Lenin, Rus İmparatorluğu'ndaki 1917 Ekim Devrimi'nde liderlik etti ve ardından Sovyetler Birliği'nin kurulmasında önemli bir rol oynadı. Leninizm, Marksizm'in temel prensiplerini benimser ancak Lenin'in özgün katkıları ve revizyonlarıyla ayırt edilir. İdeoloji, sosyalizmi inşa etme ve devrim sonrası devletin örgütlenmesi konusunda Lenin'in düşüncelerine dayanır.
LENİNİZMİN TEMEL AMACILeninizm, Sovyetler Birliği'nin kurulmasından sonra devlet ideolojisi haline geldi ve dünya çapında birçok komünist parti tarafından benimsendi. Ancak, Lenin'in ölümünden sonra, bu ideoloji farklı yorumlara ve varyasyonlara uğradı. İşte leninizmin temel amacı;
Proletarya Diktatörlüğü: Leninizm, devrim sonrasında işçi sınıfının devletin kontrolünü ele geçirmesi gerektiğini öne sürer. Bu, proletarya diktatörlüğü olarak adlandırılır ve kapitalist sınıfın etkisinin ortadan kaldırılması için bir ara aşama olarak kabul edilir.
Sosyalizmin İnşası: Leninizm, proletarya diktatörlüğü altında sosyalist bir toplumun inşa edilmesini hedefler. Bu, toplumsal üretim araçlarının kolektifleştirilmesini, sınıf farklılıklarının azaltılmasını ve sosyalist ekonominin geliştirilmesini içerir.
Emperyalizm Eleştirisi: Lenin, kendi dönemindeki emperyalizmi Marksizm'e ekleyerek, emperyalizmi kapitalizmin en yüksek aşaması olarak tanımlamıştır. Bu, kapitalist devletler arasındaki rekabetin ve sömürgecilik eğilimlerinin vurgulanmasıyla birlikte, anti-emperyalist bir bakış açısını içerir.
Parti Örgütlenmesi ve Merkeziyetçilik: Lenin, devrimin liderliğini güçlü ve disiplinli bir partiye vermenin önemine vurgu yapar. Parti örgütlenmesinde merkeziyetçilik, Leninist partinin etkin bir şekilde örgütlenmiş ve merkezi kontrol altında olmasını öngörür.
Köylü İttifakı: Leninizm, özellikle Rusya'daki özel koşullar göz önüne alındığında, işçi sınıfı ile kırsal bölgelerdeki köylüler arasında bir ittifak kurulması gerektiğini savunur. Bu, kırsal alanlardaki köylülerin devrim sürecinde oynadığı rolü vurgular.
LENİNİZM İLE MARSİZM ARASINDAKİ FARKLeninizm, Vladimir Lenin'in önderliğindeki Rus devrimi ve Sovyetler Birliği'nin kuruluşu sürecinde ortaya çıkan bir ideolojidir. Ancak, Marksizm ile Leninizm arasında birkaç temel fark bulunmaktadır. İşte Leninizm ile Marksizm arasındaki fark;
Proletarya Diktatörlüğü ve Devrimin Önderliği: Lenin, devrim sürecinde işçi sınıfının devletin kontrolünü ele geçirmesi gerektiğine inanıyordu. "Proletarya diktatörlüğü" terimini kullanarak, Marksizm'in devrimin ardından ortaya çıkan devletin karakterini daha vurgulu bir şekilde belirtti. Ayrıca, devrimin önderliğinde öncü bir partiye duyduğu inanç, Leninizm'in temel öğelerinden biridir.
Parti Örgütlenmesi ve Merkeziyetçilik: Lenin, parti örgütlenmesine ve merkeziyetçiliğe vurgu yaparak, devrimin başarılı olabilmesi için güçlü ve disiplinli bir parti örgütlenmesinin gerekliliğine inanıyordu. Bu, Leninist partinin elit bir önderlikle donatılmasını içeriyordu.
Emperyalizm ve Kapitalizmin En Yüksek Aşaması: Lenin, kendi dönemindeki emperyalizmi Marksizm'e ekleyerek, emperyalizmi kapitalizmin en yüksek aşaması olarak tanımladı. Bu, kapitalizmin uluslararasılaşma ve emperyalist eğilimleri daha önceki Marksist teorilerde bulunmayan bir vurgu oluşturmuştur.
Revolüsyon Stratejisi ve Köylülerin Rolü: Lenin, kendi dönemindeki Rusya'nın koşullarına uygun olarak köylülerin rolünü ve devrim stratejisini revize etmiştir. Bu, özellikle kırsal alanlardaki köylülerin devrimci süreçte oynadığı rol konusunda Marksizm'den ayrılmıştır.
Bu faktörler, Leninizm'in Marksizm'den ayrılan öne çıkan yönleridir. Ancak, unutulmamalıdır ki, Leninizm, Marksizm'in temel prensiplerini sürdürmekte ve Marksizm'i kendi koşulları içinde revize etmektedir. Lenin, Marksizm'i kendi dönemi ve koşullarıyla uyumlu hale getirme çabası içindeydi.