Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Brut internet sitesine polis şiddetine ve gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Başkent Paris'in Republique Meydanı'nda 23 Kasım'da barınmaya çalışan sığınmacıların polis tarafından tahliyesi edilmesinin doğru olduğunu savunan Macron, sığınmacıların tahliye edildikten sonra barınacağı yerlere yerleştirildiğini söyledi.
Macron, tahliye sırasında polislerin "hatalı" davranışlarda bulunduğunu, bunun haklı gerekçesi olamayacağını belirtti.
Polisin topluma örnek olması gerektiğini ifade eden Macron, Paris'te geçen hafta tartışmalı güvenlik yasa tasarısına karşı yapılan protesto eyleminde polise yönelik şiddetin de kabul edilemez olduğunu aktardı.
Macron, "Şiddete başvuran polisler var. Bunun cezalandırılması gerekiyor. Fransa'da toplumda da şiddet ve ırkçılık var. Bu bir gerçek." ifadesini kullandı.
Hazirandan itibaren görev sırasında polisin üzerlerinde kamera bulunduracağını vurgulayan Macron, ayrımcılıkla mücadele için gelecek aydan itibaren bir platformun oluşturulacağını, böylece ayrımcılığa uğrayan kişilerin şikayette bulunabileceğini kaydetti.
Macron, ayrımcılıkla mücadele konusunda verdiği taahhütlerini yerine getiremediğini itiraf etti.
"Ten rengi beyaz olmayan kişilerin (polis tarafından) daha fazla kontrol edildiği doğru." diyen Macron, Paris'te polisin Afrika kökenli müzik yapımcısını şiddet uygulamasının kabul edilemez olduğunu vurguladı.
Güvenlik yasa tasarısı
Güvenlik yasa tasarısının 24. maddesine değinen Macron, gazetecilerin ve vatandaşların görevde olan polis ve jandarmanın görüntülerini çekebileceğini ve yayımlayabileceğini belirterek, "(Görüntülerin yayımlanması) Fransa'da yasaklanırsa (örneğin) Belçika veya İtalya'dan yayımlanır. Gerçek bu." dedi.
Macron, söz konusu maddenin polisi korumayı hedeflediğini aktardı.
Son dönemde uluslararası basında kendisine yönelik yapılan eleştirileri önemsediğini belirten Macron, bu yasa tasarısı hakkında basında yanlış bilgilerin paylaşıldığını savundu.
Macron, ülkesinin gösteri ve basın özgürlüğünü riske atmadığını kaydetti.
"Bugün durum tatmin edici değil. Ama Fransa'yı otoriter bir devlet yapan şey bu değil. Macaristan ya da Türkiye değiliz." ifadesini kullanan Macron, ülkede özgürlüklerin sınırlandırılmadığını savundu.
Macron, gazetecinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Macron ile Fransa çok çok tehlikeli bir dönemi yaşıyor. Temennim odur ki bir an önce Macron belasından Fransa kurtulsun." şeklindeki açıklamasına ilişkin soru üzerine, "Kişileri doğrudan hedef alan açıklamalara cevap vermiyorum." dedi.
Fransa'nın yurt dışında eleştirildiğini kaydeden Macron, "Yakın dönemde bizim kadar ifade özgürlüğünü savunan ülke olmadı." ifadesini kullandı.
Macron, İslam karşıtı tutumunu eleştiren İngiliz basınına tepki gösterdi.
Macron, "Erdoğan'ın Türkiye'sine karşı ifade özgürlüğünü yeteri kadar savunmadık. Erdoğan'ı ve hükümeti halkında ayırıyorum. Türk halkı, büyük özgürlük halkıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Emmanuel Macron, ülkede "İslamcı ideolojiyle" mücadele etmek istediklerini savundu.
Macron, tarihçi Benjamin Stora'nın "sömürge tarihi ve Cezayir Savaşı" ile ilgili araştırma yaptığı ve bu çalışmaların tamamlanması gerektiğini belirtti.
"Fransa'nın İslam'la sorunu yok"
Bazı ailelerin Arapçayı bilmesinin Fransa için bir şans olduğunu ifade eden Macron, "Fransa'nın İslam'la sorunu yok. Fransa'nın İslam'la uzun ilişki bulunuyor. Kur'an'ı ilk tercüme eden ülkelerdeniz." dedi.
Macron, ülkesinin siyaset ile dini birbirinden ayırdığını ve dünyada birçok ülkenin bunu anlamadığını savundu.
Ülkede tüm dinlerin eleştirilebileceğini belirten Macron, ülkede Hristiyanlığın İslam'dan daha çok eleştirildiğini iddia etti.