Medine döneminde indirilen Maide Suresi 120 ayetten müteşekkil olup, İslam'ın 5 şartından hac ibadeti ile gusül abdesti, teyemmüm, haram olan alkol ve kumar yasağı, sosyal hayat ve ahlak kaideleri, yiyeceklerin helal ve haramlığı gibi hususları da içerir. Okunmasının pek çok fazileti olduğu gibi, Maide Suresi hakkında Paygamber (sav) büyük müjdeler vermiştir. Efendimizin buyurduğuna göre Maide Suresi okuyanlar yer yüzünde ne kadar Yahudi ve Hristiyan var ise hepsinin adedinin 10 katı sevap kazanırken, o kadar da günahı yok olur ve 10 derece de yükseltilir. Önderimiz Peygamber (as)'ın bineği üzerinde inen ve ağırlığı nedeni ile bineği çökerten sure de Maide Suresi'dir. Hidayet rehberimiz son mukaddes kitap Kuran'da 5. sırada yer alan Maide suresinin okunuşu nasıldır? Maide suresinin Arapça okunuşu nasıldır? Yanınızda Kuran yoksa bu içerikten Maide suresi Arapça okunuşuna kolayca ulaşabilir, Maide suresini rahatça okuyabilirsiniz. İşte Maide suresi Arapça ve Türkçe okunuşu....
Maide suresinin fazileti : Kim Mâide sûresini okursa, dünyâda nefes alan yahûdî ve nasrânî adedinin on katı sevâb verilir, o kadar günâhı yok edilir ve on derece yükseltilir. (Hadîs-i şerîf-Kâdı Beydâvî Tefsîri)
Abdullah b. Amr b. Âs’ın şöyle dediği rivayet edilir: “Hz. Peygamber bineği üzerinde iken ona Mâide sûresi indi. (O sıradaki ruh halinden dolayı) binek onu taşıyamadı, bunun üzerine Hz. Peygamber bineğinden indi” (Müsned, II, 176).
Sûrenin bir defada indiği görüşünde olanları destekleyen bir rivayete göre Esmâ binti Yezîd şöyle demiştir: “Ben Hz. Peygamber’in devesi Adbâ’nın yularını tutuyordum, o anda Hz. Peygamber’e Mâide sûresinin tamamı nâzil oldu. Sûrenin ağırlığından neredeyse devenin bacakları kırılacaktı” (Müsned, VI, 455).
MAİDE SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
Bismillahirrahmanirrahim
1. Ya eyyuhellezîne amenu evfu bil ukud uhîllet lekum behîmetul en’ami illa ma yutla aleykum ğayra muhîllis saydi ve entum hurum innellahe yahkumu ma yurîd
2. Ya eyyuhellezîne amenu la tuhîllu şeairallahi ve leş şehral harame ve lel hedye ve lel kalaide ve la ammînel beytel harame yebteğune fadlem mir rabbihim ve rîdvana ve iza haleltum fastadu ve la yecrimennekum şeneanu kavmin en saddukum anil mescidil harami en ta’tedu ve teavenu alel birri vet takva ve la teavenu alel ismi vel udvani vettekullah innellahe şedîdul îkab
3. Hurrimet aleykumul meytetu ved demu ve lahmul hînzîri ve ma uhille li ğayrillahi bihî vel munhanikatu vel mevkuzetu vel muteraddiyetu ven netîyhatu ve ma ekeles sebuu illa ma zekkeytum ve ma zubiha alen nusubi ve en testaksimu bil ezlam zalikum fisk elyevme yeissellezîne keferu min dînikum fe la tahşevhum vahşevn elyevme ekmeltu lekum dînekum ve etmentu aleykum nî’metî ve radîytu lekumul islame dîna fe menidturra fî mahmesatin ğayra mutecanifil li ismin fe innellahe ğafurur rahîym
4. Yes’eluneke maza uhîlle lehum kul uhîlle lekumut tayyibatu ve ma alemtum minel cevarihî mukellibîne tuallimunehunne mimma allemekumullah fe kulu mimma emsekne aleykum vezkurusmellahi aleyhi vettekullah innellahe serîul hîsab
5. Elyevme uhîlle lekumut tayyibat ve taamullezîne utul kitabe hîllul lekum ve taamukum hîllul lehum vel muhsanatu minel mu’minati vel muhsanatu minellezîne utul kitabe min kablikum iza ateytumuhunne ucurahunne muhsînîne ğayra musafihîyne ve la muttehîzî ahdan ve mey yekfur bil îmani fe kad habita ameluhu ve huve fil ahîrati minel hasirîn
6. Ya eyyuhellezîne amenu iza kuntum iles salati fağsilu vucuhekum ve eydiyekum ilel merafikî vemsehu bi ruusikum ve erculekum ilel ka’beyn ve in kuntum cunuben fettahheru ve in kuntum merda ev ala seferin ev cae ehadum minkum minel ğaitî ev lamestumun nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saîydan tayyiben femsehu bi vucuhikum ve eydîkum minh ma yurîdullahu li yec’ale aleykum min haraciv ve lakiy yurîdu li yutahhirakum ve li yutimme nî’metehu aleykum leallekum teşkurun
7. Vezkuru nî’metellahi aleykum ve mîsakahullezî vasekakum bihî iz kultum semî’na ve eta’na vettekullah innellahe alîmun bi zatis sudur
8. Ya eyyuhellezîne amenu kunu kavvamîne lillahi şuhedae bil kîstî ve la yecrimennekum şeneanu kavmin ala ella ta’dilu î’dilu huve akrabu lit takva vettekullah innellahe habîrum bi ma ta’melun
9. Veadellahullezîne amenu ve amilus salihati lehum mağfiratuv ve ecrun azîym
10. Vellezîne keferu ve kezzebu bi ayatina ulaike ashabul cehîym
11. Ya eyyuhellezîne amenuzkuru nî’metellahi aleykum iz hemme kavmun ey yebsutu ileykum eydiyehum fe keffe eydiyehum anku vettekullah ve alellahi fel yetevekkelil mu’minun
12. Ve le kad ehazellahu mîsaka benî israîl ve beasna minhumusney uşera nekîyba ve kalellahu innî meakum lein ekamtumus salate ve ateytumuz zekate ve amentum bi rusulî ve azzertumuhum ve akradtumullahe kardan hasenel le ukeffiranne ankum seyyiatikum ve le udhîlennekum cennatin tecrî min tahtihel enhar fe men kefera ba’de zalike minkumfe kad dalle sevaes sebîl
13. Fe bima nakdîhim mîsakahum leannahum ve cealna kulubehum kasiyeh yuharrifunel kelime ammevadîîhî ve nesu hazzam mimma zukkiru bih ve la tezalu tettaliu ala hainetim minhum illa kalîlem minhum fa’fu anhum vasfah innellahe yuhîbbul muhsinîn
14. Ve minellezîne kalu inna nesara ehazna mîsakahum fe nesu hazzam mimma zukkiru bihî fe ağrayna beynehumul adavete vel bağdae ila yevmil kîyameh ve sevfe yunebbiuhumullahu bi ma kanu yasneun
15. Ya ehlel kitabi kad caekum rasuluna yubeyyinu lekum kesîram mimma kuntum tuhfune minel kitabi ve ya’fu an kesîr kad caekum minellahi nuruv ve kitabum mubîn
16. Yehdî bilillahu menittebea rîdvanehu subules selami ve yuhricuhum minez zulumati ilen nuri bi iznihî ve yehdîhim ila sîratîm mustekîym
17. Le kad keferallezîne kalu innellahe huvel mesîhunu meryem kul fe mey yemliku minellahi şey’en in erade ey yuhlikel misîhabne meryeme ve ummehu ve men fil erdî cemîa ve lillahi mulkus semavati vel erdî ve ma beynehuma yahluku ma yeşa’ vallahu ala kulli şey’in kadîr
18. Ve kaleltil yehudu ven nesara nahnu ebnaullahi ve ehîbbauh kul fe lime yuazzibukum bi zunubikum bel entum beşerum mimmen halak yağfiru li mey yeşau ve yuazzibu mey yeşa’ ve lillahi mulkus semavati vel erdî ve ma beynehuma ve ileyhil mesîyr
19. Ya ehlel kitabi kad caekum rasuluna yubeyyinu lekum ala fetratim miner rusuli en tekulu ma caena mim beşîriv ve la nezîrin fe kad caekum beşîruv venezîr vallahu ala kulli şey’in kadîr
20. Ve iz kale musa li kavmihî ya kavmizkuru nî’metellahi aleykum iz ceale fîkum embiyae ve ceallekum mulukev ve atakum ma lem yu’ti ehadem minel alemîn
21. Ya kavmidhulul erdal mukaddesetelletî ketebellahu lekum ve la terteddu ala edbarikum fe tenkalibu hasirîn
22. Kalu ya musa inne fîha kavmen cebbarîne ve inna len nedhuleha hatta yahrucu minha fe iy yahrucu minha fe inna dahîlun
23. Kale raculani minellezîne yehafune en’amellahu aleyhimedhulu aleyhimul bab fe iza dehaltumuhu fe innekum ğalibune ve alellahi fe tevekkelu in kuntum mu’minîn
24. Kalu ya musa inna len nedhuleha ebedem ma damu fîha fezheb ente ve rabbuke fe katila inna hahuna kaîdun
25. Kale rabbi innî la emliku illa nefsî ve ehîy fefruk beynena ve beynel kavmil fasikîyn
26. Kale fe inneha muharrametun aleyhim erbeîyne seneh yetîhune fil erdî fe la te’se alel kavmil fasikîyn
27. Vetlu aleyhim nebeebney ademe bil hakk iz karraba kurbanen fe tukubbile min ehadihima ve lem yutekabbel minel ahar kale le aktulennek kale innema yetekabbelul lahu minel muttekîyn
28. Leim besatte ileyye yedeke li taktulenî ma ene bi basitîy yediye ileyke li aktulek innî ehafullahe rabbel alemîn
29. İnnî urîdu en tebue bi ismî ve ismike fe tekune min ashabin nar ve zalike cezauz zalimîn
30. Fe tavveat lehu nefsuhu katle ehîyhi fe katelehu fe asbeha minel hasirîn
31. Fe beasellahu ğurabey yebhasu fil erdî li yuriyehu keyfe yuvarî sev’ete ehîyh kale ya veyleta eaceztu en ekune misle hazel ğurabi fe uvariye sev’ete ehîy fe asbeha minen nadimîn
32. Min ecli zalike ketebna ala benî israîle ennehu men katel nefsem bi ğayri nefsin ev fesadin fil erdî fe keennema katelen nase cemîa ve men ahyaha fe keennema ahyan nase cemîa ve le kad caethum rusuluna bil beyyinati summe inne kesîram minhum ba’de zalike fil erdî le musrifun
33. İnnema cezaullezîne yuharribunellahe ve rasulehu ve yes’avne fil erdî fesaden ey yukattelu ev yusallebu ev tukattaa eydîhim ve erculuhum min hîlafin ev yunfev minel ard zalike lehum hîzyun fid dunya ve lehum fil ahîrati azabun azîym
34. İllellezîne tabu min kabli en takdiru aleyhim fa’lemu ennellahe ğafurur rahîym
35. Ya eyyuhellezîne amenuttekullahe vebteğu ileyhil vesîlete ve cahidu fî sebîlihî leallekum tuflihun
36. İnnellezîne keferu lev enne lehum ma fil erdî cemîav ve mislehu meahu li yeftedu bihî min azabi yevmil kîyameti ma tukubbile minhum ve lehum azabun elîm
37. Yurîdune ey yahrucu minen nari ve ma hum bi haricîne minha ve lehum azabum mukîym
38. Ves sariku ves sarikatu faktau eydiyehuma cezaem bima keseba nekalem minellah vallahu azîzun hakîm
39. Fe men tabe mim ba’di zulmihî ve asleha fe innellahe yetubu aleyh innellahe ğafurur rahîym
40. E lem ta’lem ennellahe lehu mulkus semavati vel erdî yuazzibu mey yeşau ve yağfiru li mey yeşa’ vallahu ala kulli yeş’in kadîr
41. Ya eyyuher rasulu la yahzunkellezîne yusariune fil kufri minellezîne kalu amenna bi efvahihim ve lem tu’min kulubuhum ve minellezîne hadu semmaune lil kezibi semmaune li kavmin aharîne lem ye’tuk yuharrifunel kelime mim ba’di mevadîîh yekulune in utîtum haza fe huzuhu ve il lem tu’tevhu fahzeru ve mey yuridillahu fitnetehu fe len temlike lehu minellahi şey’a ulaikellezîne lem yuridillahu ey yutahhira kulubehum lehum fid dunya hîzyuv ve lehum fil ahîrati azabun azîym
42. Semmaune lil kesibi ekkalune lis suht fe in cauke fahkum beynehum ev a’rîd anhum ve in tu’rîd anhum fe ley yedurruke şey’a ve in hakemte fahkum beynehum bil kîst innellahe yuhîbbul muksitîyn
43. Ve keyfe yuhakkimunee ve îndehumut tevratu fîha hukmullahi summe yetevellevne mim ba’di zalik ve ma ulaike bil mu’minîn
44. İnna enzelnet tevrate fîha hudev ve nur yahkumu bihen nebiyyunellezîne eslemu lillezîne hadu ver rabbaniyyune vel ahbaru bimestuhfizu min kitabillahi ve kanu aleyhi şuheda’ fe la tahşevun nase vahşevni ve la teşteru bi ayatî semenen kalîla ve mel lem yahkum bi ma enzelellahu fe ulaike humul kafirun
45. Ve ketebna aleyhim fîha ennen nefse bin nefsi vel ayne bil ayni vel enfe bil enfi vel uzune bil uzuni ves sinne bis sinni vel curuha kîsas fe men tesaddeka bihî fe huve keffaratul leh ve mel lem yahkum bima enzelellahu fe ulaike humuz zalimun
46. Ve kaffeyna ala asarihim bi îysebni meryeme musaddikal lima beyne yedeyhi minet tevrati ve ateynahul incîle fîhi hudev ve nuruv ve musaddikal lima beyne yedeyhi minet tevrati ve hudev ve mev’îzatel lil muttekîyn
47. Vel yahkum ehlul incîli bima enzelellahu fîh ve mel lem yahkum bima enzelellahu fe ulaike humul fasikun
48. Ve enzelna ileykel kitabe bil hakkî musaddikal lima beyne yedeyhi minel kitabi ve muhayminen aleyhi fahkum beynehum bima enzelellahu ve la tettebî’ ehvaehum amma caeke minel hakk li kullin cealna minkum şir’atev ve minhaca ve lev şaellahu le cealekum ummetev vahîdetev ve lakil li yebluvekum fî ma atakum festebikul hayrat ilellahi merciukum cemîan fe yunebbiukum bi ma kuntum fîhi tahtelifun
49. Ve enîhkum beynehum bi ma enzelellahu ve la tettebî’ ehvaehum vahzerhum ey yeftinuke amba’dî ma enzelellahu ileyk fe in tevellev fa’lem ennema yurîdullahu ey yusîybehum bi ba’dî zunubihim ve inne kesîram minen nasi le fasikun
50. E fe hukmel cahiliyyeti yebğun ve men ahsenu minellahi hukmel li kavmiy yukînun
51. Ya eyyuhellezîne amenu la tettehîzul yehude ven nesara evliya’ ba’duhum evliyau ba’d ve mey yetevellehum minkum fe innehu minhum innellahe la yehdil kavmez zalimîn
52. Fe terallezîne fî kulubihim meraduy yusariune fîhim yekulune nahşa en tusîybena dairah fe asellahu ey ye’tiye bil fethî ev emrim min îndihî fe yusbihu ala ma eserru fî enfusihim nadimîn
53. Ve yekulullezîne amenu ehaulaillezîne aksemu billahi cehde eymanihim innehum le meakum habitat a’maluhum fe asbehu hasirîn
54. Ya eyyuhellezîne amenu mey yertedde minkum an dînihî fe sevfe ye’tillahu bi kavmiy yuhîbbuhum ve yuhîbbunehu ezilletin alel mu’minîne e îzzetin alel kafirîne yucahidune fî sebîlillahi ve la yehafune levmete laim zalike fadlullahi yu7tîhi mey yeşa’ vallahu vasiun alîm
55. İnnema veliyyukumullahu ve rasuluhu vellezîne amenullezîne yukîymunes salate ve yu’tunez zekate ve hum rakiun
56. Ve mey yetevellellahe ve rasulehu vellezîne amenu fe inne hîzbellahi humul ğalibun
57. Ya eyyuhellezîne amenu la tettehîzul lezînettehazu dînekum huzuvev ve leîbem minellezîne utul kitabe min kablikum vel kuffara evliya’ vettekullahe in kuntum mu’minîn
58. Ve iza nadeytum iles salatittehazuha huzuvev ve leîba zalike bi ennehum kavmul la ya’kîlun
59. Kul ya ehlel kitabi hel tenkîmune minna illa en amenna billahi ve ma unzile ileyna ve ma unzile min kablu ve enne ekserakum fasikun
60. Kul hel unebbiukum bi şerrim min zalike mesubeten îndellah mel leanehullahu ve ğadîbe aleyhi ve ceale minhumul kîradete vel hanazîra ve abedet tağut ulaike şerrum mekanev ve edallu an sevais sebîl
61. Ve iza caukum kalu amenna ve kad dehalu bil kufri ve hum kad haracu bih vallahu a’lemu bi ma kanu yektumun
62. Ve tera kesîram minhum yusariune fil ismi vel udvani ve eklihimus suht le bi’se ma kanu ya’melun
63. Lev la yenhahumur rabbaniyyune vel ahbaru an kavlihimul isme ve eklihimus suht le bi’se ma kanu yasneun
64. Ve kaletil yehudu yedullahi mağluleh ğullet eydîhim ve luînu bi ma kalu bel yedahu mebsutatani yunfiku keyfe yeşa’ ve le yezîdenne kesîram minhum ma unzile ileyke mir rabbike tuğyanev ve kufra ve elkayna beynehumul adavete vel bağdae ila yevmil kîyameh kullema evkadu naral lil harbi atfeehellahu ve yes’avne fil erdî fesada vallahu la yuhîbbul mufsidîn
65. Ve lev enne ehlel kitabi amenu vettekav le kefferna anhum seyyiatihim ve le edhalnahum cennatin neîym
66. Ve lev ennehum ekamut tevrate vel incîle ve ma unzile ileyhim mir rabbihim le ekelu min fevkîhim ve min tahti erculihim minhum ummetum muktesîdeh ve kesîrum minhum sae ma ya’melun
67. Ya eyyuher rasulu bellîğ ma unzile ileyke mir rabbik ve il lem tef’al fe ma bellağte risaleteh vallahu ya’sîmuke minen nas innellahe la yehdil kavmel kafirun
68. Kul ya ehlel kitabi lestum alal şey’in hatta tukîymut tevrate vel incîle ve ma unzile ileykum mir rabbikum ve le yezîdenne kesîram minhum ma unzile ileyke mir rabbike tuğyanev ve kufra fe la te’se alel kavmil kafirîn
69. İnnellezîne amenu vellezîne hadu ves sabiune ven nesara men amene billahi vel yevmil ahîri ve amile salihan fe la havfun aleyhim ve la hum yahzenun
70. Le kad ehazna mîsaka benî israîle ve erselna ileyhim rusula kullema caehum rasulum bi ma la tehva enfusuhum ferîkan kezzebu ve ferîkay yaktulun
71. Ve hasibu ella tekune fitnetun feamu ve sammu summe tabellahu aleyhim summe amu ve sammu kesîrum minhum vallahu basîyrum bima ya’melun
72. Le kad keferallezîne kalu innellahe huvel mesîhubnu meryem ve kalel mesîhu ya benî israîla’budullahe rabbî ve rabbekum innehu mey yuşrik billahi fe kad harramellahu aleyhil cennete ve me’vahun nar ve ma liz zalimîne min ensar
73. Le kad keferallezîne kalu innellahe salisu selaseh ve ma min ilahin illa ilahuv vahîd ve il lem yentehu amma yekulune le yemessennellezîne keferu minhum azabun elîm
74. E fe la yetubune ilellahi ve yestağfiruneh vallahu ğafurur rahîym
75. Mel mesîhubnu meryeme illa rasul kad halet min kablihir rusul ve ummuhu sîddîkah kana ye’kulanit taam unzur keyfe nubeyyinu lehumul ayati summenzur enna yu’fekun
76. Kul e ta’budune min dunillahi ma la yemliku lekum darrav ve la nef’a vallahu huves semîul alîm
77. Kul ya ehlel kitabi la tağlu fî dînikum ğayral hakkî ve la tettebiu ehvae kavmin kad dallu min kablu ve edallu kesîrav ve dallu an sevais sebîl
78. Luînellezîne keferu mim benî israîle ala lisani davude ve îysebni meryem zalike bima asav ve kanu ya’tedun
79. Kanu la yetenahevne amunkerin fealuh lebi’se ma kanu yef’alun
80. Tera kesîram minhum yetevellevnellezîne keferu le bi’se ma kaddemet lehum enfusuhum en sehîtallahu aleyhim ve fil azabi hum halidun
81. Ve lev kanu yu’minune billahi vne nebiyyi ve ma unzile ileyhi mettehazuhum evliyae ve lakinne kesîram minhum fasikun
82. Le tecidenne eşedden nasi adavetel lillezîne amenul yehude vellezîne eşraku ve le tecidenne akrabehum meveddetel lillezîne amenullezîne kalu inna nesara zalike bi enne munhum kîssîsîne ve ruhbanev ve ennehum la yestekbirun
83. Ve iza semiu ma unzile iler rasuli tera a’yunehum tefîdu mined dem’î mimma arafu minel hakk yekulune rabbena amenna fektubna meaş şahidîn
84. Ve ma lena la nu’minu billahi ve ma caena minel hakkî ve natmeu ey yudhîlena rabbuna meal kavmis salihîyn
85. Fe esabehumullahu bima kalu cennatin tecrî min tahtihel enharu halidîne fîha ve zalike ceazul muhsinîn
86. Velelîzne keferu ve kezzebu bi ayatina ulaike ashabul cehîym
87. Ya eyyuhellezîne amenu la tuharrimu tayyibati ma ehallellahu lekum ve la ta’tedu innellahe le yuhîbbul mu’tedîn
88. Ve kulu mimma razekakumullahu halalen teyyibev vettekullahellezî entum bihî mu’minun
89. La yuahîzukumullahu billağvi fî eymanikum ve lakiy yuahîzukum bima akkadtumul eyman fe keffaratuhu ît’amu aşerati mesakîne min evsetî ma tut’îmune ehlîkum evkisvetuhum ev tahrîru rakabeh fe mel lem yecid fe sîyamu selaseti eyyam zalike kefferatu eymanikum iza haleftum vahfezu eymanekum kezalike yubeyyinullahu lekum ayatihî leallekum teşkurun
90. Ya eyyuhellezîne amenu innemel hamru vel meysiru vel ensabu vel ezlamu ricsum min ameliş şeytani fectenibuhu leallekum tuflihun
91. İnnema yurîduş şeytanu ey yukîa beynekumul adavete vel bağdae fil hamri vel meysiri ve yesuddekum an zikrillahi ve anis salah fe hel entum muntehun
92. Ve etîy’ullahe ve etîy’ur rasule vahzeru fe in tevelleytum fa’lemu ennema ala rasulinel belağul mubîn
93. Leyse alellezîne amenu ve amilus salihati cunahun fîma taîmu iza mettekav ve amenu ve amilus salihati summettekav ve amenu summettekav ve ahsenu vallahu yuhabbul muhsinîn
94. Ya eyyuhellezîne amenu le yebluvenne kumulluhu bi şey’im mines saydi tenaluhu eydîkum ve rimahukum li ya’lemellahu mey yehafuhu bil ğayb fe menî’teda ba’de zalike fe lehu azabun elîm
95. Ya eyyuhellezîne amenu la taktulus sayde ve entum hurram ve men katelehu minkum muteammiden fe ceazum mislu ma katele minen neami yahkumu bihî zeva adlim minkum hedyem baliğal ka’beti ev keffaratun taamu mesakîne ev adlu zalike sîyamel li yezuka ve bale emrih afallahu amma selef ve men ade fe yentekîmullahu minh vallahu azîzun zuntikam
96. uhîlle lekum saydul bahri ve taamuhu metaal lekum ve lis seyyarah ve hurrime aleykum saydul birri ma duntum huruma vettekullahellezî ileyhi tuhşerun
97. Cealellahul ka’betel beyteh harame kîyamel lin nasi veş şehral harame vel hedye vel kalaid zalike li ta’lemu ennellahe ya’lemu ma fis semavati ve ma fil erdî ve ennellahe bi kulli şey’in alîm
98. I’lemu ennellahe şedîdul îkabi ve ennellahe ğafurur rahîym
99. Ma aler rasuli illel belağ vallahu ya7lemu ma tubdune ve ma tektumun
100. Kul la yestevil habisu vet tayyibu ve lev a’cebeke kesratul habîs fettekullahe ya ulil elbabi leallekum tuflihun
101. Ya eyyuhellezîne amenu la tes’elu an eşyae in tubde lekum tesu’kum ve in tes’elu anha hîyne yunezzelul kur’anu tubde lekum afallahu anha vallahu ğafurun halîm
102. Kad seeleha kavmun min kablikum summe asbehu biha kafirîn
103. Ma cealellahu mim behîyrativ ve la saibetiv ve la vesîyletiv ve la hamiv ve lainnellezîne keferu yefterune alellahil kezib ve ekseruhum la ya’kîlun
104. Ve iza kîyle lehum tealev ila ma enzelellahu ve iler rasuli kalu hasbuna ma vecedna aleyhi abaena e ve lev kane abauhum la ya’lemune şey’ev ve la yehtedun
105. Ya eyyuhellezîne amenu aleykum enfusekum la yedurrukum men dalle izehtedeytum ilellahi mirciukum cemîan fe yunebbiukum bi ma kuntum ta’melun
106. Ya eyyuhellezîne amenu şehadetu beynikum iza hadara ehadekumul mevtu hîynel vesîyyetisnani zevaadlim minkum ev aharani min ğayrikum in entum darabtum fil erdî fe esabetkum musîybetul mevt tahbisunehuma mim ba’dis salati fe yuksimani billahi inirtebtum la neşterî bihî semenev ve lev kane za kurba ve la nektumu şehadetellahi inna izel le minel azimîn
107. Fe in usira ala ennehumestehakka ismen fe aharani yekumani mekamehuma minellezî nestehakka aleyhimul evleyani fe yuksimani billahi le şehadetuna ehakku min şehadetihima ve ma’tedeyna inna izel le minez zalimîn
108. Zalike edna ey ye’tu biş şehadeti ala vechiha ev yehafu en turadde eymanum ba’de eymanihim vettekullahe vesmeu vallahu la yehdil kavmel fasikîyn
109. Yevme yecmeullahur rusule fe yekulu ma za ucibtum kalu la ilme lenav inneke ente allamul ğuyub
110. İz kalellahu ya iysebne meryemezkur nî’metî aleyke ve ala validetik iza eyyedtuke bi ruhîl kudusi tukellimun nase fil mehdi ve kehla ve iz alemtukel kitabe vel hîkmete vet tevrate vel incîl ve iz tahluku minet tîyni ke hey’etit tayri bi iznî fe tenfuhu fîha fe tekunu tayram bi iznî ve tubriul ekmehe vel ebrasa bi iznî ve iz huricul mevta bi iznî ve iz kefeftu benî israîle anke iz ci’tehum bil beyyinati fe kalellezîne keferu minhum in haza illa sîhrum mubîn
111. Ve iz evhaytu ilel havariyyîne en aminu bî ve bi rasulî kalu amenna veşhed bi ennena muslimun
112. İz kalel havariyyune ya îysebne meryeme hel yestetîy’u rabbuke ey yunezzile aleyna maidetem mines sema’ kalettekullahe in kuntum mu’minîn
113. Kalu nurîdu en ne’kule minha ve tatmeinne kulubuna ve na’leme en kad sadaktena ve nekune aleyha mineş şahidîn
114. Kale îysebnu meryemellahumme rabbena enzil aleyna maidetem mines semai tekunu lena îydel li evvelina ve ahîrina ve ayetem mink verzukna ve ente hayrîr razikîyn
115. Kalellahu innî munezziluha aleykum fe mey yekfur ba’du minkum fe innî uazzibuhu azabel la uazzibuhu ehadem minel alemîn
116. Ve iz kalellahu ya iysebne meryeme e ente kulte lin nasittehîzunî ve ummiye ilaheyni min dunillah kale subhaneke ma yekunu lî en ekîle ma leşse lî bi hakk in kuntu kultuhu fe kad alimteh ta’lemu ma fî nefsî ve la a’lemu ma fî nefsik inneke ente allamul ğuyub
117. Me kultu lehum illa ma emartenî bihî enî’budullahe rabbî ve rabbekum ve kuntu aleyhim şehîdem ma dumtu fîhim felemma teveffeytenî kunte enter rakîybe aleyhim ve ente ala kulli şey’in şehîd
118. İn tuazzibhum fe innehum îbaduk ve in tağfir lehum fe inneke entel azîzul hakîm
119. Kalellahu haza yevmu yenfeus sadikîyne sîdkuhum lehum cennatun tecrî min tahtihel enharu halidîne fîha ebeda radîyellahu anhum ve radu anh zalikel fevzul azîym
120. Lillahi mulkus semavati vel erdî va ma fîhinn ve huve ala kulli şey’in kadîr
MAİDE SURESİ ANLAMI
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Ey iman edenler! Akitlerin gereğini yerine getirin. İhramlı iken avlamayı helâl saymamanız şartıyla, çeşitli hayvanlar size helâl kılındı. Ancak haram oldukları size okunanlar müstesnâ. Şüphesiz ki Allah dilediği hükmü verir.
2. Ey iman edenler! Allah’ın nişanelerine, haram aya, kurbanlık hayvanlara, gerdanlıklara ve Rablerinden lütuf ve rızâ talep ederek Beyt-i haram’ı ziyarete gelenlere hürmetsizlik etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i haram’a sokmadıkları için bir kavme olan kininiz, sakın sizi haddi aşmaya sevketmesin. İyilik ve takvâ üzerine yardımlaşınız, kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız. Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah’ın vereceği ceza çok şiddetlidir.
3. Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına kesilen; boğularak, dövülerek, düşerek, süsülerek ölen; canı çıkmadan kestiğiniz hariç yırtıcı hayvanlar tarafından yenilen; dikili taşlar (putlar) üzerine kesilen hayvanlar ve fal okları ile kısmet aramanız da size haram kılındı. Bunlar fâsıklıktır. Bugün kâfirler sizin dininizden ümitlerini kestiler. Onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslâm’ı beğendim. Her kim şiddetli açlık sebebiyle zaruret içinde kalırsa, günaha yönelmeksizin haram yiyeceklerden yerse, şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
4. Resulüm! Onlar sana kendileri için nelerin helâl kılındığını soruyorlar. De ki: Temiz olan şeyler size helâl kılındı. Allah’ın size öğrettiği üzere alıştırıp yetiştirerek öğrettiğiniz avcı hayvanların sizin için tuttuklarını yiyin ve (ava salarken) üzerine Allah’ın adını anın. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah hesabı çabuk görendir.
5. Bugün size temiz şeyler helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yemekleri size helâl olduğu gibi, sizin yemekleriniz de onlara helâldir. Mümin kadınlardan hür ve iffetli olanlar ile sizden önce kendilerine kitap verilenlerden hür ve iffetli kadınlar, zinâ etmeksizin, gizli dost tutmaksızın ve mehirlerinizi verdiğinizde size helâldir. Kim imanı kabul etmezse ameli boşa gider ve o kimse ahirette de hüsrana uğramış olanlardandır.
6. Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın. Başlarınızı meshedin, topuklarınıza kadar ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp olduysanız gusül abdesti alın. Su bulamadığınız takdirde temiz toprak ile teyemmüm edin. Hasta iseniz veya yolculukta bulunuyorsanız, yahut biriniz abdest bozma yerinden gelmişse, veyahut kadınlara dokunmuşsanız ve su da bulamamışsanız, temiz bir toprakla teyemmüm edin. Yüzlerinizi ve ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir zorluk vermeyi istemez. Fakat O, temizlenmenizi ve üzerinize olan nimetini tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.
7. Allah’ın size olan nimetini ve: “İşittik, itaat ettik!” dediğinizde sizden aldığı sağlam sözü hatırlayın. Allah’tan korkun. Şüphesiz ki Allah göğüslerin özünü bilendir.
8. Ey iman edenler! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şâhitler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsizliğe sürüklemesin. Adaletli olun, takvâya en çok yakın olan budur. Allah’tan korkun, çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
9. Allah, iman edenlere ve sâlih amel işleyenlere vâdetmiştir; onlara bir mağfiret ve büyük mükâfat vardır.
10. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennem halkıdırlar.
11. Ey iman edenler! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani bir kavim size ellerini uzatmak istemişti de, Allah onların ellerini sizden çekmişti. Allah’tan korkun ve müminler yalnız Allah’a güvensinler.
12. Andolsun ki Allah, İsrâiloğullarından söz almıştı. Biz onlardan oniki tane nakib (temsilci) tayin ettik. Allah şöyle dedi: “Şüphesiz ki ben sizinle beraberim. Eğer siz namazı kılar, zekâtı verir, peygamberlerime iman eder, onlara kuvvetle yardım ederseniz ve Allah’a güzel bir borç takdiminde bulunursanız; andolsun ki sizin günahlarınızı örterim ve andolsun ki sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Artık bundan sonra sizden kim inkâr yolunu tutarsa, gerçekten o dosdoğru yoldan sapmış olur.”
13. Verdikleri kesin sözü bozmaları sebebiyle onları lânetledik ve kalplerini katılaştırdık. Onlar kelimelerin yerlerini değiştirirler ve kendilerine belletilenlerin bir kısmını unuttular. İçlerinden pek azı hariç, onlardan daima hâinlik görürsün. Onları affet ve aldırma. Şüphesiz ki Allah iyilik yapanları sever.
14. “Biz hıristiyanız” diyenlerden de söz almıştık. Onlar da uyarıldıkları şeylerin bir kısmını unuttular. Bu yüzden kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin saldık. Yakında Allah yaptıklarını kendilerine haber verecektir.
15. Ey ehl-i kitap! Size Resul’ümüz geldi. Kitap’tan gizleyip durduğunuz şeylerin bir çoğunu size açıklıyor, bir çoğundan da geçiyor. Gerçekten size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap geldi.
16. Allah, rızasını arayanları onunla kurtuluş yollarına eriştirir ve onları izni ile karanlıklardan aydınlığa çıkarır, onları dosdoğru bir yola iletir.
17. “Allah Meryem oğlu Mesih’tir.” diyenler andolsun ki kâfir olmuşlardır. De ki: “Eğer Allah Meryem oğlu Mesih’i, anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmeyi dilerse, Allah’a kim bir şey yapabilecektir?” Göklerin, yerin ve ikisinin arasında ne varsa hepsinin hükümranlığı Allah’ındır. Dilediğini yaratır. Allah’ın kudreti her şeye yeter.
18. Yahudi ve hıristiyanlar: “Biz Allah’ın oğulları ve sevgilisiyiz.” dediler. De ki: “O halde neden Allah günahlarınız sebebi ile size azap ediyor?” Hayır! Siz de O’nun yarattıklarından bir beşersiniz. O dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder. Göklerin, yerin ve ikisinin arasında ne varsa hepsinin hükümranlığı Allah’ındır. Dönüş de O’nadır.
19. Ey ehl-i kitap! Peygamberlerin ardı arkası kesildiği, bir boşluk meydana geldiği sırada size Peygamber’imiz gelmiştir. Gerçekleri size açıklıyor ki, “Bize bir müjdeleyici ve uyarıcı gelmedi.” demeyesiniz. İşte size müjdeleyici ve uyarıcı geldi. Allah’ın her şeye gücü yeter.
20. Hani bir zamanlar Musa kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. İçinizden peygamberler çıkarmış ve sizi hükümdarlar yapmıştı, dünyalarda hiç kimseye vermediğini size vermişti.”
21. “Ey kavmim! Allah’ın size takdir ettiği Arz-ı mukaddes’e girin, ardınıza dönmeyin. Yoksa zarara uğrar, kaybedersiniz.”
22. Onlar şöyle dediler: “Ey Musa! Orada çok zorba bir millet var. Onlar oradan çıkmadıkça, biz aslâ girmeyiz. Eğer çıkarlarsa biz de gireriz.”
23. (Allah’tan) korkan ve Allah’ın kendilerine lütufta bulunduğu kimselerden iki adam şöyle dediler: “O zorbaların üzerlerine kapıdan yürüyün! Oradan girince muhakkak galip gelirsiniz. Eğer inanıyorsanız, ancak Allah’a tevekkül ediniz.”
24. Şöyle dediler: “Ey Musa! Onlar orada oldukça, biz aslâ oraya girmeyiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın. Biz burada otururuz.”
25. Musa: “Rabbim! Ben ancak kendime ve kardeşime söz geçirebiliyorum. Artık bizimle, yoldan çıkmış bu fâsıklar güruhunun arasını ayır.” dedi.
26. Allah: “Orası onlara kırk yıl haram kılındı. Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar. Sen, yoldan çıkmış fâsıklar güruhu için tasalanma, üzülme.” buyurdu.
27. Resulüm! Onlara Âdem-’in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat. Hani ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de, birisininki kabul edilmiş, diğerininki kabul edilmemişti. Kabul edilmeyen: “Andolsun ki seni öldüreceğim!” deyince kardeşi şöyle demişti: “Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder.”
28. “Beni öldürmek için elini bana uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmam. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”
29. “Dilerim ki, sen benim günahımı da kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın. Zâlimlerin cezası işte budur.”
30. Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü. Bu yüzden de kaybedenlerden oldu.
31. Sonra Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana! Şu karga gibi bile olmaktan âciz kaldım da kardeşimin ölüsünü örtemedim.” dedi. Bu sebeple ettiğine pişmanlık duyanlardan oldu.
32. Bunun içindir ki biz İsrâiloğullarının üzerine yazdık ki: Kim bir cana kıymamış ya da yeryüzünde bozgunculuk yapmamış olan bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Bir insanı dirilten, bütün insanlığı diriltmiş gibidir. Şüphesiz ki elçilerimiz onlara kesin delillerle geldiler. Fakat onların çoğu bu gerçeklerden sonra da yeryüzünde aşırı gitmektedirler.
33. Allah ve Resul’üne karşı savaşanların ve yeryüzünde fesad çıkarmaya çalışanların cezası ancak; ya öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, veya bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu, dünyada onlar için bir zillettir. Ahirette ise onlar için büyük bir azap vardır.
34. Ancak ele geçirmenizden önce tevbe edenler olursa, onlar müstesnâdır. Biliniz ki Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
35. Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve O’na yaklaşmaya vesile arayın. Allah yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz.
36. O inkâr edenler var ya, eğer yeryüzünde bulunan her şey ve bunların bir o kadarı daha onların olsa da, kıyamet gününün azabından kurtulmak için fedâ etseler, yine kendilerinden kabul edilmez. Onlar için pek acıklı bir azap vardır.
37. Ateşten çıkmak isterler, fakat çıkamazlar. Onlar için sürekli bir azap vardır.
38. Hırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına karşılık Allah tarafından ibret verici bir ceza olarak ellerini kesin. Allah Azîz’dir, hükmünde hikmet sahibidir.
39. Yaptığı zulümden sonra tevbe edip hâlini düzelten kimse, bilsin ki Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve merhamet edicidir.
40. Bilmez misin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsinin hükümranlığı Allah’a âittir. Dilediğine azap eder, dilediğini bağışlar. Allah her şeye kâdirdir.
41. Ey Peygamber! Kalpleri iman etmediği halde ağızları ile: “İnandık.” diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler. Sana gelmeyen bir başka topluluk lehine kulak verip casusluk yaparlar. Kelimeleri yerlerinden tahrif ederek değiştirirler. “Bu (değişik şekliyle) size verilirse alın, verilmezse sakının!” derler. Allah bir kimsenin fitneye düşmesini isterse, senin Allah’a karşı yapacak hiçbir şeyin yoktur. İşte onlar Allah’ın, kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Dünyada onlar için rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır.
42. Onlar hep yalana kulak verirler, durmadan haram yerler. Eğer sana gelirlerse aralarında hükmet, veya onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan, sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Hüküm verirsen aralarında adaletle hüküm ver. Çünkü Allah adalet yapanları sever.
43. Nasıl oluyor da senin hüküm vermeni istiyorlar? Halbuki içinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat yanlarındadır. Sonra da verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar. Onlar mümin değillerdir.
44. Doğrusu biz yol gösterici ve nurlandırıcı olarak Tevrat’ı indirdik. Kendilerini Allah’a teslim etmiş peygamberler, yahudi olanlara onunla hükmederlerdi. Rabbânîler (Rabbe kul olanlar) ve Ahbar (bilginler) de Allah’ın kitabını korumaları kendilerinden istendiği için onunla (hükmederlerdi). Hepsi de ona (Tevrat’a) şâhit idiler. O halde insanlardan korkmayın, benden korkun. Âyetlerimi değersiz olan şeylerle değiştirmeyin. Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar kâfirlerdir.
45. Biz Tevrat’da onlara şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş ve yaralar da birbirine kısastır. Her kim bağışlarsa, kendisi için kefârettir. Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar zâlimlerdir.
46. Onların izleri üzerine arkalarından Meryem oğlu İsâ’yı, ondan önce gelmiş bulunan Tevrat’ı doğrulayıcı olarak gönderdik. Ve ona, yol gösterici, aydınlatıcı olan ve önündeki Tevrat’ı tasdik eden İncil’i takvâ sahiplerine öğüt ve yol gösterici olarak verdik.
47. İncil’e tâbi olanlar, Allah’ın onda indirdikleri ile hükmetsinler. Kim Allah’ın indirdiği hükümlerle hükmetmezse, işte onlar fâsıklardır.
48. Resulüm! Sana da, kendinden önceki kitapları tasdik edip doğrulayıcı ve üzerlerine şâhit olarak bu Kitab’ı hak ile indirdik. Aralarında Allah’ın indirdiğiyle hükmet ve sana gelen hakkı bırakıp da onların hevâ ve heveslerine uyma. Sizden her biriniz için bir şeriat ve bir yol tayin ettik. Eğer Allah dileseydi, sizi bir tek ümmet yapardı. Fakat Allah size verdiği şeyde sizi denemek istedi. Öyleyse hayır işlerine koşun! Hepinizin dönüşü Allah’adır. Üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeyleri O size haber verecektir.
49. Resulüm! Aralarında Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların keyiflerine uyma. Allah’ın sana indirdiği hükümlerin bir kısmından seni saptırmalarından sakın! Eğer yüz çevirirlerse, bil ki Allah onları bazı günahlarından dolayı musibete uğratmak istiyor. İnsanların çoğu gerçekten fâsıktırlar.
50. Yoksa onlar câhiliye hükmünü mü istiyorlar? Yakîn bir bilgi ile inanan bir topluluk için, Allah’tan daha güzel hüküm veren kim vardır?
51. Ey iman edenler! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır. Şüphesiz ki Allah zâlimler gürûhunu hidayete erdirmez.
52. Kalplerinde hastalık bulunanların: “(Devir onların lehine döner de) bize bir musibet erişir diye korkuyoruz.” diyerek onların arasına koşuştuklarını görürsün. Umulur ki Allah bir fetih ya da kendi katından bir emir getirir de böylece onlar içlerinde gizledikleri şeyden (nifaktan) dolayı pişman olurlar.
53. İman edenler: “Sizinle beraber olduklarına dâir bütün güçleriyle Allah’a yemin edenler bunlar mıdır?” derler. Onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir ve hüsrana uğramışlardır.
54. Ey iman edenler! İçinizden kim dininden dönerse, Allah onun yerine ileride öyle bir millet getirir ki; Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı başları dik ve güçlüdürler. Allah yolunda cihad ederler. hiçbir kınayıcının kınamasından korkmazlar. İşte bu, Allah’ın öyle bir lütfu ihsanıdır ki, onu dilediğine verir. Allah’ın lütfu geniştir, her şeyi bilendir.
55. Sizin dostunuz ancak Allah’tır, onun Peygamber’idir ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazlarını kılan, zekâtlarını veren müminlerdir.
56. Kim Allah’ı, onun Peygamber’ini ve müminleri dost edinirse, bilsin ki galip gelecek olanlar Allah’tan yana olanlardır.
57. Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alay ve eğlenceye alanları ve kâfirleri dost edinmeyin. Eğer mümin iseniz Allah’tan korkun!
58. (Onları ezan ile) namaza çağırdığınız zaman, namazınızı alay ve eğlence konusu yaparlar. Böyle yapmaları, akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır.
59. De ki: “Ey ehl-i kitap! Sadece Allah’a, bize indirilene ve daha önce indirilenlere iman ettiğimiz için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz.”
60. De ki: “Allah katında bundan daha kötü bir cezanın bulunduğunu size haber vereyim mi? Onlar Allah’ın lânetlediği, gazap ettiği, içlerinden maymunlar ve domuzlar yaptığı kimselerle Tağut’a tapanlardır. İşte onlar mevki bakımından daha kötü olanlar ve doğru yoldan daha çok sapmış bulunanlardır.”
61. Size geldikleri zaman: “İnandık!” derler. Halbuki yanınıza kâfir olarak girip kâfir olarak çıkmışlardır. Allah onların gizlediklerini daha iyi bilir.
62. Onların çoğunun günaha, düşmanlığa ve haram yemeye koşuştuklarını görürsün. Yaptıkları şey ne kötüdür!
63. Rabbânîlerin (Rabbe kul olanların) ve Ahbar (bilginler)in onları günah söz söylemekten ve haram yemekten men etmeleri gerekmez miydi? İşledikleri sanat ne kötüdür!
64. Yahudiler: “Allah’ın eli bağlıdır.” dediler. Böyle dediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın! Lânet olsun onlara! Hayır! Allah’ın iki eli de açıktır, dilediği gibi sarfeder. Andolsun ki Rabbinden sana indirilenler, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır. Biz onların aralarına kıyamet gününe kadar düşmanlık ve kin saldık. Ne zaman savaş için bir ateş tutuştursalar, Allah onu söndürür. Onlar yeryüzünde durmadan fesat çıkarmaya koşarlar. Şüphesiz ki Allah fesat çıkaranları sevmez.
65. Eğer ehl-i kitap iman edip karşı gelmekten sakınsalardı, kötülüklerini örterdik ve onları nimet cennetlerine sokardık.
66. Eğer onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rablerinden kendilerine indirilen (Kur’an’ı) gereğince uygulasalardı; hiç şüphesiz ki hem üstlerinden hem de ayaklarının altından yerlerdi. (Her yönden nimete ermiş olurlardı). İçlerinden aşırılığa kaçmayan, mutedil bir zümre vardı, çoğunun yaptıkları ise kötü idi.
67. Ey Resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah kâfirler gürûhunu hidayete erdirmez.
68. De ki: “Ey ehl-i kitap! Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni (Kur’an’ı) dosdoğru tatbik etmedikçe, siz hiçbir şey (yol) üzerinde değilsiniz.” Andolsun ki Rabbinden sana indirilen, onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü artıracaktır. Öyleyse o kâfirler gürûhu için üzülme!
69. Şüphesiz ki iman edenler, yahudiler, sâbiîler ve hıristiyanlardan Allah’a ve ahiret gününe inanıp sâlih amel işleyenler için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.
70. Andolsun ki biz İsrâiloğullarından sağlam söz aldık ve onlara peygamberler gönderdik. Her ne zaman onlara hoşlarına gitmeyen hükümlerle bir peygamber gelmişse; bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.
71. Onlar (yapageldiklerinden dolayı) bir fitne kopmayacağını sandılar, kör oldular sağır kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul etti. Sonra yine de içlerinden bir çoğu kör oldular, sağır kesildiler. Allah onların yaptıklarını görmektedir.
72. “Allah, Meryem oğlu Mesih’tir.” diyenler gerçekten kâfir olmuşlardır. Halbuki Mesih onlara demişti ki: “Ey İsrailoğulları! Benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a kulluk edin. Kim Allah’a ortak koşarsa, muhakkak ki Allah ona cenneti haram kılar. Varacağı yer ateştir, zâlimlerin yardımcıları yoktur.”
73. Andolsun ki: “Allah üç ilâhtan üçüncüsüdür.” diyenler de kâfir olmuşlardır. Oysa tek bir ilâhtan başka ilâh yoktur. Eğer bu dediklerinden vazgeçmezlerse elbette onlardan inkâr edenlere çok acıklı bir azap dokunacaktır.
74. Hâlâ Allah’a tevbe edip, O’ndan mağfiret dilemezler mi! Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.
75. Meryem oğlu Mesih ancak bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler gelip geçmiştir. Annesi de sıddîka (çok doğru) bir kadındı. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak! Onlara delilleri nasıl açıklıyoruz? Sonra da bak ki, nasıl yüz çeviriyorlar?
76. De ki: “Allah’ı bırakıp da, size ne bir zarar ne de bir fayda vermeye gücü yetmeyen şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa Allah işitendir, bilendir.”
77. De ki: “Ey ehl-i kitap! Dininizde haksız yere taşkınlık yapıp sınırı aşmayın. Daha önce hem kendileri sapmış, hem de birçoklarını saptırarak doğru yoldan ayrılmış bir topluluğun hevâ ve heveslerine uymayın.”
78. İsrailoğullarından küfre sapanlar hem Davut’un hem de Meryem oğlu İsâ’nın diliyle lânetlenmişlerdir. Çünkü onlar isyan etmişler, sınırı aşmışlardı.
79. Onlar birbirlerini yaptıkları kötülüklerden vazgeçirmeye çalışmazlardı. Yapageldikleri şey ne kötü idi!
80. Onlardan bir çoğunu, kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendileri için öne sürdüğü şey ne kötüdür! Allah onlara gazap etmiştir ve onlar azap içinde ebedî kalacaklardır.
81. Eğer onlar Allah’a, Peygamber’e ve ona indirilene (Kur’an’a) inanmış olsalardı, onları dost edinmezlerdi. Fakat onların çoğu yoldan çıkmış fâsıklardır.
82. Andolsun ki insanların içerisinde, müminlere en şiddetli düşman olarak yahudileri ve Allah’a şirk koşanları bulursun. Onların, iman edenlere sevgi bakımından en yakın olanlarını da: “Biz hıristiyanız.” diyenleri bulursun. Çünkü onların içlerinde keşişler ve rahipler vardır, onlar büyüklük taslamazlar.
83. Peygamber’e indirileni dinledikleri zaman; hakkı tanıdıklarından ötürü gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Derler ki: “Rabbimiz! Biz iman ettik, bizi de şâhit olanlarla beraber yaz!”
84. “Rabbimizin bizi sâlihler zümresi arasına katmasını umarken, neden Allah’a ve bize gelen hakikate inanmayalım?”
85. Bu sözlerinden dolayı Allah onlara altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler verdi. Güzel hareket edenlerin mükâfatı işte budur.
86. Kâfir olanlar ve âyetlerimizi yalanlayanlar var ya! İşte onlar cehennemliklerdir.