Neşat GÜNDOĞDU/ANTALYA
Türkiye, tarımdaki başarısını günden güne artırmaya devam ediyor. Rusya, Ukrayna, Irak, Avusturya, İtalya, Romanya, Azerbaycan başta olmak üzere Türkiye’den 85 ülkeye ihraç edilen tohumlarla sağlanan gelir artışı sayesinde tohumculuk alanındaki ihracat ile ithalat arasındaki makas yıldan yıla daralmaya devam ediyor. 2012 yılında ithalatın ihracatı karşılama oranı yüzde 61 iken artan ihracat ile 2018’de bu oran yüzde 85’lere ulaştı. Bu başarının devamını sağlamak için Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) desteği ile Tohum Yetiştiricileri Alt Birliği (TYAB) tarafından Antalya’da düzenlenen “Millî ve Yerli Tohumculukta Sürdürülebilir Stratejiler” konulu etkinlikte tohumculuğun geleceğine ilişkin atılması gereken adımlar konuşuldu.
Tohum üretimi 8 kat arttı
Tarımın gıda teminatı açısından stratejik bir öneme sahip olduğuna vurgu yapan TYAB Başkanı Hacı Ömer Güler, tarım ve tohumculuğun bir ülkenin bağımsızlığının temelini oluşturduğuna vurgu yaptı. Ülkemizde son yıllarda tohumculuk sektöründe önemli mesafeler kat edildiğine değinen Güler, “Tohum üretimi 8 kat artırılarak 140 bin tondan bir milyon 60 bin tona yükseltildi. Desteklemeler de 2,5 kat arttırılmış, daha önce devlet eliyle yürütülen tohumculuk çalışmalarına özel sektörde dâhil edilerek devam edilmiştir. Türkiye bugün dünya tohum pazarında 1 buçuk milyar dolar ile yüzde 2’lik paya sahip olarak 11.sırada, bitkisel üretimde ise Avrupa'da birinci olurken dünyada ise yedinci sırada yer almaktadır. Kendi kendine yetebilirlik oranımız ise yüzde 80'e çıkmıştır” ifadelerini kullandı.
Yanlış bilgi yayılıyor
Türkiye’deki tohumculuk çalışmalarına yönelik özellikle bilinçli karalama kampanyalarının yürütüldüğünü belirten Güler, “GDO ve hibrit tohum hakkında, konusunda uzman olmayan kişilerin sürekli medyada açıklama yapmaları ve tohumda dışa bağımlı olduğumuz algısı oluşturmaları, bilinçli bir şekilde tarımda ve tohumculukta bizi başarısız gösterme çabalarıdır ve bunlar hiçbir zaman sonuç vermeyecektir. Türkiye'nin milli ve yerli tohum atağının önünde kimse duramayacaktır” dedi.
Şûra kararları uygulamaya geçiyor
3.Tarım Orman Şurasında alınan kararlarını havada kalmayacağını ve üzerine düşeni yaparak hemen uygulamaya geçireceklerini belirten Güler, “46.maddede yer alan ‘Çiftçilerin Eğitilmesi ve Eğitim Kurumlarının Açılması’ kararının uygulamaya alınması için Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde ilk adımı atıyoruz. Dünya çiftçisi ile rekabet edebilen, işletme yönetimini ve ürün planlaması, mazot tasarrufu, gübreleme, ilaç ve toprak işleme teknikleri konularında ve gelişmiş navigasyon sistemleri kullanımını profesyonelce yapması için geliştirilmiştir. Bu proje ile ülkemiz tarımında kullanılan 3,5 milyon ton motorin ile 6 milyon ton gübreden yüzde 20 tasarruf edildiğini düşünürsek yaklaşık 7 Milyar Lira ülke ekonomisine kazandırılacaktır” açıklamasını yaptı.
Küresel ısınmaya yönelik üretim
Küresel ısınmanın etkilerinin gün geçtikçe etkisini daha fazla hissettirdiğinin altını çizen Güler, “Su kaynaklarının tasarruflu kullanılması, daha fazla ağaçlandırma çalışmalarının yürütülmesi kaçınılmaz olmuştur. Su rezervlerinin kritik olduğu bölgelerde su ihtiyacı fazla olan bitkisel ürünlere destek verilmesi yerine, daha az su tüketen ürünlere ek destek verilerek (Buğday vb.) bu ürünlerin ekilmesi teşvik edilmelidir. Tarımda etkin su kullanımını sağlayan araç ve tekniklerin kullanımı ülkemizin öncelikli hedefleri arasında yer almalıdır. Unutulmamalıdır ki, Türkiye'de tüketilen toplam suyun yüzde 73’ü tarımda kullanılmaktadır. Sadece ekonomik bir kaynak olmayan su; siyasi ve stratejik bir güç olarak da dikkate alınması gereken doğal bir kaynaktır” şeklinde konuştu.