Kuveyt Vakıflar Bakanlığı tarafından hazırlanan "Mescid-i Aksa kalplerimizde" başlıklı hutbede, Harem-i Şerif'in dindeki konumu ve yerine işaret edilerek, "Aksa için kanlar feda olsun" denildi.
Mescid-i Aksa'nın Müslümanların ilk kıblesi olduğuna, kalplerde sevgisinin bulunduğuna işaret edilen hutbede, Hazreti Muhammed'in gece yürüyüşünü Mescid-i Aksa'ya yaptığı ve miraca buradan yükseldiği hatırlatıldı.
Hutbede, Allah'ın başta Mescid-i Aksa ve Kudüs olmak üzere Biladi'ş Şam'a (Filistin, Ürdün, Lübnan ve Suriye toprakları) eşsiz özellikler verdiği, temiz, kutsal ve seçkin kıldığı belirtildi.
İsrail polisi, 14 Temmuz Cuma günü Mescid-i Aksa'da silahlı saldırıda bulunduğunu iddia ettiği 3 Filistinliyi öldürmüş, olayda yaralanan 2 İsrail polisinin ise kaldırıldıkları hastanede öldüğünü açıklamıştı.
Olayın ardından Mescid-i Aksa'yı ibadete kapatan İsrail güçleri, Harem-i Şerif'in iki kapısını pazar günü açmış, ancak kapılara metal arama dedektörleri yerleştirmişti.
İsrail, Mescid-i Aksa'nın kapılarına kurduğu metal detektörler vasıtasıyla Aksa Vakfı tarafından kontrol edilen Harem-i Şerif'te egemenlik sağlamak istiyor. Filistin halkı, metal detektörlerin güvenlik gerekçesiyle değil, Aksa üzerinde hakimiyet kurma amaçlı olduğunu düşünüyor. İsrail'in, Aksa'yı yönetme hakkını resmi olarak tanıdığı Aksa Vakfına danışmadan attığı bu tek taraflı adımın kabul edilmesi halinde bunu daha ileri adımların takip edeceğini belirten Filistinliler, böylece Aksa'nın zamansal ve mekansal olarak bölünüp Yahudilere tahsis edilmesinden ve ellerinden alınmasından endişe ediyor.