Küresel vicdana ihtiyaç var

'Küresel vicdana en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir çağda yaşıyoruz' diyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Sahip olduklarımızı sorgulamak, yoksulları hatırlamak, yoksullarla çok daha fazla empati kurmak zorunda olduğumuz bir sınavdan geçiyoruz" diye konuştu.
FERHAT AÇIL

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen Birleşmiş Milletler Ormancılık Forumu 10. Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, soğuk algınlığı olduğunu ancak böylesine önemli bir toplantıya katılmak istediğini söyledi.

Erdoğan, son dönemde yapılan reformlarla, İstanbul'u aynı zamanda küresel bir finans merkezine dönüştürdüklerine değinerek, şöyle devam etti: "Açıkçası İstanbul, Birleşmiş Milletler için önemli bir merkez olma kapasitesine sahip. Dünya barışı için, medeniyetlerin ittifakı için, hoşgörü için, adaletli bir küresel kalkınma için, İstanbul'un Birleşmiş Milletler'in merkezlerinden biri olmasının son derece isabetli olacağını vurguluyor, bu arzumuzu burada yinelemek istiyorum."

Başbakan Erdoğan, Somali ziyaretinin ardından Kuzey yarımkürede, Batıda pek çok ülkeye gittiğini, ormanların içine inşa edilmiş, temiz akarsulara sahip, her anlamda bolluk yaşayan ülke ve şehirler gördüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

"Somali'de her gece rüyasında bebeği için bir bardak süt gören annelerin tersine, kuzeyde ve batıda, alışveriş arabasını tıka basa dolduran, bir araba yetmeyip arkasına ikincisini takan insanlara şahit olduk. Yanı başında, kuyulardan petrol fışkırırken sefalet çeken insanlar gördüğümüz kadar 5 bin, 6 bin motor hacimli araçlarında, kendi küçük cennetlerinde yaşayan insanlarla karşılaştık."

"Küresel vicdana en fazla ihtiyaç duyduğumuz bir çağda yaşıyoruz" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sahip olduklarımızı sorgulamak, yoksulları hatırlamak, yoksullarla çok daha fazla empati kurmak zorunda olduğumuz bir sınavdan geçiyoruz. Dünyada öyle bir kalkınma, öyle bir büyüme stratejisi hakim ki bir ülkenin, bir bölgenin refahı, maalesef diğer ülkenin, diğer bölgenin sefaletine dayanıyor.

Hiç şüphesiz dünya tarihi, böyle çelişkilerin sıkça yaşandığı bir tarih olmuştur. Hiç kuşkusuz birilerinin zaferi, birilerinin yenilgisiyle mümkün olmuş, birilerinin refahı, bir başka halkın yoksulluğuna dayanmıştır. Ancak iletişimin bu kadar yaygınlaştığı, dünyanın küresel köye dönüştüğü böyle bir çağda insanlığın aynı ortak tehditlerle karşı karşıya kaldığı böyle bir zamanda 'Bana ne başkasından' deme lüksüne hiç kimse sahip değildir."