LGBTi’nin hedefi çocuklar

Toplum ahlakını bozup insan neslini yok etmek amacıyla karanlık küresel güçler tarafından desteklenen eşcinsellik ve cinsiyetsizlik aracı LGBTi, çocukları istismar ediyor. Avrupa ve ABD’de çocukları hedef alan sapkınlar, Türkiye’de de kendilerine alan açmaya çalışıyor.

ÖZLEM DOĞAN

Küresel güçlerin destekleyip tüm dünyaya empoze ettiği LGBTi sapkınlığı toplumların ahlakını bozmaya devam ediyor. Tüm semavi dinler tarafından yasaklanan ve lanetlenen lezbiyen, gay, biseksüel, transgender ve interseks sapkınlarının bir araya geldiği LGBTi’nin insan neslini bozmaya yönelik eylemleri Türkiye’de de başta CHP ve HDP olmak üzere bazı kesimlerden de destek görüyor. Sözde onur yürüyüşü adı altında çirkin davranışlar sergileyen LGBTi bireylerine toplumun genelinden tepki yapıyor. Özellikle Avrupa ve ABD’de de çocukları hedef alan LGBTi, anaokullarından itibaren henüz kendini tanımayan küçük zihinlere zehrini boşaltıyor.

LGBT sapıklığı her yerde

Toplum ahlakını bozmak isteyen küresel güçlerin fonladığı LGBTİ’nin desteğini alan sanat ve yayın dünyası da çocukları görsellerle zehirlemeye çalışıyor. Yapı Kredi Yayınları'nın Garfield isimli kitabındaki bir görselde "Üzgünüm başka gezegenden olanla çıkmıyorum" ifadesiyle birlikte "O haftasonu cinsiyet değiştirmek için ameliyat oluyorum" sözleri olayın vahametini gözler önüne seriyor. Yine aynı yayın evinin “Kız Çocuk Hakları Bildirgesi” ve “Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi” kitaplarında da hem erkek hem kız çocuklar için, “İstedikleri kişiyi sevme hakkı vardır: Kız ya da erkek” ifadesi kullanılarak çocuklara eşcinsellik propagandası yapılıyor. Son dönemde çekilen televizyon dizileri ve filmlerinde de mutlaka eşcinsel bir karaktere yer veriliyor.

Avrupa’da durum içler acısı

LGBTi ahlaksızlığı sınır tanımıyor. Özellikle Avrupa’da 7-8 yaşında küçük çocuklar sözde onur yürüyüşünde büyüklere dahi yakışmayacak tarzda giyimleriyle cinsel içerikli danslar ediyor, küçük erkek çocukları pedofili LGBTi’liler tarafından istismar ediliyor. Anaokullarında küçücük dimağlara eşcinsellik propagandası yapılıyor. Los Angeles’ta cinsel obje olarak en öde yürütülen trans çocuklara New York’ta kadın kılığında dans eden küçük erkek çocuklarını alkışlayan sapkınlar alkış tutuyor. Warrington’daki bir anaokulunda eşcinselliğin iyi bir şey olduğunu aşılayan sapık öğretmen, çocuklara bir erkeğin ağzından başka bir erkeğe aşk mektubu yazdırdığı için LGBTi’den ödül almış. Dünyaca ünlü ayakkabı ve çanta firması ELLE ise kadın kılığındaki 8 yaşındaki erkek çocuğuna sponsorluk yapıyor.

Amaç pedofili ve ensesti yaygınlaştırmak

LGBTi’nin dünya genelinde yaptığı paylaşımlarda kullandığı çoğu argüman çocuklardan oluşuyor. Yürüyüşlerinde en önde küçük çocukları yürüten LGBTi ve destekçilerinin propaganda reklamlarında da kasıtlı olarak çizgi karakterler ve kuklalar kullanılıyor. Özellikle 6-15 yaş arasını hedef alan sapıkların bir başka çıkış noktası da birçok habere konu olduğu gibi eşcinsel oğlunun çocuğunu doğuran öz anneleri. Uzmanlar eşcinselliğin pedofili ve ensestin artmasında en önemli etken olduğunu ifade ediyorlar.

Yaptıkları küresel saldırganlık

LGBTi bireylerin de kendi ülkelerinde her vatandaşa tanınan haklara sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, “Dünyanın hiçbir yerinde cinsel tercih üzerinden bir grup, topluluk ve vatandaşlık oluşmaz. Eşcinsellerin Kuran’da lanetlenmiş olduklarına inanan biri olarak insanlar kimsenin görmediği yerlerde canları ne istiyorlarsa yapabilirler. Hesabını Allah’a verirler fakat LGBTi’nin yaptıkları küresel saldırganlıktır. Çocukların eğitiminden birinci derecede aileler sorumludur. Sırf LGBTi’nin toplumlara dayattığı tercihleri yüzünden çocuklarımızın onlar gibi olmalarından korkuyoruz” dedi.

LGBTi’nin toplumda yürüyüş ve reklam yaparak yaşam tarzını halka dayatmaya çalıştığını vurgulayan Sofuoğlu, “Buna rağmen toplumun duyarsızlığı da tedirgin edici. Herkes kendi çocuğuna baksın; kim çocuğunun ya da torununun LGBTi birey olmasını ister! Avrupa ve ABD’de yaşanan bu hızlı artış bizi tedirgin etmeli. İnsanlar LGBT denen sapkınlığın kendisine yanaşamayacağını düşünüyor ama bu felaketi daha iyi anlamak için akrabalarınızdan birinin böyle sapkın bir ilişki içerisinde olduğunu düşünürseniz gerekli tepkiyi verirsiniz” diye konuştu.

Tehlike uzakta değil, kapımızda

Karanlık güçlerin insanlık nüfusunu bitirmek amacıyla LGBTi’yi yaygınlaştırmaya çalıştığını belirten Sofuoğlu, LGBTi’nin hedefinde sadece yetişkinler değil, çocukların da olduğunu söyledi. Sofuoğlu, “Cinsel ilişkinin şahıslar arasında kalması gerekirken alenileştirip teşvik etmeye çalışıyorlar. Bu büyük tehlike uzakta değil, kapımızda. Bu sapkınların isteklerini özgürlük kapsamında değerlendirmeye kalkarsak baba kız, anne oğul ve kardeşlerin de ensest cinsellik kararını kişisel tercih olarak mı görmemiz gerekecek. Bu imkânsız” ifadelerini kullandı.

Eşcinsellik yaratılışa aykırı bir sapkınlıktır

LGBTi’nin özgürlük kapsamında değerlendirilemeyeceğini ifade eden İlahiyatçı Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın, eşcinselliği yaratılışa aykırı bir sapkınlık olarak nitelendirdi. Aydın, “Özellikle cinsel davranış alanında toplum ahlakına ters yollara sapma durumudur. Bu davranışları gösterenler fıtrata aykırı hareket eden sapıklardır. Eşcinsellik dinimizde açık ve net olarak yasaklanmıştır, tevile yer bırakmayacak şekilde Kuran’da belirtilmektedir. Eşcinsellik aileyi yok etmektedir. LGBTi bireyler yüzünden Batı’da aile kurumu çökmüştür. ‘İsteyen istediğini yaşasın, sınırsız özgürlük istiyoruz’ diyenlere de biz de bu davranışlarının sapkınlık olduğunu söyleme hakkına sahibiz” açıklamalarında bulundu.

Sosyal platformlar incelenmeli

Kadın ve erkeğin yaradılışındaki farklılıkları ortadan kaldıran anlayışların huzur getirmeyeceğini belirten YEKDER (Yaygın Eğitim ve Kültür Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Özgür, “Yaratıcının iradesini yok sayan, insanın fıtratını bozan ve onu tek tipleştiren yaklaşımlar eğitimin hangi kademesinde karşımıza çıkarsa çıksın asla kabul edilemez” dedi. Kutsal değerleri çiğneyen, aile gibi bir müesseseyi ortadan kaldıran bir düşüncenin toplumu felakete sürükleyeceğini kaydeden Özgür, “Özellikle gençlerin günlük hayatta sıkça maruz kaldığı yazılı, görsel ve işitsel unsurların dikkatli bir şekilde incelenerek gerekli tedbirlerin alınmasına ihtiyaç vardır” uyarısında bulundu.