Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AK Parti Bursa İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında Taksim Gezi Parkı ve çevresinde yaşanan olaylara ilişkin şu mesajları verdi:
"İçişleri Bakanlığımız, olaylar sırasında aşırı bir şiddet kullanılıp kullanılmadığını veya samimi insanlara bir zarar verilip verilmediğini teftiş veya bir soruşturma başlatmak suretiyle araştırma noktasına gelmiştir.
Kaldı ki dün, zannediyorum İstanbul 6'ncı İdare Mahkemesi olacak, acilen verdiği bir kararla buradaki yapılaşmanın yürütmesinin durdurulmasına karar vermiştir. Mahkemenin kararını doğrusu yerinde ve isabetli buluyorum.
İdare, bu mahkeme kararına uymak zorundadır. En azından burada ne yapılıyor, ne yapılmak isteniyor, topluma en güzel şekliyle anlatılmalıdır.
Görüntüler kötü ve yanlış
Dünkü görüntüler fevkalade zor görüntülerdir, kötü görüntülerdir, yanlış görüntülerdir. Bu gösteriler sırasında zarar gören çevreye duyarlı insanlarımız vardır. Onlar adına çok üzüldüğümü ve onlara 'geçmiş olsun' dileklerimi ifade etmek istiyorum.
Maalesef aralarına katılan birtakım provokatörlerin meseleyi farklı bir boyuta çekmek istemeleriyle istenmeyen görüntüler meydana gelmiştir.
Milletimizin sağduyusuna güveniyoruz
Türkiye provokasyonlara açık bir memleket haline getirilmek isteniyor. Reyhanlı'da yaşanan da budur, Cilvegözü'nde olan da budur. Birtakım haberlerin arka planında birtakım istihbarat örgütlerinin, birtakım ajan provokatörlerinin olduğunu bilmeliyiz. Milletimizin sağduyusuna güveniyoruz. Milletimizin bu konularda daha büyük hassasiyet göstereceğine de inanıyoruz.
"Özür diliyorum" demesinde...
Belediye, Kültür Bakanlığı veya bu işte sorumlu olan birimlerin, İstanbul halkına bir borcu var. O borç da şudur; 'Biz Taksim'in yayalaştırma çalışmaları içerisinde Gezi Parkı'nda şunu yapmak istiyoruz, bunu yaparken ağaç katliamı yapmayacağız, burada tekrar park olmaya devam edecek veya buradan sökülecek ağaçların bir başka yerde hayat bulacağının size teminatını veriyorum, sizin duyarlılığınızı paylaşıyorum, bu paylaştığımız konuda olan bitenlerden de özür diliyorum' demesinde, toplumsal barış açısından büyük fayda olduğunu düşünüyorum.
İftira...
Güya oraya yapılacak AVM'de benim oğlumun da ortaklık payı varmış da biz o yüzden tepki gösteriyormuşuz. Bundan daha büyük bir iftira, bundan daha büyük bir ahlaksızlık düşünemiyorum.
Cevabını verdik ama internet dünyasındaki bu tür yalan ve iftiralarla insanların samimi duygularını tahrik etmeye çalışanları kınıyorum ve lanetliyorum. Benim bir tane oğlum var, o da bir firmada ücretli olarak çalışıyor. Babası olarak benim, evladım olarak da onun maaşından başka bir geliri yok. Çok şükür bu bizim iftiharımızdır."
Gülen ile ABD'deki görüşmesi
Arınç, bir gazetecinin sorusu üzerine de son ABD gezisinde Fethullah Gülen'i ziyaret ettiğini ve bununla ilgili intibalarını, TRT Türk kanalındaki televizyon programında açıkladığını vurguladı.
Gülen ile 3 saate yakın pek çok konuda konuştuklarını ifade eden Arınç, "Biz muhterem hocaefendiyi, bir partinin kalıpları veya kimliği içerisine hiçbir zaman koymadık, koymayı da düşünmeyiz. Ona 'AK Partili' gözüyle bakmak büyük bir haksızlık olur. Çünkü herhangi bir siyasi partiye inanan, ona güvenen insanların da Sayın Gülen'den istifade etme hakları var" dedi.
3'üncü boğaz köprüsü
İstanbul'daki 3'üncü boğaz köprüsüne, "Yavuz Sultan Selim" adının verilmesi tartışmalarına da değinen Arınç,"3'üncü köprünün adının Yavuz Sultan Selim olarak açıklanmasından bizim iftihar etmemiz lazım. Çünkü Yavuz Sultan Selim, Osmanlı döneminin en büyük hakanlarından birisidir" değerlendirmesinde bulundu.