Lübnan Başbakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Mikati'nin ülkenin güneyinde yaşanan gelişmelerin takip edilmesi için evinde bakanlarla toplantı gerçekleştirdiği belirtildi.
Lübnan'ın öncelikli hedefinin İsrail saldırılarının durdurulması ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararının "tam bir şekilde" uygulanması olduğuna işaret edilen açıklamada, Başbakan Mikati'nin sabah tırmanan gerginliğin durması için "Lübnan'ın dostlarıyla" bir dizi temaslarda bulunduğu ifade edildi.
Açıklamada, Lübnan'ın Gazze'de ateşkes sağlanması için sürdürülen uluslararası çabalara destek verdiği vurgulandı.
Lübnan'ın ilgili uluslararası örgütler ve acil durum planının uygulanması için sivil toplum kuruluşlarıyla iletişim halinde olduğuna yer verilen açıklamada, toplantıda çatışma bölgelerinde acil durum hücreleri, yakıt, gıda, barınma ve sağlık gibi acil durum hizmetlerine ilişkin durumun ele alındığı kaydedildi.
İsrail ordusu, Hizbullah'ın İsrail'i hedef almayı planladığını iddia ederek Lübnan'a "önleyici saldırı" başlattığını duyurmuştu.
Bunun ardından Hizbullah, 30 Temmuz'da Beyrut'ta üst düzey komutanlarından Fuad Şükür'e düzenlenen suikasta karşı İsrail'e misilleme saldırısı başlattığını açıklamıştı.
Hizbullah, misilleme saldırısında 320 roketin yanı sıra bir dizi insansız hava aracıyla (İHA) İsrail ordusuna ait noktaların hedef alındığını ifade etmişti.
İsrail ordusu, Lübnan'a bu sabah düzenlediği saldırılara 100 kadar savaş uçağının katıldığını ve İsrail'in merkezini vuracak şekilde konumlanan füze rampalarından 40'ının vurulduğunu öne sürmüştü.
- BMGK'nin 1701 sayılı kararı
BM Güvenlik Konseyinin 1701 sayılı kararı, İsrail'in Mavi Hat'tın gerisine çekilmesini ve bu hat ile Lübnan'daki Litani Nehri arasındaki bölgenin silahsızlandırılmasını, burada sadece Lübnan ordusu ve Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Barış Gücüne (UNIFIL) ait silah ve askeri araç gerecin bulundurulmasını öngörüyor.
Lübnan'ın güneyindeki Litani Nehri ve İsrail ile sınır olarak belirlenen Mavi Hat arasındaki neredeyse tüm bölgeler 2000 yılından bu yana Hizbullah'ın güçlü askeri nüfuzu altında bulunuyor.