Bölge genelinde yaşayan Arap, Türk ve Hıristiyan topluluklar bu kontenjan uygulamasından oldukça rahatsız. 30 Eylül 2018 tarihinde yapılan son seçimde Meclis’e girebilen 5 Irak Türkü’nden biri olan Azad Küreci, temsilde adalet istediklerini, mevcut sistem dahilinde onbinlerce kişinin kendi temsilcisini seçemediğini kaydetti. Osmanlı’nın bölgeden çekilmesi sonrası 100 yıldır Irak Türkleri’ne karşı sistemli bir asimilasyon politikası uygulandığına dikkat çeken Küreci, yaşanan süreci ve geleceğe dönük yapılması gerekenleri Yeni Şafak’a anlattı.
YÖNETİMİ İSTİYORUZ “Mevcut sistem dahilinde biz Türkler bu yönetim şeklinde ortak değil yalnızca katılımcıyız. Mevcut sistem sebebiyle doğru kişiler hak ettiği makamlarda değil. Bölge halkının kendi temsilcilerini eşit oranda seçememesi ciddi mağduriyetler doğuruyor. Kontenjan uygulamasından dolayı yönetim içerisinde diğer asli unsurların temsilcilerine yer verilmiyor. Formalite katılımcı değil yaşadığımız bölgede temsil ettiğimiz kitleler adına yönetim kademesinde yer almak istiyoruz. Buradaki binlerce Türk, süreç boyunca dillerini ve milliyetlerini unuttu. Baskılara karşı milli benliğimizi korumak zorundayız.”
EN MAĞDUR KESİM TÜRKLER “Biz bu coğrafyanın en mağdur kesimiyiz. Burada Türkçe eğitim veren okullar, Türkçe yayın yapan gazete, dergi, tv ve radyolar olmasını istiyoruz. Erbil’de 15, Kifre’de 3 okulumuz var ancak zor durumdalar. Bunları düzeltmek için bütçeden pay isteyeceğiz. Iraklı Türklerin varlığı buralardan silinmek isteniyor. Biz burada kalacak ve atalarımızdan yadigâr kalan ne varsa muhafaza etmeye devam edeceğiz. Tarihimizi, kültürümüzü, dilimizi koruyarak bu ellerde varolacağız. Hükümetle iyi ilişkiler dahilinde bölge şartları imkanlarına göre siyaset yapmak istiyoruz. Tüm yerel ve merkezi kademelerde Irak Türkleri’nin yer alması konusunda çalışmalar yapacağız. Burada barış içerisinde ve kendi öz kimliğimizle yaşama mücadelesi veriyoruz. Diğer tarafların da bu haklarımıza saygı duyacağına inanıyorum.”