Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon araştırmalarına yönelik, Türkiye'nin kendi kıta sahasında daha önce de yaptığı gibi tamamen teknik, bilimsel çalışmalar yaptığını ifade eden Akar, "Kendi hakkımız çerçevesinde bunu kullanıyoruz. Burada herhangi bir şekilde tahrik söz konusu değil. Bunu daha önce de yaptık, Oruç Reis'de de bunu yapıyoruz. Kendi haklarımızı kullanmamızın bir uzantısı bu. Şu anda Oruç Reis ilgili bakanlık tarafından planları çerçevesinde limana alındı ama aynı anda diğer gemilerimiz kendi bölgelerinde çalışmalarını sürdürüyor. Bizim çalışmalarımız planlı, programlı, açık, şeffaf, mevcut hakların kullanılmasından ibaret." ifadelerini kullandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Türkiye karşıtı açıklamalarına ilişkin ise Akar, Türkiye'nin barıştan, diyalogdan yana olduğunu ve bu konuda gayret gösterdiğini bildirdi. Bununla birlikte Türkiye'nin hak ve hukukunu da kullanmaya devam edeceğini belirten Akar, şunları söyledi:
"Sayın Macron kendi problemlerini örtbas etmek için birtakım roller peşinde koşuyor. Binlerce kilometreden gelip Doğu Akdeniz'de kendisine bir rol kapmaya çalışıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Biz kendi hakkımızı, hukukumuzu koruyoruz ve her zaman komşumuz Yunanistan ile görüşmeye, diyaloğumuzu sürdürmeye hazır olduğumuzu belirttik, belirtmeye devam ediyoruz. Diğer taraftan çeşitli şekillerde sık sık yaptırımlardan bahsetmek de bir tehdit dilidir. Gerginliği artırmaktan başka bir şeye yaramıyor. Çözüme değil çözümsüzlüğe katkı sağlıyor bu olaylar. Avrupa Birliği'nin burada bir kural koyma, kuralları değiştirme, sınırları belirleme gibi bir yetkisi söz konusu değil. Bunların bilinmesi, görülmesi lazım. Burada hakkı, hukuku kendimize göre değil, evrensel hukukun tüm kurallarına uymamız lazım. Sayın Macron buradaki problemlerin üzerine benzin döküyor. Bu da çözümü uzattıkça uzatıyor. Hayal gören Macron'un kendisi. İki yüzyıl önce ölen Napolyon'un rolünü kapmaya çalışıyor ama buna gücünün ve boyunun yetmeyeceğini hep beraber görüyoruz. "
Türkiye'nin Akdeniz'e yaklaşık 2 bin kilometre kıyısı olduğuna vurgu yapan Akar, Yunanistan'ın Ege'de uluslararası hukuka aykırı olarak bazı adaları silahlandırdığını aktardı.
Bunların arasında Meis'in de bulunduğunu ifade eden Akar, "Bu uluslararası hukukun, ülkeler arasındaki anlaşmaların ihlali değil de nedir? Bu, bize bir tehdit değil de nedir? Bu iyi komşuluk ilişkilerine karşı bir darbe değil de nedir? Bunların hepsi gözardı ediliyor ve Yunan komşularımız bencil şekilde kendi haklarından bahsediyorlar. Hiçbir şekilde bize hak tanımamak gibi bir eğilimleri var. Bunun olması mümkün değil. Biz tekrar tekrar hakkımızı, hukukumuzu ortaya koyuyor ve bunlara saygı gösterilmesini bekliyoruz" diye konuştu.
NATO Karargahı'ndaki görüşmeler
Akar, Türkiye'nin sorunların uluslararası hukuka uygun, diyalogla çözümünden yana olduğunu belirterek, NATO Karargahı'nda Türk ve Yunan askeri heyetleri arasındaki görüşmelere ilişkin, "NATO Genel Sekreteri görüşme talep ettiğinde ilk 'evet' diyen biz olduk. Bu görüşmeleri, toplantıları da sonuna kadar destekliyoruz. Dördüncüsü yapıldı. Daha önceki bu tür girişimlerde ve şu anda da yine Yunan komşularımız isteksiz ve birtakım ön koşullar koymak suretiyle bu konuları yavaşlatıyorlar. Biz bu toplantıların gerçekleşmesini sonuna kadar destekliyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin her zaman diyalog ve iyi komşuluk ilişkilerinden bahsettiğini ifade eden Akar, şunları kaydetti:
"Fakat siz bizim haklarımızı çiğnerseniz, bunu da çiğnetmez, oldubittilere müsaade etmeyiz diyoruz. Bu hiçbir şekilde tehdit olarak algılanmamalı. Biz herhangi bir şekilde emperyalist bir hayal içinde değiliz, biz burada hakkımızı, hukukumuzu koruyoruz. 83 milyonluk halkımızın, 780 bin kilometrekarelik Türkiye Cumhuriyeti devletinin hakkını, hukukunu korumakla görevliyiz. Bunun görülmesi, anlaşılması lazım. Özellikle üçüncü tarafların, ülkelerin tarafsız olarak, objektif olarak bunu görmesi lazım. Yansız şekilde bakıldığında ortadaki problemin ne olduğunu anlamak gerçekten basit. Fakat Avrupa Birliği ve Macron başta olmak üzere bu konularda son derece yanlı, önyargılı, taassupla yaklaşıyorlar. Dolayısıyla bunlar çözüme değil, çözümsüzlüğe katkı sağlıyor. Gerçekten biz diyalog, diplomasi istiyoruz. Görüşelim, tartışalım ve problemlerimizi kimsenin tahrikine meydan vermeden kendi başımıza çözelim istiyoruz. Biz medeni iki komşu olarak problemlerimizi konuşarak, diyalog yoluyla, diplomasiyle çözmeye çalışıyoruz. "
Akar, Türkiye ve Yunanistan arasındaki güven artırıcı önlemlerin görüşüldüğü toplantıların ikisinin Atina birinin de Ankara'da yapıldığını hatırlatarak, dördüncü toplantı için Yunan heyetini Ankara'ya beklediklerini de sözlerine ekledi.