Küresel çeteye karşılar

Sarı yelekliler protestolarının küreselleşmeye ve global finansa karşı gerçekleştirildiğini ifade eden Leonard Faytre, “Bir zamanlar Rothschild’in bankacısı olan Macron kendi şuuruyla hareket etmiyor. İnsanlar ulusal düzeye dönmeyi talep ediyorlar. Bu ulusal bir tavır, ulusal bir intikamdır” dedi.

SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN

Dünya, Fransa'nın başkenti Paris'te beş hafta önce başlayıp dünyanın muhtelif kentlerine yayılan sarı yelekliler protestosunu konuşuyor. Fransa'da akaryakıt zamlarına tepki olarak başlayan, daha sonra hükümet karşıtı gösterilere dönüşen sarı yeleklilerin eylemlerine 33 bin 500 kişi katıldığı ifade ediliyor. Protestolarda polisin biber gazlı ve tazyikli suyla sert müdahalesi de öne çıkan ayrıntılardan biri. Gösteriler nasıl seyredecek? Başka Avrupa ülkelerine de sıçrama ihtimali var mı? Adım adım Avrupa baharı mı yaklaşıyor? Sarı yelekliler talepleri doğrultusunda Fransız hükümetinden bir sonuç alabilecekler mi? Sorularımızı SETA Avrupa Araştırmaları Asistanı Leonard Faytre’ye yönelttik.

Sarı yelekliler protestosu nasıl başladı?

Normalde Fransa’da protestoları daha çok solcu kesimler ve sendikalar düzenler. Fakat sarı yeleklilere birçok gruptan ve düşünceden insan katıldı. Protestolar ilk önce sağcı kesimlerle başladı. Herhangi bir siyasi parti, sendika ya da örgüt tarafından organize edilmedi. Sosyal medyada yayılarak büyüdü.

Macron kendi şuuruyla hareket etmiyor

Protestoların çıkış noktası nedir?

Sağcı ve solcu kesimler, orta sınıf; işçi sınıfı, banliyödeki bazı dernekler, öğrenciler ve çevrecilerin katıldığı bu protesto genel bir öfkeyi temsil ediyor. Akaryakıt fiyatları ve vergiler sadece bir kıvılcım oldu. Son otuz senedir batı ülkelerinde kemer sıkma politikaları uygulanmaya başladı. Elitlerle halk arasında kopma oldu. Bir zamanlar Rothschild’in bankacısı olan Macron kendi şuuruyla hareket etmiyor.

Yeni bir Fransız devriminin sinyalleri veriliyor diyebilir miyiz?

Daha önce solcu ve işçi gösterilerinde otoriteyi temsil ettiği için Fransa bayrağı kullanılmazdı. Fransız devriminin birçok sloganı, referans ve simgeleri bugün protestolarda kullanılıyor. Fransız ihtilalinde insanlar açtı ve nüfus çok gençti. Şu an Fransız toplumu yaşlı. Onlar istikrarı sever ama protestolara emekliler de katılıyor.

Başka protestolar başlayabilir

Peki eylemciler bir sonuç alabilecekler mi?

Sarı yelekliler protestosu sona erebilir, insanlar yorulabilir, dağılabilir ama bu durum Macron adım atmadığı için ya sandığa yansıyacak ya da başka protestolar başlayacak. Çünkü siyasette yapısal bir problem yaşanıyor.

Mülteciler protestolara destek veriyor mu?

Fransa’ya yeni gelen mülteciler bu protestolara katılmaktan çekindiler. Göçmen kökenli Fransızlar da başta katılmadılar, sonra onlar da meydana indi. Banliyöden gelen dernekler de katılmaya başladı.

Macron zengin elitislerin Cumhurbaşkanı

Macron’un geliştirdiği politikaların temelinde ne var?

Macron zenginlere yönelik bazı vergileri kaldırdı, topluma ise yeni vergiler getirdi. Bütün engelleri kaldırınca Fransa’ya yatırım yapacaklarını düşünüyordu. Çünkü zenginlerle konuşuyor, onlarla birlikte hareket ediyor, kendisi de o kitleden geliyor.

Bahsettiğiniz bu kitlenin yapısı nedir?

Gettolar kapalıdır, sadece kendi içlerine dönük yaşarlar. Oysa Fransa’da en büyük gettolar zengin kesimdir. Kendi yaşam alanlarından çıkıp sadece havalimanına gidiyorlar. Uçağa binip ABD, Tokyo gibi ülkelere gidip tekrar havalimanından yaşam alanlarına dönüyorlar. Fransa’daki diğer mahallelerden haberleri yok çünkü bir kez olsun orada yaşayan insanları ve yaşam şartlarını gidip görmüş değiller.

Tüm tepkiler global finansa karşı

O halde bu görmezden geldikleri insanların elitlere isyanı diye değerlendirme yapabiliriz, öyle değil mi?

Bütün tepkiler küreselleşmeye ve global finansa karşı gerçekleştiriliyor. İnsanlar ulusal düzeye dönmeye talep ediyorlar. ‘Egemen millet olarak, egemenlik hakkımızı kullanarak, kendi ekonomimizi, politikamızı yönetmek istiyoruz’ diyorlar.

Ulusal bir intikam yaşanıyor

Avrupa’da siyasilere yönelik bir öfke tohumu mu filizleniyor?

Avrupa toplumunun şuuru yok. AB’nin en büyük eksikliği bu, bunu oluşturamadılar. Kendi toplumlarına bir karar açıklıyorlar ama Brüksel’de başka karar alıyorlar. Bu yüzden Avrupa toplumlarında bir öfke var. Brexit bu tepkinin neticesidir. Halk ‘Bizim paramız Avrupa’ya gitmesin kendimize harcayalım’ düşüncesi içinde. AB’ye üye ülkelerde kimse ‘ben Avrupalıyım’ demiyor, Alman’ım, İngiliz’im, Fransız’ım diye kendini tanıtıyor. Bu ulusal bir tavır, ulusal bir intikamdır.

Fransa’da siyasi anlamda bir çıkmazdan söz edebilir miyiz?

Bu protestolar Fransa’daki siyasal krizinin sonucu olarak ortaya çıktı. O yüzden elbette siyasete etkisi olacak. Aşırı sağ ve aşırı sol partiler büyüyor. Bu da Fransa’da yaşanan aşırı kutuplaşmanın bir neticesi. Mevcut sistem o kadar meşruiyetini kaybetti ki nasıl bir seçim organize edecek? İnsanlar adeta sistemi reddettiler. Çekimser oranı çok yüksek olacak, oy verenler de inancını kaybetmiş durumdalar. Bir sistemi yıkmak kolay, inşa etmek zordur. Eylemler artık kaosa evrildi. Fransa global sisteme karşı hiçbir şey yapamaz.

Gezi ile sarı yelekliler ayrı noktalarda

Türkiye’de yaşanan Gezi olaylarıyla Fransa’daki sarı yelekliler protestolarını karşılaştıranlar oldu. Bu iki eylemi siz nasıl yorumluyorsunuz?

Gezi’ye belli kesimler katıldı ama Fransa’da her kesimden insan sokağa çıktı. Türkiye’de muhafazakârlar Gezi’de yer almadı ama Fransa’da muhafazakârlar meydanda. Gezi ve Sarı yelekliler eylemi bu noktada ayrılıyor.

Paris’te de polis şiddet kullanıyor ama Batı basınında eylemlere yönelik neredeyse haber yok diyebiliriz. Bunun nedeni nedir?

Egemen mekanizma harekete geçti ve Türkiye aleyhine yayınlar yaptı. Fransa’da da aynı egemen sıkıntı var ama Fransa’nın kendisi zaten bu sistemin içinde yer aldığı için çok fazla aleyhine haber yapılmaz. Oryantalist bakış açısı o kadar benimsenmiş durumda ki; Türkiye’ye karşı olmak çok normal, Fransa ya da ABD’ye karşı tavır almak ise kabul edilemez bir şey.

Avrupa’da günah keçisi Müslümanlar

Avrupa’da mültecilik ve İslamofobi’yi ele alırsak şu an nasıl bir tablo ortaya çıkar?

Avrupa ekonomisi durgunluk yaşıyor. İç sıkıntılarla boğuşuyor. Avrupa nezdinde iki günah keçisi var; mülteciler ve Müslümanlar. Avrupalılar kendi sorumluluklarından kaçmak için ülkedeki sorunların mültecilerden ve Müslümanlardan kaynaklandıklarını söyleyerek onları suçluyorlar.

Müslümanlara karşı iç savaştan bahsediyorlar

Bu suçlama ve İslamofobik bakış ne tür olaylara yol açabilir?

Seksenlerden beri Fransa’da aşırı sağ yükselmeye devam ediyor. Ekonomik durgunluk başlar başlamaz aşırı sağ partilerin gücü arttı. Banliyölerde Müslümanlar ve göçmen kökenliler daha fazla. Fakirlik oranı oldukça yüksek. Uzmanlar, akademisyenler, muhabirler, televizyonlarda iç savaş sözünü kullanmaya başladı. Bu iç savaşı banliyödeki Müslümanlara karşı olarak ifade ediyorlar. Şu an Avrupa’da 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı veya Büyük Buhran sırasındaki durumu yaşıyoruz.

Türkiye’nin iadesini istediği teröristleri teslim etmeyen hatta o terörist gruplara eylem izni veren Avrupa’nın bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Avrupa’da PKK/YPG, FETÖ, terör örgütü olarak tanınsa bile AB ülkelerinde sıkıntı çıkarmadıkları için o terör örgütlerine eylem yapma izni veriliyor, barındırılıyor. Tek bir Avrupa ülkesi dahi o örgütten bir zarar görse hemen sorumlularını Türkiye’ye iade eder. Mesela DEAŞ Fransa’da gösteri yapamaz çünkü Fransa bu örgütten zarar gördü. Bir çifte standart söz konusu çünkü güçlü ülkeler terör örgütlerini piyon olarak kullanıyor.

AB, ABD’ye karşı hareket edemez

Avrupa’nın ABD ile ilişkisi ne durumda?

Her ne kadar Fransa egemen bir söylem kullansa da Transatlantik ilişkilere bağlı. ABD ile Irak ve Kuzey Suriye’de birlikte hareket ediyor. Fransa Ortadoğu’da ABD çıkarlarına ters adım atamaz. Trump, AB ile tartışmaya girdi, Avrupa ülkeleri de diğer müttefiklere yöneldi ama ABD Avrupa’yla ilişkilerini askıya almaz. Hâlâ en büyük hâkim, aktör ABD’dir. Avrupa ülkeleri bu yüzden Amerika’ya karşı hareket edemez.

LEONARD FAYTRE KİMDİR

2011 yılında Sciences Po Paris Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünden lisans derecesiyle mezun olan Léonard Faytre, yüksek lisans öğrenimini 2013 yılında aynı üniversitenin Kamu Yönetimi bölümünde tamamladı. Aynı yıl yükseköğrenimine devam etmek için Türkiye’ye gelen Faytre, 2018 yılında İbn Haldun Üniversitesi’nin Medeniyetler İttifakı Enstitüsünde Tartışma usulü (Münazara) konulu teziyle ikinci yüksek lisansını tamamladı. 2018 yılında SETA İstanbul Avrupa Araştırmaları Direktörlüğü’nde Araştırma Asistanı olarak göreve başlayan Faytre, Siyasi Teori, Fransa’nın göç ve dış politikası konularında araştırmalar yapmaktadır. Leonard Faytre, Fransızca ile birlikte İngilizce, Türkçe ve Arapça bilmektedir.