Eynez bölgesindeki maden ocağında hayatını kaybedenlerin evinde yas var. Soma'daki madende hayatını kaybeden ve dün toprağa verilen 29 yaşındaki İsmail Coşkun'un da Kırkağaç'taki baba evi hüzünlü. Evin bulunduğu sokağa Türk bayrakları asıldı.
İsmail Coşkun, 5 yıl önce Hüsniye Coşkun'la evlenmiş, 14 ay önce de baba olmuştu. İlk oğluna "Halil Mert" adını veren Coşkun, gelecek ay ikinci oğlunu kucağına almayı hayal ediyordu.
"Eski iş yerine kızdı madene girdi"
Coşkun'un asıl mesleğinin mobilyacılık olmasına rağmen, sigortasının düzenli yatırılması için 8 yıl önce madende çalışmaya başladığı belirtildi. Kardeşi Recep Coşkun, ağabeyinin daha önceki iş yerinde 3 ay çalışmasına rağmen 28 günlük sigorta primi yatırdıkları için kızdığını, öfkeyle madene girdiğini anlattı.
Coşkun, ağabeyinin kolunda, madende taş düşmesi nedeniyle yara olduğunu, kendisine "doktora göster, birkaç gün işe gitme" dediğini ifade ederek, "Doğumu çok düşündü. Böbrek hastalığı nedeniyle 6 gün rapor almıştı. (6 gün gidemedim bu ay böbrek ağrısından) dedi" diye konuştuğunu, gidemediği günler için maaşından kesinti yapılmaması için doktora gitmediğini anlattı.
Ağabayinin gelecek ay ikinci kez baba olacağını kaydeden Recep Coşkun, kazadan beş gün önce İsmail Coşkun'un doğacak bebeği için biberon, bez gibi ihtiyaçlarını temin ettiğini söyledi. Recep Coşkun, "(İsmini Berkay koyalım, güzel isim) dedi. Ben de 'sen bilirsin kardeşim' dedim" dedi.
"Diğer çocuğumu madene göndermem"
Baba Halil Coşkun ise diğer oğlunun işsiz olduğuna dikkati çekerek, "Maden ocağına göndermem diğer oğlumu. Göndermem... Tamam, bizden gidecek yok artık. Torunum dahi olsa göndermem. Soğan ekmek yerim göndermem. Kimseye de aman demem. Kimseden yardım talep etmem" diye konuştu.
Gazeteci Özdil'in sözleri aileleri üzdü
Gazeteci Yılmaz Özdil'in bir televizyon programında Soma'daki maden faciasıyla ilgili yaptığı değerlendirmeyi de eleştiren baba, şunları söyledi:
"Yılmaz Özdil televizyona çıkmış 'Bunlara lanet olsun' demiş. Biz bundan şikayetçiyiz. Bu, bütün dünyanın yüz karasıdır. Bu nasıl laf, bu milletimin yüreği yanıyor, böyle bir kelime olur mu? Hepimiz insanız. İnsan insanın değerini bilir. Lanet okumak ne demek? Gerekeni yapsınlar, sayın başbakana söylüyorum, bütün dünya duysun."
İsmail coşkun halası Nurhayat Pehlivan da "Yetkililerden rica ediyorum, gazetecimizin birisi demiş ki bu demiş millete müstahak. Bizim acımız zaten büyük, yetkilerden rica ediyorum, bu kimse gereken yapılsın. Bizim içimiz yanıyor, ciğerimiz yandı" dedi.
Anne Sevim Coşkun ise oğlu adına yardım toplandığını belirterek, "Çocuğu kullanılarak toplanan yardımlardan 5 kuruş gelmediğini" ifade etti. Anne Coşkun, kalan tek oğlu için de iş talebinde bulundu.
yenişafak