin şüphesi olmamalı. Optimum zamanlama önemli. Ne adım atmama gibi bir töhmetin altında kalırız ne de aceleye getiririz. Belli bir olgunluk içinde yürütürüz.

PARALEL YAPI İLE ETKİN MÜCADELE

Bakanlar Kurulu içinde Yalçın Akdoğan beyin koordinasyonunda bir görevlendirme yaptım. Bu çevreler hala Türkiye aleyhine yoğun bir kampanya ile çalışma yürütüyor, bürokrasi içinde sanki hakimiyetlerini sürdürüyor kanaatini uyandırarak söylentilerle, 'darbe olacak şu olacak bu olacak' gibi yaklaşımlarla Türkiye'de siyasi istikrarsızlık çıkarmaya çalışıyorlar. Bütün bu faaliyetler 1 Kasımdan sonra demokratik meşruiyetini ortaya koymuş bir hükümet için tehlike oluşturuyor. Bunu yakından takip ediyoruz.

DOKUNULMAZLIK OYLAMASINDA HERKESİN MASKESİ DÜŞECEK

Bunlar siyaseti kuyruk yakalama gibi görüyorlar. Kendi oluşturdukları fanusun içinde, kısır döngüde kalıyorlar. Biz doğru bildiğimiz yolda gidiyoruz, ondan sonra onlara takip etmek düşüyor. İnşallah bu geçecek ama nasıl geçeceğine bakacağız. Bakalım birliklerini koruyabilecekler mi? Nihayet bu anayasa oylaması gizlidir. Kimsenin peşine düşecek değiliz. Bundan sonra önümüze bakarız. HDP'nin söyleyecek hiçbir sözü yok. Onların beklentisi şuydu; Sadece HDP'ye dönük bir hamle yapalım onlar da mağdur edebiyatı yapsınlar. Öyle bir durum da yok. Herkes için yargı yolu açık. Bunu yapacağız. Herkesin maskesinin düştüğü bir süreç oldu. Meclis takvimine bağlı olarak Anayasa komisyonu konuyu ele alır, genel kurula indirir, sonra yargı kendi doğal sürecini işletir.

KİMSE OPERASYONLARIN DURMASINI BEKLEMESİN

Silahlar bütünüyle terk edilip, magmaya gömülene kadar operasyonları devam ettireceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Kimse operasyonların durması gibi bir beklenti içinde olmamalıdır. Seçimin üzerinden bir gün geçmeden, güvenlik toplantısı yaptım. Güvenlik birimlerine, "23 Temmuz'daki direktif geçerlidir, Hiçbir şekilde durmayacaksınız" dedim. Zannediyorlar ki, dil değişimi ile bizim irademizde yumuşama olur, hayır. Silahları terk edecekler, tümüyle terör son bulacak. Türkiye'de Parlamento'da her şey konuşulur. Parlamentoda ne istiyorsun da konuşamıyorsun, bugün Ertuğrul Kürkçü'ye de söyledim, niye silah ele alınıyor? Siyasi faaliyetlerde herkes özgürdür ama silahlı hiçbir unsura kesinlikle herhangi bir alan tanınamaz.