BAYRAM ZİLAN/ANKARA
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Görüşmede, Milat Genel Yayın Koordinatörü Serdar Arseven, Milat Ankara Temsilcisi Bayram Zilan ve Yenisöz Ankara Temsilcisi Şakir Kurter de hazır bulundu. Musul'da devam eden operasyona değinen Numan Kurtulmuş, " Musul'un şu anki durumu ve geleceğinin nasıl şekilleneceği kritik bir noktadır. Bu Halep için de geçerlidir. Musul ve Halep, DEAŞ ile mücadelenin bundan sonraki seyrini belirleyecek olan iki şehirdir. Ayrıca bölgedeki dengelerin yerine oturması ya da tam tersine, iyice çivisinin çıkması bakımından da son derece önemli iki sembol şehir. Dolayısıyla Musul operasyonunun doğru bir şekilde yapılmasının önemini vurguluyoruz.. Bizim temel tezimiz şu, bütün bu şehirler, kendi yerel, asli unsurlarının mücadelenin esasını oluşturduğu bir şekilde kurtuluşu sağlanmalıdır" dedi.
Şii milisler yerine Haşdi Şabi olmalı
Türkiye'nin, kendisine iletilen davet üzerine gittiği Başika'da yerel unsurları eğittiğini söyleyen Kurtulmuş, tamamıyla Musul halkından oluşan birliğin, Ninova muhafızlarının, peşmergenin içinde mücadeleye katıldığını ifade etti. Bölgede yaşayan farklılıkların bölgenin asli unsurları olduğunu söyleyen Kurtulmuş, "DEAŞ'tan temizliyoruz bahanesiyle etnik temizlik yapılmamalıdır. Şii milisler yerine Haşdi Şabi kullanılması daha doğrudur. Musul ile ilgili kırmızı çizgilerden birisi de yeni bir mezhep çatışmasının fitilini ateşleyecek gelişmelerden uzak durulmasıdır. Bu bölgede Şiiler de Sünniler de asırlardır vardır. Türkler, Kürtler, Araplar, diğer bütün diğer unsurlar asırlardır vardır. DEAŞ bölgeden uzaklaştırılırken, oraya başka hiçbir terör örgütü ya da hiçbir silahlı grup sokulmamalıdır. Bunun çok hayati bir nokta olduğunun altını çizmek isterim" ifadelerini kullandı.
Riskler ortadan kalkacak
Kritik noktanın Musul olduğunun altını çizerek operasyonun doğru şekilde yapılması halinde Türkiye'ye yönelik risklerin ortadan kalkacağını vurgulayan Numan Kurtulmuş, "Söz gelimi Musul'da, Haşdi Şabi eliyle yapılacak olan mezhebi bir kıyım, öyle söyleyelim ya da saldırı çok farklı sonuçları ortaya çıkaracak. Bu sonuçlar sadece orayla ilgili kalmayacak bütün bölgeye sirayet edecek. Bu noktada Türkiye'nin buna müsaade etmeyeceğini, bir mezhep savaşının bölgede başlamaması için elinden gelen her türlü gayreti ortaya koyacak. PYD-YPG üzerinde şehirlerin demografisini değiştirmeye kalkacak bir gelişmeye karşı Türkiye son derece duyarlıdır. Bunlarla ilgili hazırlıklarını yapıyor. Yaşanan gelişmeler bu noktaya gelmeyeceğini de ortaya koyuyor" ifadelerini kullandı.
Kimsenin toprağında gözümüz yok
Misak-ı Milli sınırları içerisinde olan Musul ve Kerkük'ün statüsüne değinen Kurtulmuş, "Musul ve Kerkük'teki etnik ve yapısal birtakım değişiklikler Türkiye'nin güvenliğini yakından ilgilendirir. Zaten öyle olduğu için Türkiye sınırlarının dışında ama bir asır evvel Misak-ı Milli'nin bir parçası olarak kabul edilmiştir, Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın altını çizdiği şey bu. Bu iki şehir Türkiye için önemlidir ve güvenliğimizin parçasıdır. Oradaki yapının bozulmaması için gayret sarf ederiz. Bozulmasından Türkiye'ye son derece olumsuz sonuçlar doğacağını biliriz ama bizim kimsenin toprağında gözümüz yoktur. Yani Kerkük'ü, Musul'u Türkiye'ye katalım gibi bir hesap içerisinde değiliz" şeklinde konuştu.
Başika Üssü'ne yönelik bir saldırıda Türkiye'nin olası tutumuna değinen Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Başika'ya bir saldırı olursa, bu nun Ankara'ya yapılan bir saldırıdan hiçbir farkı yoktur. Şimdi uluslararası bir operasyon yapıyorsunuz. Bu uluslararası operasyonun gündeminde hiçbir şekilde orada mezhebi ve etnik temizlik yapılması yok. Zaten böyle bir şey yapılması savaş suçudur, insanlık suçudur. Böyle bir şeyin ortaya çıkmayacağını ümit ediyor ve bu yönde gayret sarf ediyoruz" dedi.
Başkanlık sistemi konuşulur
Başbakan Binali Yıldırım'ın MHP lideri Devlet Bahçeli ile yaptığı ve başkanlık sisteminin ele alındığı görüşmeye değinen Kurtulmuş, "Bizim bu konudaki tavrımız net ve açık. Gördüğüm kadarıyla Sayın Bahçeli de kendi stratejisini açık bir şekilde ortaya koyuyor, görüşlerini ifade ediyor. 'Getirin metninizi görelim' diyor. Dolayısıyla herhangi bir şekilde bir metin parlamentoya gittiği zaman buradan ben rahatlıkla 330'un çok üzerinde bir sonucun çıkacağını görüyorum. Bu, kapalı kapılar ardından pazarlık yapılacak bir mesele değil, kamuoyu önünde konuşulacak bir meseledir" dedi ve erken seçim iddialarına ilişkin, erken seçim laflarının gündemden kaldırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Feto'ya iade ya da gözaltı
Türkiye'nin yoğun bir gündemden geçtiğini vurgulayan Kurtulmuş, 15 Temmuz'dan sonra FETÖ ile mücadelenin planlanan şekliyle devam ettiğini vurgulayarak,"115 bin kişi hakkında işlem yapıldığını, haksızlık yapıldığı görülenler hakkında da gerekli çalışmaların olduğunu kaydetti. FETÖ'nün elebaşı Gülen'in iadesiyle ilgili sürece de değinen Kurtulmuş," Amerika'ya sürekli şunu söylüyoruz, 'Bu adamı ya iade edin ya bu süre içerisinde geçici olarak gözaltına alın.' Çünkü hala oradan yaptığı açıklamalarla hem örgütünü yeniden yapılandırmaya çalışıyor hem de Türkiye'ye dair algı operasyonlarına katkıda bulunuyor. Bu tehdidin bertaraf edilmesi, önlenmesi için geçici de olsa bu adamın gözaltına alınması, Türk-Amerikan ilişkilerini iyiye doğru götürecek bir adımdır" dedi.